Yargıtay Dairesi : 13. Ceza DairesiMahkemesi :Asliye CezaElektrik enerjisi hakkında hırsızlık suçundan sanıkların beraatine ilişkin, Ankara 16. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 25.02.2010 gün ve 1249-145 sayılı hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 2. Dairesince 27.07.2012 gün ve 1154-33714 sayı ile 6352 sayılı Kanunun geçici 2/2. maddesi uyarınca yeniden değerlendirme yapılmak üzere dosyanın mahalline gönderilmesine karar verilmiş, Yeniden inceleme yapan Ankara 16. Asliye Ceza Mahkemesince 15.01.2013 gün ve 1249-2145 sayı ile sanıkların beraatine karar verilmiştir.Hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 13. Ceza Dairesince 08.12.2014 gün ve 27957-34771 sayı ile; “1- Sanıklar hakkında kuruma kayıtlı olmayan sayaçtan geçirerek kaçak su kullanıldığına dair tutanak tutulması karşısında; sanıkların tutanağa konu işyerini ne zamandan beridir işlettiği konusunda zabıta araştırması yaptırılarak, işyerine ait ruhsat ve diğer belgelerde getirtilip kaçak kullanım süresi tespit edilerek, mahallinde uzman bilirkişi marifetiyle keşif yapılarak kurulu güç belirlenip, kayıtsız sayaçtan kullanım süresi içerisinde normal kullanıma göre tüketebileceği ortalama su miktarı bilirkişiye hesaplattırılıp, kayıtsız sayaçtan geçirilen tüketim miktarıyla karşılaştırılarak, arasında aşırı bir oransızlık bulunup bulunmadığına dair bilirkişiden rapor alınıp, tutanak mümzileri de tanık olarak dinlendikten sonra sanıkların karşılıksız yararlanma kastıyla hareket edip etmediği değerlendirilerek sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun tayin ve tespiti gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi,2- 02.07.2012 tarihinde kabul edilip 28344 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı 'Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkındaki' Kanun’un geçici 2. maddesinin 1. ve 2. fıkrası hükümleri birlikte ele alınıp değerlendirildiğinde yapılan değişiklikle amaçlananın bu kapsam dâhilindeki suçlar bakımından kurum zararının ödenmesi halinde, olayın sanık ya da sanıkları hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilerek işin esasına girilmesinin önlenmesi olduğu gözetilerek, sanıklara 'bilirkişi tarafından hesaplanacak normal tarifeye göre cezasız kaçak kullanım bedelini ödeyerek şikayetçi kurumun zararını gidermesi halinde 6352 sayılı Yasanın Geçici 2/2. maddesi gereğince hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine' dair bildirimde bulunularak sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi” isabetsizliğinden bozulmasına oyçokluğuyla karar verilmiş, Daire Üyesi E. Noyan; hükmün onanması gerektiği görüşüyle karşı oy kullanmıştır.Ankara 16. Asliye Ceza Mahkemesi ise 07.05.2015 gün ve 1442-565 sayı ile;“Kamu davasının konusunu oluşturan 06.04.2007 tarih 67316 sayılı kaçak su tutanağının incelenmesinden, kayıtlı olmayan sayaç takılarak tüketim yapıldığının yazılı olduğu anlaşılmaktadır. Kaçak su tutanağında idareye kayıtlı olmayan sayaçtan su kullanmak kaydı mevcut olup, sayacın değiştirilerek kullanıldığına ve tüketim kaydına engel olunduğuna dair tespit bulunmamaktadır. Kullanılan su sayaçtan geçmektedir. Nitekim endekste tüketimin 317 m3 olduğu yazılıdır. TCK'nın 163/3. maddesindeki 'tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketim' eyleminin sübutuna dair delil yoktur. Dosya içeriğinden sayaçtan geçirilmeksizin su kullanıldığına dair bulgu bulunmamaktadır. Tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde su tüketilmesi halinin mevcut olmadığı da açıktır. Bozma kararında uzman bilirkişiden rapor alınması istenmiş ise de sayaçta tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde müdahale olmadığından bilirkişiden rapor alınması da sonucu değiştirmeyecektir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden hükme esas alınan tutanakta, kayıtsız sayaçtan su kullanılması dışında sayaca tüketimi kaydetmesine engel olacak müdahalede bulunulduğuna, eksik kayıt yapıldığına, tüketimin düşürüldüğüne, sayacın kullanıcı tarafından değiştirildiğine dair tespit bulunmadığı anlaşılmakla, suç işleme kastı ile hareket etmedikleri" gerekçesiyle direnerek önceki