Kaçak orman emvali bulundurmak suçundan sanıklardan Rüstem D.......'nin beraatına, sanık Durmuş K........'nün ise 6831 sayılı Yasanın 91/5-son, 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca 5.460.000 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına, bu cezasının 647 sayılı Yasanın 6. maddesi uyarınca ertelenmesine, yediemindeki 1.5 kental çam odununun TCY.nın 36. maddesi uyarınca zoralımına, araç ve hurda ağaçların iadesine ilişkin Kalecik Sulh Ceza Mahkemesince 09.04.2001 gün ve 38-97 sayı ile verilen hükmün katılan idare temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesince 05.02.2002 gün ve 317-818 sayı ile; "Sanık Durmuş'un köyde dededen kalma evinin 1983'de yıkılıp buradan kalan odunları çıkardığını, tamamının evin enkazından çıkan odunlar olup ormandan kesmediğini savunmasına; emval üzerinde yapılan tespit ve bilirkişi raporlarında emvalin yaklaşık 50-60 yaşlı, eski köy evlerinin şahısların kendi çatılarından sökülmüş eski tarihli kuru emval olduğunun; yeni kesime ilişkin ibareler taşımadığının bildirilmesine göre sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir. Yerel Mahkeme ise 10.06.2002 gün ve 11-51 sayı ile; "Sanıkların emval naklederken ya-kalandıklarına dair 17.5.1998 tarihli orman işletme görevlileri tarafından tutulan zabıt varaka-sının incelenmesinde sanıkların emanete alınan araçta bir miktar kavak odunu, yine nakliyesiz ve damgasız 5 adet 10x10 ebatlarında ve 0.200 dm3. hacminde çam odunları ile 150 kg. yaklaşık 1.5. kental çam odunu naklederken yakalandıkları anlaşılmış ve yine aynı tarihli yediemin senedinin incelenmesinde, yediemine teslim edilen odunların 5 adet 10x10 ebadında 0.200 dm3. hac-minde kuru çam odunu ve 150 kg. yaklaşık 1.5. kental ağırlığında kuru çam odunu olduğunu, kavak odunlarının yediemine teslim edilmediği, müdahil idare tarafından hazırlanan tazminat ra-porunda da çam maden direkleri ve yakacak çam odunu için tazminat talep edildiği görülmüş ve yargılama sırasında yapılan bilirkişi incelemesine dair raporlarda 26.04.1999 tarihli ek raporun 2 ve 3. bendine açıkça belirtildiği üzere 5 adet 10x10 ebadındaki kerestelik yakacak emvalinin yanında 150 kg. karaçam odununun da olduğu belirtilmiştir." gerekçesiyle önceki hükümde direnmiş ve bu kez sanık Rüstem hakkındaki beraat kararının kesinleştiğinden bahisle bu sanık hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir. Bu hükmün de katılan idare temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının "bozma" istekli 16.07.2003 günlü tebliğnamesi ile 3. Ceza Dairesine ve Özel Daire Başkanlığınca da Birinci Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü; CEZA GENEL KURULU KARARI Sanık Durmuş K........'nün kaçak orman emvali bulundurmak suçundan cezalandırılmasına karar verilen olayda, Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık yüklenen suçun oluşup oluşmadığının belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. İncelenen dosya içeriğine göre; 17.05.1998 tarihinde düzenlenen suç tutanağında; Kalecik-Ankara yolu üzerinde 06 KEP 74 plakalı kamyonetin hareket halindeyken durdurulduğu, içinde Rüstem D....... ile Durmuş K........ adlı kişilerin bulunduğu, yapılan kontrolde kavak odunları ve damgasız olması nedeniyle kaçak olan 10x10 genişlik ve kalınlığında, 4 metre boyunda 5 adet, 0.200 dm3 çam ile 150 kg. civarında çam odunları olduğu, sorulduğunda emvallere ait nakliye teskeresi