Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Babaeski Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 13.05.2008 gün ve 2006/268 E., 2008/128 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 30.03.2009 gün ve 2008/12868 E., 2008/4183 K. sayılı ilamı ile; ("……Davacılar, hissedar oldukları taşınmazı satması için davalıyı vekil tayin ettiklerini, davalının 7/8 hisseyi 10.04.2000 tarihinde dava dışı H…… Ö……'e 1400 YTL'ye sattığını bildirip kendilerine 1400 YTL verdiğini, ancak davalının düzenlediği belgede 16600 dolara sattığının yazılı olduğunu, taşınmazın diğer hissedarı olan dava dışı İ…… Ş…….'nin H... Ö... aleyhine açtığı şufa davası sonunda H…… adına olan kaydın iptal edildiğini, bunun üzerine H……'in de kendileri aleyhine dava açtığını ve 16600 dolar karşılığı TL talepte bulunduğunu, yargılama sonunda kendilerinden 21.340.00 TL'nın tahsiline karar verildiğini ileri sürerek 21.340.00 TL'nın davalıdan tahsilini istemişlerdir. Davalı, 16.600 doların tamamını davacılara ödediğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davalının bedeli davacılara ödediğini ispat edemediği gerekçesiyle 21.340.00 TL'nın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davalının davacılar vekili olarak 1463 parsel numaralı taşınmazdaki davacıların hissesini 16.600 dolara 10.4.2000 tarihinde dava dışı H... Ö...'e sattığı akabinde dava dışı hissedarın sufa davası açarak taşınmazı kendi adına tescil ettirdiği ve H... Ö...'ün de buna istinaden davacılar aleyhinde dava açtığı ve 21.340.00 TL'nın eldeki dosyanın davacılarından tahsile karar verildiği ve kararın kesinleştiği ihtilafsızdır. H... Ö... tarafından eldeki dosyanın davacıları aleyhine açılan Babaeski Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/384 esas sayılı dava dosyasındaki gerekçeli kararda davacılar vekaleten satış yapan davalı V…… T……'un H... Ö...'den aldığı 16600 doları eldeki dosyanın davacılarına verdiği ve paylaştırdığı kabul edilmiş, davacılar kararın gerekçesini bu yönüyle temyiz etmemişler ve karar kesinleşmiştir. Anılan mahkeme kararında vekil V... T...'un 16600 doları müvekkili davacılara verdiğine dair var olan saptama davalının aldığı 16600 doları davacılara verdiğine yönelik kuvvetli delil teşkil eder. Mahkemece davalının savunması ve anılan mahkeme kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde davanın reddine karar verilmesi gerekirken değinilen bu yön gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir……") gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. TEMYİZ EDEN : Davalı vekili HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 13.04.2011 gününde, yapılan ikinci görüşmede oyçokluğuyla ile karar verildi.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
HAGB'ye itiraz üzerine hem şekil hem de esastan incelenir
Hakkı olmayan yere tecavüz suçundan sanık S.nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 154/1, 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 5 ay hapis ve 80,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına da
Avukatın yapamayacağı işler- ortak çalışan avukatlar da işi yasal olarak reddetmek zorundadır.
1136 Sayılı Avukatlık Kanunu'nun 38.maddesinde avukatın işi ret mecbureyetinde olduğu haller gösterilmiş, aynı maddenin (c) bendi; “Avukatın evvelce hakim, hakem, Cumhuriyet savcısı, bilirkişi veya memur olarak görev yapmış olmasını” işi reddetme sebebi olarak kabul etmiş, aynı maddenin son fıkrasın
TESPİT DAVALARINDA GÖREVLİ MAHKEME
Taraflar arasındaki "oda kaydının silinmesine dair işlemin iptali, üyelik kaydının devam ettiğinin ve davacının taksi durağında hak sahibi olduğunun tespiti” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bandırma 1.Asliye Hukuk Mahkemesince mahkemenin görevsizliğine dair verilen 06.09.2012 gün ve E:2
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?