Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 926 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 1177 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Ankara 3.Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 14/01/2014NUMARASI : 2013/1681 E-2014/25 K.Taraflar arasındaki "ortaklığın giderilmesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 3.Sulh Hukuk Mahkemesi’nce davanın açılmamış sayılmasına dair verilen 22.05.2013 gün ve 2013/884 E-2013/946 K sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 14.Hukuk Dairesi’nin 17.09.2013 gün ve 2013/11096 E-2013/11723 K sayılı bozma ilamı ile;(...Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece, davacının kesin süre içinde bir kısım davalıların açık adreslerinin bildirilmediği gerekçesi ile HMK’nın 119/2.maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Paydaşlığın giderilmesi davasını ortaklardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. Davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Somut olayda, mahkemece 07.05.2013 tarihinde tebliğ edilen muhtıra ile tebligat yapılamayan davalıların adreslerini bildirmesi için davacıya bir haftalık kesin süre verilmiş, davacı bu süre içinde muhtırada adı geçen davalıların tebligata yarar adreslerine ulaşılamadığını bildirmiştir. Tebligatın nasıl ve kimlere yapılacağı, adresi meçhul olanlara nasıl tebligat yapılacağı, adres araştırması ve tespiti yöntemi 7201 Sayılı Tebligat Kanununda gösterilmiş, 54 90 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 48 ve devamı maddelerinde de adres bilgilerinin tutulması, güncellenmesi ve kullanılması ile ilgili hükümler öngörülmüştür.Bu durumda mahkemece, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 10 ve 35.maddelerindeki düzenlemeler gözetilerek öncelikle davalıların adres kayıt sistemine yazılı adresleri araştırılarak buradaki adreslerine tebligat yapılması sağlanmalıdır. Adres kayıt sisteminde adresleri bulunmadığı taktirde, adres araştırması yapılarak adres tespiti yoluna gidilmeli ve tespit edilecek adreslerine tebligat yapılmalıdır. Tüm bu araştırmalar ile de bir sonuca varılamadığı taktirde anılan davalılara ilanen tebligat yapılmak suretiyle taraf teşkili sağlanıp işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekir.Eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmişti...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.TEMYİZ EDENLER : Davacılar vekiliHUKUK GENEL KURULU KARARIHukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.Mahkemece; HMK'nun 119/2.maddesi gereğince dava dilekçesinde bulunması zorunlu unsurlardan olan davalıların tebligata yarar açık adreslerinin, verilen kesin süreye rağmen giderilmediği gerekçesi ile HMK'nun. 119/2.maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, davacılar vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda açıklanan nedenlerle karar bozulmuştur.Yerel Mahkemece, önceki gerekçeler genişletilmek suretiyle direnme kararı verilmiş, direnme kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; Somut olayda; HMK'nun 119.maddesi gereğince dava dilekçesinde bulunması zorunlu unsurlardan olan davalıların adres bilgilerinin, verilen kesin süreye rağmen tamamlanamaması gerekçesiyle HMK'nun 119/2.maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere özellikle HMK’nun 119/1-2.maddeleri dava dilekçesinde eksiklik bulunması durumunda uygulanacak usul kuralları düzenlenmiş ise de, somut olayda davalıların TC kimlik numaralarının belli olduğu, davacılar vekilinin davalıların açık adreslerini bilmediğini süresi içinde belirttiği gözetildiğinde, mahkemece, 7201 sayılı Tebligat Kanunundaki düzenlemeler gözetilerek öncelikle davalıların mernise kayıtlı adresleri araştırılarak buradaki adreslerine tebligat yapılması, mernis adresleri bulunamadığı takdirde adres araştırması yapılarak adres tespiti yoluna gidilmesi gerektiğinden anılan maddenin uygulama yeri bulunmadığı kurul çoğunluğunca benimsenmiştir.Yapılan görüşmeler sırasında, bir kısım üyelerce, 6100 sayılı HMK’nun 119/1.maddesinde, dava dilekçesinde belirtilmesi zorunlu unsurların sayıldığı, davalının ad ve soyadı ile adresinin zorunlu unsur olarak gösterildiği, 2.fıkrasında ise buna uyulmamasının müeyyidesinin belirtildiğini, HMK’nun 119/2.maddesi hükmünün uygulanmasının kamu düzenine ilişkin emredici nitelikte bir usul kuralı olduğu, Yerel Mahkeme’ce bu usul kuralı çerçevesinde işlem yapıldığından direnme kararının onanması gerektiği ileri sürülmüş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğunca yukarıda belirtilen nedenlerle benimsenmemiştir.O halde, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan direnme kararı bozulmalıdır. S O N U Ç : Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Hukuk Genel Kurulu tarafından da benimsenen Özel Dairenin bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 19.11.2014 gününde oyçokluğu ile karar verildi. KARŞI OY YAZISIDavacılar vekilince davalılar aleyhine açılan ortaklığın giderilmesi davasının açık yargılaması sonucunda yerel Mahkemece; HMK’nın 119/2.maddesi gereğince davalıların ad, soyadı ve adresleri bulunması zorunlu unsurlardan olup verilen kesin süreye rağmen davacılar vekilinin bu eksikliği gidermediği gerekçesiyle HMK’nın 119/2.maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hükmün davacılar vekilince temyizi üzerine; Yüksek Özel Dairece; “HMK’nın 119/1-2.maddelerinin dava dilekçesinde eksiklik bulunması durumunda uygulanacak usul kurallarını düzenlediği, ancak bu maddenin somut olayda uygulama yeri bulunmadığından, mahkemece, 7201 sayılı Tebligat Kanunundaki düzenlemeler gözetilerek öncelikle davalıların MERNİS'e kayıtlı adresleri araştırılarak buradaki adreslerine tebligat yapılmasının sağlanması, MERNİS adresleri bulunamadığı takdirde adres araştırması yapılarak adres tespiti yoluna gidilmesi ve tespit edilecek adreslerine tebligat yapılması, tüm bu araştırmalar ile de bir sonuca varılamadığı takdirde davalılara ilanen tebligat yapılmak suretiyle taraf teşkili sağlanıp davanın sonuçlandırılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin doğru görülmediği” gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.Yerel Mahkemece; önceki karardaki gerekçeler genişletilmek suretiyle direnme kararı verilmiş, direnme kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Yerel Mahkeme ile Yüksek Özel Daire arasındaki uyuşmazlık; Somut olayda; HMK’nın 119.maddesi gereğince dava dilekçesinde bulunması zorunlu unsurlardan olan dava lıların adres bilgilerinin, verilen kesin süreye rağmen bildirilmemesi durumunda mahkemece adres araştırması yapılmadan HMK.nın 119/2.maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılması na karar verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.Uyuşmazlığın değerlendirilmesine geçmeden önce konuyla ilgili yasal düzenlemelere göz atmakta fayda bulunmaktadır. Dava, Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine girdiğinden 6100 sayılı HMK.nın 316/1-a maddesi uyarınca basit yargılama usulüne tâbidir. Aynı Yasanın 322/1.maddesinde “Bu kanun ve diğer kanunlarda basit yargılama usulü hakkında hüküm bulunmayan hallerde, yazılı yargılama usulüne ilişkin hükümlerin uygulanacağı” belirtilmiştir. Yine aynı Kanun’un 317/1.maddesinde “Dava açılmasının dilekçe ile olacağı” düzenlenmiş, ancak dava dilekçesinde bulunması gereken unsurlar sayılmamıştır. O halde, HMK.nın 322/1.maddesi yollamasıyla basit yargılama usulündeki dava dilekçesinde bulunması gereken unsurlar HMK’nın 119.maddesi çerçevesinde saptanmalıdır. 6100 sayılı HMK.nın 119.maddesine göre; “ (1) Dava dilekçesinde aşağıdaki hususlar bulunur:a) Mahkemenin adıb) Davacı ile davalının adı, soyadı ve adresleri.c) Davacının Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası.ç) Varsa tarafların kanuni temsilcilerinin ve davacı vekilinin adı, soyadı ve adresleri.d) Davanın konusu ve malvarlığı haklarına ilişkin davalarda, dava konusunun değeri.e) Davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri.f) İddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği.g) Dayanılan hukuki sebepler.ğ) Açık bir şekilde talep sonucu.h) Davacının, varsa kanuni temsilcisinin veya vekilinin imzası.(2) Birinci fıkranın (a), (d), (e), (f) ve (g) bentleri dışında kalan hususların eksik olması hâlinde, hâkim davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması hâlinde dava açılmamış sayılır.”Görüldüğü üzere, HMK’nın 119.maddesinin birinci fıkrasının (b), (c), (ç), (ğ) ve (h) bentlerinde gösterilenler dilekçede bulunması zorunlu unsurlar olup, bu unsurlar eksik ise davacıya eksikliği gidermesi için 1 haftalık kesin süre tanınması, buna rağmen eksiklik giderilmezse davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekmektedir.HMK’nın 119/2.maddesindeki bu hüküm, kamu düzenine ilişkin emredici nitelikte bir hüküm olduğundan hakimin bu konuda takdir hakkı bulunmamaktadır. Başka bir anlatımla, davalıların adresleri mahkemece verilen kesin süreye rağmen bildirilmez ise hakim re’sen adres araştırması yapmamalı, davanın açılmamış sayılmasına karar vermelidir. HMK.nın 119.maddesinde düzenlenen dava dilekçesi, dilekçede bulunması gereken unsurların niteliği itibariyle belirleyici bir dava dilekçesidir ve yargılamanın muhtevasını tespit ederek çerçevesini çizer. Dava