gösteremedikleri, bunun üzerine araca ve emvallere el konularak jandarma karakoluna teslim edildiği belirtilmiş, tutanak sanıklar tarafından da imzalanmıştır. Sanık Durmuş K........ kolluk tarafından alınan ifadesinde; Sungurlu İlçesi Çavuşçu köyünde bulunan evini 1983 yılında yıkmış olduğunu, Ankara'da bir gecekondu yaptırdığını, yakalanan ağaçları da bu evin üzerini kapatmak için, diğer sanık Rüstem'e ait kamyonetle götür-dükleri sırada yakalandıklarını, köyden bir miktar eski ağaç attıklarını, içerisinde 5 tane eski çam ağacının da olduğunu, bu ağaçların kaçak olduklarını bilmediğini, bilse yüklemeyeceğini beyan etmiştir. Duruşmada; benzer şekilde savunmada bulunmuş, ayrıca Kırıkkale 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde bilirkişi incelemesi yaptırdığını ve ağaçların 50-60 yıllık olduğunun belirlendi-ğini, 150 kg. odunun da yıkık evden çıkardığı eski ve çürük emval olduğunu, ormandan kesme-diğini, suçsuz olduğunu söylemiş ve bilirkişi raporunu mahkemeye ibraz etmiştir. Bilirkişinin en son raporu doğrultusunda 06.12.1999 tarihinde alınan ek ifadesinde, suça konu ağaçları köyde bulunan ve dedesinden kalan evin enkazından çıkarttığını, olay günü bu ağaçları Ankara'ya getirirlerken yakalandıklarını, bu ağaçların tamamen evin enkazından çıkartılmış işe yaramaz odun niteliğinde olup herhangi bir yerden kesmediğini, bilirkişi raporuna bir diyeceği olmadığını, 26.04.2000 tarihinde alınan ifadesinde de ağaçların çıkartıldığı evin dedesinden babasına ondan da kendisine intikal ettiğini, hangi tarihte yapıldığını bilemediğini, çok eski olup yıkıldığı için enkazını Ankara'daki evine getirmek için Rüstem D.......'nin aracına yükleyip yola çıktıklarında, yolda yakalandıklarını, orman işletmesinden herhangi bir ruhsat almadığını sadece tespit yaptırmış olduğunu belirtmiştir. Diğer sanık Rüstem D....... ise kollukta ve duruşmadaki ifadelerinde benzer şekilde, sanık Durmuş'un, Çorum'da bulunan kavak kerestelerini getirip getiremeyeceklerini sorduğunu, içinde yasak ağaç olmadığını söylemesi üzerine D....... şirketine ait olan 06 KEP 74 plakalı kamyonet ile bu ağaçları getirmek için birlikte gittiklerini, ağaçları gördüğünü ancak ağaçtan anlamadığı için çam ağacı olduklarını bilmediğini beyan etmiş, bilirkişinin en son raporu doğrultusunda ve kamyonetin sahibi olan D....... Ltd. Şti.nin yetkilisi olarak 24.11.1999 tarihinde tanık sıfatıyla alınan ek ifadesinde ise, olay tarihinde arkadaşı olan sanık Durmuş'un teklifi ile kamyonetle köyüne gittiklerinde bu sanığın dedesine ait yıkılan inşaatın kerestelerini kamyonete yüklediklerini, Ankara'ya dönerlerken yolda yapılan kontrol sırasında yakalandıklarını söy-lemiştir. Sanık Durmuş tarafından sunulan belgelerin incelenmesinde; 17.05.1998 tarihli "İlmuhaberdir" başlıklı belgede, köy halkından olan Durmuş K........'nün naklihane yaparak Ankara Altındağ ilçesine göçtüğü, köyde eski kullanılmayan evini sökerek eski ağaçlarını 06 KEP 74 plakalı kamyonete yükleyerek Ankara'ya nakletmek için köyden ayrıldığı belirtilmiş ve belge Çavuşçu köyü muhtarı Mümin İ....... ile iki aza tarafından imzalanıp mühürlenmiştir. 27.05.1998 tarihli, bilirkişi Ziraat Mühendisi Ahmet Sezer tarafından düzenlenen ve Kırıkkale 1. Asliye Hukuk Mahkemesine sunulan bilirkişi raporunun fotokopisinde, 26.05.1998 tarihinde 1998/168 D.