Taraflar arasındaki “Kurum işleminin iptali ve tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Amasya İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 02.05.2012 gün ve 2011/566 E. 2012/82 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 14.12.2012 gün ve 2012/17648 E. 2012/25826 K. sayılı ilamı ile; “…Davacı, 14.11.1993-16.02.1996 tarihleri arasında 1479 sigortalılığının iptalini, 506 sayılı Kanun kapsamında yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitini ve 28.01.2008 tarihli tahsis talebini takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitini talep etmiştir.Mahkemece, davacının çakışan sürede 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olduğunun ve 506 sayılı Kanunun 60. maddesinin B-a bendi kapsamında yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmiştir.Sigortalılık süresine ilişkin Mahkeme hükmü yerindeyse de, yaşlılık aylığı yönünden verilen Mahkeme hükmü eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.Mahkemece, tahsis talep tarihinde 44 yaşında olan davacının, davalı Kurum cevabi yazısında belirtildiği şekilde 16.08.1993 tarihinden itibaren yer altı çalışmalarından dolayı 506 sayılı Kanunun 60. maddesinin B-a bendi kapsamında tahsis talep tarihini takip eden aybaşı olan 01.02.2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmiştir.506 sayılı Kanunun 60. maddesinde;“Yaşlılık aylığından yararlanma esas ve şartları aşağıda gösterilmiştir:B) (Değişik bent: 11/12/1981 - 2564/1 md.)a - 50 yaşını doldurmamış olmakla beraber en az 20 yıldan beri sigortalı olarak Sosyal Güvenlik ve Çalışma bakanlıklarınca tespit edilen maden işyerlerib - 50 yaşını doldurmamış olmakla beraber en az 25 yıldan beri sigortalı olarak (B/a) fıkrasında sözü edilen işyerlerinin yeraltı münavebeli işlerinde çalışan ve bu işlerde en az 4 000 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödeyen sigortalılar da (...) (*) 8100 gün prim ödemiş sigortalılar gibi yaşlılık aylığından yararlanırlar....” hükmü yer almaktadır. Davacının tahsis talep tarihinde 44 yaşında olup, hizmet cetvelinin tetkikinden 16.08.1993- 28.01.2008 tarihleri arasında maden işyerinde çalışması bulunduğu anlaşılmıştır.Mahkemece, anılan madde kapsamında araştırma ve irdeleme yapılmaksızın, Kurum cevabi yazısı dikkate alarak hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde karar tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır …”gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.TEMYİZ EDEN: Davalı vekiliHUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Dava, Kurum işleminin iptali ile yaşlılık aylığına hak kazanıldığının tespiti istemlerine ilişkindir.Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının 14.11.1993-16.02.1996 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanun’a tabi sigortalılığının bu döneme ilişkin prim borcunun zamanaşımına uğraması nedeniyle iptali ile 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalılık sürelerinin tek başına yeterli olması nedeniyle 506 sayılı Kanun uyarınca yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin ve 28.01.2008 tarihli tahsis talebini takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitini talep etmiştir. Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu (S.. S..) vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının vergi kaydına istinaden ve önceden başlayan Bağ-Kur sigortalılığının geçerli ve çakışan 506 sayılı Kanun’a tabi sigortalılığının geçersiz olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, 1993-1996 yılları arası primler yönünden zamanaşımı süresinin fazlasıyla geçmesi nedeniyle bu döneme ilişkin olarak davacıdan talep edilen prim borcu ile birlikte anılan dönemdeki hizmetin iptalinin gerektiği, davacının çakışan sürede 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olduğunun ve SSK hizmetinin tek başına emekliliğe yeterli olması nedeniyle 506 sayılı Kanun’un 60/B-a maddesi kapsamında yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine dair verilen karar davalı S.. S.. vekilinin temyizi üzerine Özel Daire tarafından yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuş, Mahkemece, yeraltı maden işyerinde çalışan sigortalıların 20 yıllık sürenin tamamını yeraltında geçirmesine gerek olmayıp, 20 yıllık sigortalılık süresi ve 4.000 gün yeraltı çalışmasının olması halinde yaş şartı aranmaksızın emeklilik talebinde bulunulabileceği gerekçesiyle, direnme kararı verilmiştir.Direnme kararı davalı S.. S.