hükmünde olduğu gibi sanıkların beraatine karar vermiştir.Bu hükmün de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.05.2016 gün ve 151185 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır. TÜRK MİLLETİ ADINACEZA GENEL KURULU KARARIÖzel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; eksik araştırma ile hüküm kurulup kurulmadığı ve sanıklara bilirkişi tarafından hesaplanıp miktarı açıkça belirtilen katılan kurum zararını gidermeleri halinde 6352 sayılı Kanunun geçici 2/2. maddesi uyarınca haklarında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine dair bildirimde bulunarak hukuki durumlarının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden beraat kararı verilmesinin isabetli olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de; Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle direnme kararının yeni hüküm niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, c) Bozma sonrasında yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak,Suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtay’ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.İncelenen dosyada; yerel mahkemece "... Katılan idareye kaydı bulunmayan sayaçla sanıklar tarafından kullanılan suyun ölçümünün yapılması nedeniyle tüketim miktarının sayacın endeksinden anlaşıldığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın hukuki nitelikte olduğu ve sanıkların üzerlerine atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı" gerekçesiyle sanıkların beraatine ilişkin verilen önceki hüküm Özel Dairece, eksik araştırma ile hüküm kurulması ve sanıklara bilirkişi tarafından hesaplanıp miktarı tespit edilen katılan kurum zararını gidermeleri halinde 6352 sayılı Kanunun geçici 2/2. maddesi uyarınca haklarında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine dair bildirimde bulunarak hukuki durumlarının belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliklerinden bozulmuş, yerel mahkemece önceki kararda yer almayan “Kamu davasının konusunu oluşturan 06.04.2007 tarih 67316 sayılı kaçak su tutanağının incelenmesinden, kayıtlı olmayan sayaç takılarak tüketim yapıldığının yazılı olduğu anlaşılmaktadır. Kaçak su tutanağında idareye kayıtlı olmayan sayaçtan su kullanmak kaydı mevcut olup, sayacın değiştirilerek kullanıldığına ve tüketim kaydına engel olunduğuna dair tespit bulunmamaktadır. Kullanılan su sayaçtan geçmektedir. Nitekim endekste tüketimin 317 m3 olduğu yazılıdır. TCK'nın 163/3. maddesindeki 'tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketim' eyleminin sübutuna dair delil yoktur. Dosya içeriğinden sayaçtan geçirilmeksizin su kullanıldığına dair bulgu bulunmamaktadır. Tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde su tüketilmesi halinin mevcut olmadığı da açıktır. Bozma kararında uzman bilirkişiden rapor alınması istenmiş ise de sayaçta tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde müdahale olmadığından bilirkişiden rapor alınması da sonucu değiştirmeyecektir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden hükme esas alınan tutanakta, kayıtsız sayaçtan su kullanılması dışında sayaca tüketimi kaydetmesine engel olacak müdahalede bulunulduğuna, eksik kayıt yapıldığına, tüketimin düşürüldüğüne, sayacın kullanıcı tarafından değiştirildiğine dair tespit bulunmadığı anlaşılmakla, suç işleme kastı ile hareket etmedikleri" şeklindeki yeni ve değişik gerekçe ile direnme kararı verilmiştir.Bu itibarla, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı niteliğinde olmayıp, ilk hükümde yer almayan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurulmuş olması nedeniyle yeni hüküm niteliğindedir. Özel Daire denetiminden geçmemiş olan bu yeni ve değişik gerekçelerin doğrudan ve ilk kez Ceza Genel Kurulunca incelenmesi mümkün görülmediğinden, dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.SONUÇ:Açıklanan nedenlerle;Ankara 16. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 07.05.2015 gün ve 1442-565 sayılı karar yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 13. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 18.10.2016 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.