İş sayılı dosya için yapılan keşifte, orman deposunda bulunan emvaller üzerinde yapılan tespit ve incelemede, söz konusu ağaçların orman emvali olup, ancak yaklaşık 50-60 yaşında, eski köy evlerinin çatı kısmından sökülmüş hurda ağaçlar olduğu, yeni kesim bu-lunmadığı ve kullanılmasında, taşınmasında sakınca olmadığının bildirildiği anlaşılmaktadır. Tutanağa konu emvaller üzerinde, yazılan talimat uyarınca Kırıkkale 1. Sulh Ceza Mah-kemesince 29.09.1998 tarihinde yapılan keşifte dinlenen bilirkişi serbest orman mühendisi Mehmet Sandalcı, 30.09.1998 günlü raporunda; 5 adet 5x10 ve 10x10 ebatlarında yapacak ni-telikte 2. sınıf kerestelik kara çam odunu olduğunu, emvalin 150 kg. miktarında üst üste istiflen-miş ve kuru olduğu, çap ve boyları dikkate alındığında emvalin yakacak niteliğinde olmadığı, nakliye teskeresi bulunmadığı gibi, kesim yüzlerinde herhangi bir damgaya rastlanmadığını, ay-rıca 50-60 yaşlarında, çatıdan sökülmüş eski kavak odunları bulunduğunu, bunların ise yakacak odun niteliğinde olduğunu belirtmiştir. Yerel Mahkemece emvallerin orta kuturlarının ve ağaçlandırma giderinin hesaplanma-sının istenmesi üzerine, aynı bilirkişi tarafından düzenlenen 16.11.1998 günlü ek raporda; yeniden yaptığı incelemede emvallerin ortalama 47.5 cm. orta kutrunda, 50-60 yaşlarında eski köy evlerinin çatı kısımlarından sökülmüş hurda ağaçlar olduğu, yeni kesim olmadığı, kullanılma-sında ve taşınmasında herhangi bir sakınca olmadığının tespit edildiği, önceden emvallerin 2. sı-nıf kerestelik yapacak odun niteliğinde olduğuna ilişkin yapılan tespitin sehven yapıldığını, kullanılan emvallerin çam odunu niteliğinde olup ekonomik olarak herhangi bir değerinin bulun-madığı, bu nedenle ağaçlandırma giderinin de hesaplanmadığı bildirilmiştir. Her iki rapor arasında çelişki doğması üzerine aynı bilirkişiden bu hususta yeniden so-rulması üzerine, düzenlediği 13.05.1999 günlü ek raporda ise aynen;"30.09.1998 tarihli vermiş olduğum raporda suça konu edilen emvaller 2. sınıf kerestelik olup Karaçam cinsinde yapacak odun niteliğinde olduğu tarafımdan tespit edilmişti. Yine üst üste istiflenmiş vaziyette 150 kg. (1.5 kental) miktarında doğranmış çam odunları görülmüştü. Ayrıca şahısların kendi çatılarından söktüğü 50-60 yaşlarında kavak odunları mevcut olup, tamamen yakacak odunu niteliğinde olduğu belirlenmişti. Daha sonra düzenlemiş olduğum ek raporda suça konu emvallerin orta kuturları ile ağaç-landırma giderinin hesaplanması istenmişti. Ek raporda belirtilen hususlar neticesinde çelişki oluşturan ibarelere ilişkin incelemeler şu şekildedir. 1- Suça konu teşkil eden emvaller orman emvali olup, karaçam 2. sınıf kerestelik yapacak emvalidir. 2- Raporda belirtilen 50-60 yaşlarında eski köy evlerinin çatı kısımlarından sökülmüş kavak odunları olduğu, bunlar orman emvali olmayıp hurda ağaçlar olduğundan ve kesim olayı olmadığı için kullanılmasında ve taşınmasında herhangi bir sakınca yoktur. 3- 150 kg. miktarındaki çam odunları niteliğindedir. Yapacak emval olarak değeri he-saplanmıştır. Ek raporda belirtilen, "yani emvallerin 2. sınıf kerestelik yapacak odun niteliğinde olduğu, önceden sehven olarak belirlenmiştir. Kullanılan emvaller çam odunu niteliğinde olup, ekonomik olarak bir değeri bulunmamaktadır" şeklindeki beyanım sehven yazılmış olup, 5x10 ve 10x10 ebatlarında bulunan kerestelik yapacak emvalin yanında 150 kg. miktarında karaçam odunu mevcut olup, 1 kental hesap edilerek tamamı ekonomik olarak değerlendirilmektedir. 