dilekçesinde tarafların açık ve doğru bir şekilde belirtilmesi bütün usul kanunlarında aranılan bir unsurdur. Alman Usul Kanunu’nun 253.paragrafına göre, davacı dava dilekçesinde tarafları açıkça belirtmelidir. İsviçre Usul Hukuku’nda da davada tarafların açıkça gösterilmesi bu davayı diğerlerinden ayıran, davanın kimliğini, mahiyetini, ayırıcı özelliğini, bu ihtilafı hayattaki diğer ihtilaf ve yargılamalardan ayıran en önemli unsurlardan biridir. Davada taraflar şimdiye kadar hep hukuk doktrin ve uygulamasında davanın ve dilekçenin zorunlu unsuru olarak kabul edilmiştir (Prof.Dr.Abdurrahim Karslı, Medeni Muhakeme Hukuku Ders Kitabı 2.Baskı, İstanbul 2011, Sh.414-415).Bu açıklamalar karşısında somut olayın değerlendirilmesine gelince; davacı vekili dava dilekçesinde davalıların isim ve adresleri ile birlikte TC kimlik numaralarını bildirmiş, davalıların açık adreslerini bildirmemiştir. Mahkemece davalıların açık adreslerinin bildirilmesi için yedi günlük kesin süre verildiğine ilişkin olarak HMK’nın 119/2.maddesi uyarınca davacı vekiline muhtıra tebliğ edilmiş, davacı vekili mahkemeye hitaben yazdığı dilekçede davalıların adreslerinin bilinmediğini açıklamıştır. Davalıların mernis adreslerinin de bulunmadığı dosyadaki resmi yazı cevabından anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, HMK’nın 119/1-b maddesinde zorunlu unsur olarak belirtilen davalıların açık adresleri aynı yasanın 119/2.maddesi uyarınca verilen kesin süreye rağmen mahkemeye bildirilmediğinden emredici nitelikteki anılan yasa hükmüne göre davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.Yüksek Özel Daire’nin bozma gerekçeleri, dava dilekçesinde davalıların adreslerinin bildirilmiş olmasına rağmen bu adreslere tebligat yapılamaması hallerinde uygulanacak usuli işlemler yönünden isabetli kabul edilebilirse de, dava dilekçesinde hiç adres bildirilmemesi halinde isabetli olmayacağı düşünülmektedir. Zira, aksi düşüncenin kabulü, yargılamanın hızlı ve adil biçimde yürütülmesi, davaların sürüncemede bırakılmasının önlenmesi amacıyla getirilen HMK.nın 119/2.maddesindeki usul kuralının hiçbir zaman uygulanamayacağı sonucunu doğurur ki bu da yasanın temel amacına ve ruhuna ters düşer.HMK’nın 33.maddesine göre; “Hakim, Türk Hukuku’nu re’sen uygular”. Bu uygulama sırasında hakim, yoruma açık olan hukuk kuralları ile ilgili olarak yorum yoluna da gidebilir. Ancak, yorumu gerektirmeyecek kadar açık ve emredici nitelikteki hukuk kurallarını olduğu gibi uygulamak zorundadır. İşte HMK’nın 119/2.maddesi hükmü uygulanması zorunlu, kamu düzenine ilişkin emredici nitelikte bir usul kuralı olup, somut olay bakımından yerel mahkemece bu usul kuralı çerçevesinde işlem yapılıp yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmadığından hükmün onanması görüşünde olduğumuzdan sayın çoğunluğun bozma yönündeki görüşüne katılamıyoruz. Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar Bonodaki metne itiraz - Takibin durmasına neden olabilir mi? Alacaklı vekili tarafından başlatılan bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçlu vekilinin borca itirazı üzerine icra mahkemesince takibe konu senet nedeniyle Ağır Ceza Mahkemesindeki yargılama gerekçe gösterilerek HMK 209/1 maddesi uyarınca takibin durdurulmasına kar HAGB'ye itiraz üzerine hem şekil hem de esastan incelenir Hakkı olmayan yere tecavüz suçundan sanık S.nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 154/1, 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 5 ay hapis ve 80,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına da Şirket adına çek ciro etme yetkisinin sözlü verildiği iddiası ispatlanabilir ise sahtecilik suçunun oluşumunu engeller Kararı VerenYargıtay Dairesi : 11. Ceza DairesiMahkemesi : ANKARA 6. Ağır CezaGünü : 05.06.2007 Sayısı : 264-181 Davacı : K.H.Sanık : Orhan Resmi belgede sahtecilik suçundan sanık Orhan ’in lehe kabul edilen 765 sayılı TCK’nun 342/1 ve 59/2. maddeleri uyarınca Yargıtay Yargıtay Karar Arama Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ? Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Kanunu Yargıtay İş Bölümü Yargıtay Haberleri Karar Arama Yargıtay Kararları Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Yargıtay Ceza Dairesi Kararları BAM Kararları Danıştay Kararları Anayasa Mahkemesi Kararları Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları Karar Arama Nasıl Yapılır? Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir? Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır? BAM Karar Arama Nasıl Yapılır? Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır? Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?