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.Uyuşmazlık, davacının maden işyerinde geçen çalışmaları yönünden 506 sayılı Kanun'un 60. maddesinde öngörülen şartlara ilişkin araştırma yapılmasına gerek bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.Öncelikle belirtilmelidir ki, bozma ve direnme kararları ile temyizin kapsamı itibariyle davacının 1993-1996 yılları arası Bağ-Kur sigortalısı olmadığı, bu dönemde 506 sayılı Kanun’a tabi sigortalılık bildirimlerinin geçerli olduğu hususu kesinleşmiştir.Bu durumda uyuşmazlığın çözümünde açıklığa kavuşturulması gereken husus davacının 506 sayılı Kanuna tabi çalışma sürelerinin anılan Kanun’un 60. maddesi kapsamında yaşlılık aylığına yeterli olup olmadığına ilişkindir.Özel Daire tarafından mahkemenin bu yöne ilişkin araştırması yetersiz bulunarak hüküm bozulmuş ise de dosya içerisinde mevcut belgelerin incelenmesinde; özellikle davalı Kurumun 02.03.2012 ve aynı yöndeki 07.05.2013 tarihli yazılarından davacının mevcut ve geçerli kabul edilen 506 sayılı Kanun’a tabi çalışma sürelerinin anılan Kanun’un 60. maddesi kapsamında tahsis talep tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlanmasına yeterli olduğu anlaşılmaktadır.Hal böyle olunca, mahkemece, yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkelere uygun değerlendirme yapılarak ve somut olayın özelliği gözetilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi ve bu kararda direnilmesi usul ve yasaya uygundur.Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında, davacının yer altı çalışmalarına ilişkin araştırmanın yeterli olmaması nedeniyle davanın kabulüne ilişkin direnme kararının eksik araştırma nedeniyle bozulması gerektiği görüşü de dile getirilmiş ise de bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından ve yukarıda açıklanan nedenler ve özellikle somut olayın özelliği gözetilerek benimsenmemiştir.O halde, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında ve yukarıda açıklanan gerektirici nedenlere; özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.Bu nedenle direnme kararı onanmalıdır.SONUÇ: Davalı S.. S.. vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle 6217 sayılı Kanun'un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri kanunu'na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla direnme kararının ONANMASINA, 04.03.2015 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
FERAGAT EDİLEN DAVANIN TEKRAR AÇILMASI MAHKEMENİN YAPACAĞI İŞ
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalının aleyhine, müvekkillerinin de paydaş olduğu taşınmazın haksız kullanımı nedeniyle 8.000.00 liralık ec-rimisil davası açtığını, davadan feragat edildiği gerekçesiyle davanın reddedildiğini, ancak şu andaki davanın davacıları olan müvekkillerinin, ilk ecrimis
Kat mülkiyetinde ve site mülkiyetinde yöneticinin temsil yetkisine giren işlerden dolayı icra takibi - Taraf sıfatı
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, örnek 10 ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun İcra Mahkemesi'ne yaptığı başvuruda borca itiraz ettiği, Mahkemece 21.09.2011 tarihinde verilen kararla, bono metninde “....bedeli ma
RÜCU DAVASI ZAMANAŞIMI SÜRESİ
(.Davacı, dava dışı üçüncü kişinin mevzuat gereği kendisine indirimli tarife uygulanması gerekirken Başbakanlık Hazine Müsteşar-lığı’nın talimatı üzerine indirimli tarife uygulamasından vazgeçilmesi nedeniyle ödemiş olduğu fazla elektrik bedelinin geri alınması için açtığı dava sonucunda mahkemece v
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?