Yargıtay Dairesi : 2. Ceza DairesiMahkemesi :Asliye Ceza Hakaret suçundan sanık ...'in beraatine ilişkin, Şişli 3. Sulh Ceza Mahkemesince verilen 27.06.2008 gün ve 30-308 sayılı hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Ceza Dairesince 06.06.2012 gün ve 28660-16194 sayı ile;"Sanığın sunuculuğunu yaptığı 18.10.2007 tarihli radyo programında söylediği ‘Sabah Gazetesinde bir yazar var sevgili dinleyiciler. Tabi kerameti kendinden menkul. Adı Aydın galiba soyadı da Ayaydın. Hep okuduğum en kötü yazıları bu kişi yazar. Zaten kendisi gazeteci değil eski Rekabet Kurulu başkanıydı. Hasbel kader işte adamını bulup gazetede kendini maaşa bağlatmış. Efendim bana dava açmış kendisi. Tabi insan yayıncı, gazeteci filan olmayınca bir başka gazetecinin konuşma özgürlüğü olabileceğini idrak edemiyor. İdrak yolları tıkanmış sevgili dinleyiciler. Evet olabilir. Açmazsan, dava açmazsan hatırım kalır Sayın Ayaydın, lütfen yüce mahkemelere gidiniz. Zaten Türkiye'de mahkemelerde açılan bir dava herhalde 4,5 yıl sürüyor o kadar ömrünüz var mı sizin bilmiyorum, Allah uzun ömür versin ama biz bekleriz her türlü davayla da savaşmaya hazırız’ biçimindeki sözlerin katılanın onur, şeref ve saygınlığını zedelediği gözetilmeden, yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda İstanbul 16. Sulh Ceza Mahkemesince 01.10.2013 gün ve 369-1380 sayı ile; sanığın yeniden beraatine karar verilmiştir. Hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Ceza Dairesince 15.04.2015 gün ve 2451-7741 sayı ile;“02.07.2012 tarihinde kabul edilerek, 28344 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan ve 05/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun'un Geçici 1. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir. İstanbul 72. Asliye Ceza Mahkemesi ise 15.12.2015 gün ve 216-1007 sayı ile; “... sanık ...'ın 2007 yılında işlediği iddia edilen hakaret suçu yönünden soruşturma ve kovuşturma aşaması biten ve iki kez beraat etmiş olduğu hakkındaki dosyanın sonradan yürürlüğe giren 6352 sayılı Yasa gereğince ertelenmesi durumunda sanığın 6352 sayılı Yasanın geçici 1/b maddesi gereğince 3 yıl boyunca adeta bir denetime tabi tutulması gerçeğidir. Bu aşamada herhangi bir şekilde başka bir suç işlemesi halinde dosya yeniden ele alınacak ve tekrar kesin olarak beraat etmesi söz konusu olmayabilecektir. Şüphesiz ki sanık hakkında mahkememizce 6352 sayılı Yasanın yürürlüğünden önce mahkumiyet kararı verilmiş olması durumunda bu yasa gereğince kovuşturmanın ertelenmesi açık ve net bir şekilde sanığın lehine bir sonuç doğuracaktır. Ancak mahkememizce sanık hakkında tutarlı bir şekilde iki kez beraat kararı verilmiştir. Bu durumda sanık hakkındaki kovuşturmanın ertelenmesi ise açıkça sanık aleyhine bir sonuç doğuracaktır” gerekçesiyle önceki hükümde direnilmesine karar vermiştir.Bu hükmün de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24.02.2016 gün ve 52718 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.TÜRK MİLLETİ ADINACEZA GENEL KURULU KARARIÖzel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında hakaret suçundan açılan kamu davasında 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi uyarınca kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden beraat kararı verilmesinin isabetli olup olmadığının tespitine ilişkin ise de; Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle, direnme kararının "yeni hüküm" niteliğinde olup olmadığı hususunun ön sorun olarak ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir.Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre, şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi; a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak, b) Bozma kararında tartışılması gerektiği belirtilen hususları tartışmak, c) Bozma sonrasında yapılan araştırmaya, incelemeye, toplanan yeni delillere dayanmak, d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak, Suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucunda verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi durumunda ise incelemenin Yargıtay'ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.İnceleme konusu dosyada; sanığın beraatine ilişkin yerel mahkemece verilen önceki hükmün Özel Dairece 6352 sayılı Kanunun geçici 1/1. maddesinin b bendi gereğince kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden beraat kararı verilmesi isabetsizliğinden bozulduğu, bozmadan sonra yapılan yargılamada yerel mahkemece "...sanık ...'ın 2007 yılında işlediği iddia edilen hakaret suçu yönünden soruşturma ve kovuşturma aşaması biten ve iki kez beraat etmiş olduğu hakkındaki dosyanın sonradan yürürlüğe giren 6352 sayılı Yasa gereğince ertelenmesi durumunda sanığın 6352 sayılı Yasanın geçici 1/b maddesi gereğince 3 yıl boyunca adeta bir denetime tabi tutulması gerçeğidir. Bu aşamada herhangi bir şekilde başka bir suç işlemesi halinde dosya yeniden ele alınacak ve tekrar kesin olarak beraat etmesi söz konusu olmayabilecektir. Şüphesiz ki sanık hakkında mahkememizce 6352 sayılı Yasanın yürürlüğünden önce mahkumiyet kararı verilmiş olması durumunda bu yasa gereğince kovuşturmanın ertelenmesi açık ve net bir şekilde sanığın lehine bir sonuç doğuracaktır. Ancak mahkememizce sanık hakkında tutarlı bir şekilde iki kez beraat kararı verilmiştir. Bu durumda sanık hakkındaki kovuşturmanın ertelenmesi ise açıkça sanık aleyhine bir sonuç doğuracaktır” şeklinde önceki hükümde yer almayan yeni ve değişik gerekçeyle direnme kararı verildiği anlaşılmaktadır.İlk hükümde yer almayan bu hususlar, Özel Dairece denetlenmemiş olduğundan, Özel Dairece denetlenmeyen bir konunun ilk kez ve doğrudan Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmesine kanunen imkan bulunmamaktadır.Bu itibarla, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı olmayıp, yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.SONUÇ:Açıklanan nedenlerle; İstanbul 72. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 15.12.2015 gün ve 216-1007 sayılı karar yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 24.05.2016 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.