MAHKEMESİ : Gölhisar Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ : 20/03/2012NUMARASI : 2012/29 E-2012/57 K.Taraflar arasındaki “boşanma ve ferileri” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Gölhisar Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 14.12.2010 gün ve 2009/140 E- 2010/170 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesi’nin 01.02.2012 gün ve 2011/4825 E-2012/1929 K. sayılı ilamı ile, ("...1-Toplanan delillerden, davalı kadının ceza davasına da konu olan telefon mesajlarıyla davacı kocasına hakaret ettiği, buna karşılık davacı kocanın eşini istemediğini söyleyerek birlikte yaşamaktan kaçındığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, evlilik birliğinin iki tarafın belirtilen eşit kusurlu davranışları sonucu temelinden sarsıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemenin kusurun tamamen davalı kadında olduğu şeklindeki belirlemesi doğru değilse de; Türk Medeni Kanununun 166/1.maddesi uyarınca eşit kusur durumunda da boşanma kararı verilebileceğinden; boşanma hükmü bu sebeple sonuç olarak doğrudur. Hükmün gerekçesi hatalı olmakla birlikte hüküm sonuç olarak doğruysa; temyiz incelemesinde hükmün gerekçesinin değiştirilerek onanması mümkündür (HUMK.md.438/son). Bu nedenle hükmün gerekçesinin açıklanan şekilde değiştirilerek boşanma hükmünün onanmasına karar verilmiş ve davalının aşağıdaki bentlerin dışındaki temyiz itirazları yersiz bulunmuştur. 2-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK. md.186/1) geçimine, (TMK md.185/3) malların yönetimine (TMK. md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK.md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK.md.169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3.maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere Gülsüm yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. 3-Yukarıda açıklandığı gibi, boşanmaya neden olan olaylarda taraflar eşit kusurludur. Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. (TMK.m.175) Toplanan delillerle, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı kadının daha ağır kusurlu olmadığı, her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiştir. O halde, davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken isteğin reddi doğru görülmemiştir...") gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 05.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.