Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 873 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 930 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Ilgın Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 21/11/2013NUMARASI : 2013/212-2013/515Taraflar arasındaki "Tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ilgın Asliye Hukuik. Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 20.12.2011 gün ve 2009/226 . E- 2011/530 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili. tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 28.03.2013 gün ve 2012/22271 E.-2013/8606 K. sayılı ilamıyla bozulmuş, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hukuk Genel Kurulu'nca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonrasında gereği görüşüldü:Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.6100 sayılı HMK’nun 294. maddesinin 3 fıkrasında ise “Hükmün tefhimi herhalde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur” hükmüne yer verilmiştir. Ayrıca, bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini yitirdiğinden ona atıf suretiyle hüküm tesisinin yukarıda açıklanan kurallara uygun düşmeyeceği de aşikardır. Nitekim Yargıtay'ın yerleşmiş görüşü de bu yöndedir (Hukuk Genel Kurulu'nun 19.6.1991 gün 323-391 sayılı; 10.09.1991 gün 281-415 sayılı; 25.9.1991 gün 355-440 sayılı; 05.12.2007 gün 981-936 sayılı; 23.01.2008 gün 29-4 sayılı; 05.10.2011 gün 607-604 kararları).Somut olaya gelince; mahkemece aslolan kısa kararda yukarıda açıklanan mevzuata uygun hüküm fıkrası oluşturulmamış sadece " “direnilmesine denilmekle” yetinilmiştir. Bu durumda, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde usulün öngördüğü anlamda oluşturulmuş bir hüküm bulunmadığı gibi, direnme kararlarını denetleyen Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenebilecek nitelikte teknik anlamda bir direnme hükmü de bulunmadığı her türlü duraksamadan uzaktır. Şu durumda mahkemece yapılacak iş; dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar ve buna uygun gerekçeli karar oluşturulmasıdır. Mahkemenin, yukarıda ayrıntılarıyla açıklanan biçimde usulün öngördüğü niteliklere haiz bulunmayan kısa kararı usul ve yasaya uygun değildir. Ayrıca, 21/11/2013 tarihli celsede direnilmesine karar verildiğine göre, artık bu karardan dönülmesi mümkün değildir. Bu nedenle direnme hükmüne yönelik gerekçe yazılmalıdır. Direnme kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir. S O N U Ç : Direnme kararının yukarıda gösterilen nedenden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı H.U.M.K.'nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, 5.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.