4- Mevcut emvaller yeni kesime ilişkin ibareleri taşımadıklarından ve daha önce ek raporla istenen ağaçlandırma giderine ilişkin hesaplama, mevcut emvallerin kesildiği yüzeye ilişkin alanın bilinmediği ve tarafımdan görülmediği sadece suç konusu emvallerin yedieminde görülmesinden dolayı yapılamamıştır." açıklamasına yer verilmiştir. 6831 sayılı Orman Yasasının, suç tutanağının niteliğini düzenleyen 82. maddesinin 4 üncü ve 5 inci fıkralarında; " Bu zabıtlar, hilâfı ispat oluncaya kadar muteberdir. Zabıt varakasının hilafını iddia halinde maznun, mahkemeye bu iddiası hakkında kanaat verecek deliller gösterir ve mahkeme bu müdafaayı tâhkike şayan görürse delillerini istima ve tetkik eder. Neticede maznunun iddiasını haklı gösterecek bazı sebepler karşısında kalırsa ancak o takdirde, zabıt varakasını imza etmiş olan memurları çağırıp dinledikten ve başka deliller varsa inceledikten sonra hâsıl edeceği kanaate göre davayı intaceder." hükmüne yer verilmiştir. Madde hükmünün açıklığı karşısında, orman memurları tarafından düzenlenen suç saptama tutanakları aksi kanıtlanıncaya kadar geçerlidir. Bu tutanağın aksini savunan, mahkemeye kanaat verecek kanıtlar göstermek zorundadır. Bu belgenin aksinin kanıtlandığının kabulü bakımından soyut inkar yeterli değildir. Somut olayda sanık, suçsuz olduğuna ilişkin savunmasını Asliye Hukuk Mahkemesine yaptırdığı kanıt tespitine ilişkin bilirkişi incelemesi ve köy muhtarı ile azalar tarafından imzalanmış, emvallerin inşaattan çıkartılan hurda emval olup olay tarihinde sanık tarafından Ankara'ya nakledildiğine ilişkin düzenlenmiş belge ile desteklemiştir. Ayrıca, Yerel Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemelerinde de suç tutanağına konu emvallerin, inşaatta kullanılmış hurda niteliğinde ve kuru olduklarının saptandığı belirtilmiş olup, esasen aynı bilirkişi tarafından düzenlenen bu raporlar kendi içerisinde çelişkiler içermektedir. Bu nedenle suç tutanağının aksini belgeler ile kanıtlayan sanığın savunmasına itibar edilmesinde zorunluluk vardır. Bu itibarla dosya kapsamına uymayan gerekçelere dayanması nedeniyle isabetsiz olan Yerel Mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir. Öte yandan, Yerel Mahkemece bozmadan sonra yapılan yargılamada, sanıklardan Rüstem D....... hakkındaki önceki beraat kararının kesinleştiği kabul edilerek bu sanık hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmişse de, bu sanığın beraatına ilişkin ilk hükmün katılan Orman İdaresince temyiz edildiği, ancak Özel Dairece yapılan incelemede diğer itiraz nedenlerinin reddedilerek, yalnızca sanıklardan Durmuş K........ hakkındaki mahkumiyet kararının bozulmasına karar verildiği, sanık Rüstem hakkındaki hükme yönelen temyiz itirazları reddedilmekle beraber bu sanık hakkındaki hükmün açıkça onanmadığı anlaşılmaktadır. Sanık Rüstem D....... hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin bu son karar da katılan idare temsilcisi tarafından temyiz edilmiş olup, direnme kararı kapsamında bulunmayan bu hükme yönelen temyiz istemi Özel Dairesince incelenmelidir. SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, Yerel Mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA, sanık Rüstem D....... hakkında temyiz incelemesi yapılması için dosyanın Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 08.06.2004 günü tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak oybirliğiyle karar verildi.