Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 959 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2290 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Konya 1.Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 19/09/2013NUMARASI : 2013/964 E-2013/1146 K.Taraflar arasındaki “tapu kaydında isim tashihi” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Konya 1.Sulh Hukuk Mahkemesi’nce davanın kabulüne dair verilen 05.03.2013 gün ve 2012/1247 E. -2013/242 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekilince istenilmesi üzerine, Yargıtay 1.Hukuk Dairesi’nin 20.06.2013 gün ve 2013/8253 E.-2013/10290 K. sayılı ilamı ile(..Talep, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.İlgili Tapu Müdürlüğü, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.Bu tür işler, 6100 sayılı HMK’nin 382/9-ç maddesi gereğince çekişmesiz yargı usulüne göre sulh hukuk mahkemesinde ve taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan, aynı Kanunun 12.maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde görülür.Tapuda kayıt düzeltilmesi ve tespit taleplerini, tapu maliki ile mirasçıları isteyebilir.Bunun yanı sıra, 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununun 702.maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan her hangi biri de tek başına tapuda murisin kimlik bilgileri ilgili olarak düzeltme isteyebilir. Ayrıca bu işlerin, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılması da mümkündür. Böyle bir yetki verildiğinde yetkiye dayanarak talep eden kişinin aktif dava ehliyeti vardır.HMK’nin geçici birinci maddesi gereğince “Bu Kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri, Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmayacağından” kanunun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra yapılan taleplerin tapu müdürlüğüne ilgili sıfatıyla yöneltilerek yapılması gerekir.Bu tür işlerde mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı ve kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir:1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.2-Nüfus müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak talep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.4-İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir.5-Tüm bu araştırmalar sonucu hâlâ kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında talebin kabulü yoluna gidilmelidir.Talebin niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekalet ücreti maktu olarak belirlenmelidir.Tapu müdürlüğü ilgili sıfatıyla yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden (ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden) sorumlu tutulmamalıdır.Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında;davacı, 29614 Ada 35 Parsel sayılı taşınmaz maliki olduğunu, ancak müvekkilinin malik hanesinde adının Ayış olarak yazıldığını, esasen nüfus kayıtlarına göre müvekkilinin adının Ayşe olduğunu, taşınmazın tapu kayıtlarında Ayış olan malik adının A.. Ö.. olarak düzeltilmesi ile tapuya bu şekilde tesciline karar verilmesini istemiş, davalı, açılan davanın yerinde olmadığını belirterek reddini savunmuş, mahkemece, davacının iddiasını ispatladığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Ne varki mahkemece, nüfus kayıtlarında soyadı değişikliği olduğu anlaşılmakta ise de mahkemece bu konuda yeterince araştırma yapılmadığı, zabıta ve nüfus araştırmasının çelişkiyi giderecek ölçüde olmadığı, keşif de yapılmadığı görülmektedir.Hal böyle olunca; yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda araştırmanın yapılması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.Davalı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi gereğince bozulmasına...)gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Dava, tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemine ilişkindir.Mahkemenin, davanın kabulüne dair verdiği karar, Özel Daire’ce yukarıda yazılı gerekçelerle bozulmuş; yerel mahkeme önceki kararında direnmiştir.Hüküm, dayalı vekilince temyiz edilmiştir.Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; mahkemece verilen kararın eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.Bilindiği üzere, taşınmazların kadastro tespiti yada tapuya tescili sırasında tapu kütüğünde hak sahibi olarak yer alan kişilerin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayıtlara eksik yada yanlış olarak işlenmesi halinde bunların dava yoluyla düzeltilmesi mümkündür.Bunda amaç tapu kaydındaki bilgilerin nüfus kaydındaki bilgilere uygunluğunun ve doğruluğunun sağlanmasıdır.Ne var ki, bu tür davalarda dikkat edilmesi gereken en önemli husus; kimlik bilgileri düzeltilirken taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gereğidir.Bu bilgilerin ışığında somut olaya bakıldığında; niza konusu 29614 ada 35 parsel sayılı taşınmazın tapulama tutanağının tasarruf sebebi bölümü incelendiğinde taşınmazın öncesinde M..oğlu H.D..n zilyedliğinde iken 15 yıl önce ölümü ile karısı Hatice ile evlatları M..M.. L.A.R.. A..e A..ye kaldığı, mirasçıların aralarında yaptığı taksim sonucu Ali, R. A. A.ve anneleri A.. kızı H.. D. adına tespitinin yapıldığı anlaşılmaktadır. Tapulama tutanağındaki bilgiler ile davacıya ait nüfus aile kayıt tablosu birbirini teyit etmekte olup mahkemece dinlenen tanıklarda davacının halk arasında A. adı ile tanındığı şeklinde beyanda bulunmuşlardır. Somut olayın bu özellikleri gözetildiğinde davanın kabulü yönündeki direnme hükmü usul ve yasaya uygun olup onanması gerekir.S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle 6217 sayılı Kanun’un 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesi gereğince ONANMASINA, 26.11.2014 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi. Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar Bonodaki metne itiraz - Takibin durmasına neden olabilir mi? Alacaklı vekili tarafından başlatılan bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçlu vekilinin borca itirazı üzerine icra mahkemesince takibe konu senet nedeniyle Ağır Ceza Mahkemesindeki yargılama gerekçe gösterilerek HMK 209/1 maddesi uyarınca takibin durdurulmasına kar Kat mülkiyetinde ve site mülkiyetinde yöneticinin temsil yetkisine giren işlerden dolayı icra takibi - Taraf sıfatı Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, örnek 10 ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun İcra Mahkemesi'ne yaptığı başvuruda borca itiraz ettiği, Mahkemece 21.09.2011 tarihinde verilen kararla, bono metninde “....bedeli ma KİRA BORCUNA İTİRAZ • KİRA SÖZLEŞMESİ - İTİRAZIN KALDIRILMASI (.Dava, itirazın kaldırılması ve temerrüt nedeni ile kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece uyuşmazlık yargılamayı gerektirdiğinden istemin reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, 15.07.2010 tarihinde başlattığı icra takibinde 01.06.2009 başlang Yargıtay Yargıtay Karar Arama Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ? Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Kanunu Yargıtay İş Bölümü Yargıtay Haberleri Karar Arama Yargıtay Kararları Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Yargıtay Ceza Dairesi Kararları BAM Kararları Danıştay Kararları Anayasa Mahkemesi Kararları Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları Karar Arama Nasıl Yapılır? Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir? Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır? BAM Karar Arama Nasıl Yapılır? Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır? Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?