MAHKEMESİ : İzmir 3. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 18/10/2012NUMARASI : 2012/173-2012/291Taraflar arasındaki “menfi tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 3.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 12.04.2011 gün ve 2011/12-172 sayılı kararın incelenmesinin davalı vekili tarafça istenilmesi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 10.10.2011 gün ve 2011/7775-12287 sayılı ilamı ile;“…Mahkemece davanın kabulüne dair verilen ilk karar, Dairemizin 2010/2268 Esas, 2010/8899 karar sayılı, 14.07.2010 günlü kararı ile bozulmuş olup anılan bozma ilamında borç tasfiyesi protokolü üzerinde durulması gerektiği ve protokolde de yazılı olduğu üzere daha önce verilen tüm çek ve senetlerin iade edileceği belirtilmiş olup, mahkemece bu bozma ilamına uyulmuş olmasına rağmen, bozma ilamı yanlış değerlendirilerek davanın kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.Dosya içerisinde bulunan taraflarca ve dava dışı E. Ltd. Şti. ile imzalanan 28.12.2006 tarihli protokol bir borç tasfiye protokolüdür. Bu protokolde imzası bulunan taraflar üstlendikleri edimleri yerine getirmek durumundadır.Hal böyle olunca, mahkemece yapılacak iş, taraflarca anılan protokoldeki edimlerin yerine getirilip getirilmediği araştırılıp, dava dışı E.. Ltd. Şti., K.İns. Taah. Sanayi Tic. AŞ. arasındaki organik bağ da gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, olaya uygun düşmeyen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmayıp hükmün bozulması gerekmiştir…” gerekçesiyle karar bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.TEMYİZ EDEN: Davalı vekiliHUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Dava, davacı şirketin İzmir 5. İcra Müdürlüğü'nün 2006/6698 E sayılı icra takip dosyasından dolayı borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır.Davacı vekili davalı yanca müvekkili aleyhine girişilen takibe dayanak kılınan kefalet taahhüdünün, Türk Ticaret Kanunu’nun 137 nci maddesinde gösterilen ehliyet kapsamı dışında ve dava dışı E.K.’nun aynı yasanın 334 ncü maddesinde ifadesini bulan şirketle işlem yapma yasağına aykırı biçimde oluşturulduğunu ve bu nedenle geçersiz olduğunu ileri sürerek anılan kefalet taahhüdünden dolayı müvekkilinin borçlu bulunmadığının tesbitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı şirket vekili, davanın takipten üç yıl sonra açıldığını, iddianın Yargıtay içtihatlarına ve Türk Medeni Kanunu’nun 2 nci maddesine açıkça aykırı bulunduğunu, davacı borçlunun icra takibine de itiraz etmediğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, ultra vires olarak belirtilen şirket ehliyetinin, kefalete izin vermediği gerekçesiyle ve Türk Ticaret Kanunu’nun 137 nci maddesi uyarınca kefaletin geçersiz olduğu; aksi düşünülse dahi şirket yönetim kurulu başkanı olan diğer imza sahibi E. K.’nun bu kefalet taahhüdüyle şirketle işlem yapmış duruma düştüğü ve bunun da kefaleti geçersiz kıldığından bahisle davanın kabulüne dair verilen karar; davalı şirket vekilinin temyizi üzerine; Özel Dairece, müteselsil kefalet taahhüdü dışında davacı şirket tarafından davalı ile yapılmış borç tasfiyesi protokolü ve bu amaçla verilmiş çeklerin olduğu, mahkemece bu belgeler üzerinde durulup bunların borç ödemeyi üstlenme iradesini gösterip göstermediği hususunda değerlendirme yapılması gerektiğine işaretle karar bozulmuştur.Bozma ilamına uyularak verilen ikinci kararda; taraflar arasında yapılan 28.12.2006 tarihli protokol taraflarının, alacaklı T.. Gıda AŞ ile eldeki dava tarafları dışında kalan, E... Gıda Ltd. Şti. olduğunu, eldeki davanın davacısı olan K... İnşaat AŞ.nin söz konusu belgede sözleşmenin asli tarafı olarak yer almadığını, belgede K.. İnşaat AŞ'nin müteselsil kefil konumuna vurgu yapıldığını, bu durumda davacı K...İnşaat AŞ'nin asıl borçlunun dışında, borcu asli olarak üstelenen ya da, bağımsız borç üstlenme iradesinin olduğunu göstermediğini; bu itibarla, davacı K...İnşaat AŞ.nin önceki yargılamada belirtilen ve ultravires (şirket ehliyeti) kapsamında kalan ikincil bir protokol yapmış olduğunu, önceki sözleşmedeki kefalet gibi, şirketin konusu dışında işlem yapma durumunda olup, bu nedenle kefaletinin geçersiz, yoklukla malûl olduğunu, protokolde de açıkça asıl borçlunun dava dışı E..Gıda Ltd. Şti. olduğu, K..AŞ'nin bu borca kefil suretiyle yer aldığı belirtildiğinden, K...İnşaat AŞ yönünden ayrıca-bağımsız bir borç iradesi meydana getirilmediğini, davacı Kanburoğlu İnşaat AŞ.nin bu protokolle ayrıca ve açıkça bir borç yenilenmesi içine girmediğini, söz konusu çeklerde, keşidecilerinin dava dışı E... Gıda Ltd. Şti. olup, lehtar olarak K..İnşaat AŞ'nin yer aldığı ve düzenleme tarihlerinin de 22.03.2005 tarihinden başlayıp, 04.04.2006 tarihine kadar devam eden muhtelif miktar ve tarihli çekler olup, bu çeklerin taraflar arasındaki borç ilişkisinin (satış ve dağıtım sözleşmesi ve protokol) tarihlerinden çok önce verildiğini; böylece, bu çeklerin dahi davacı K..İnşaat AŞ yönünden, davalı tarafa ayrıca ve açıkça bağımsız bir borcun üstlenilmesi olarak verildiğinin kanıtlanamadığı, bu çeklerin dahi bağımsız bir borç üstlenme iradesini göstermediği, öte yandan, daha önceki yargılamada mahkemece davacı K...İnşaat AŞ yönünden davalı T..Gıda AŞ'ye verildiği belirtilen ve TTK 137 maddede düzenlenen ultravires ve TTK 334 maddede düzenlenen şirketle işlem yapma yasağına girdiğinden, söz konusu sözleşmenin bu sebeplerle geçersiz olduğundan buna itibar edilme olanağının bulunmadığı, dolayısıyla davacı şirket bakımından verilen kefaletin geçersiz olduğu, davacı şirketi bağlamayacağı belirtildiğinden ve bu konulardaki temyiz talepleri Yargıtay'ca incelenip bozma dışı bırakıldığından bu hususta artık davacı yönünden usulü müktesep hak oluştuğu, önceki yargılamada hüküm altına alınan kefaletin geçersizliğine ilişkin tespit ve değerlendirmeler Yargıtay bozma ilamının kapsamı dışında kaldığından davacı K...İnş. AŞ'nin kefaletinin geçersiz olduğu gerekçeleri ile davanın kabulüne dair verilen karar; Özel Dairece metni aynen yukarıda başlık bölümünde alınan ilam ile bozulmuş; mahkemece, önceki gerekçeler tekrarlanmak suretiyle direnme kararı verilmiştir.Direnme kararını, davalı vekili temyize getirmektedir.Açıklanan maddi olgu, bozma ve direnme kararlarının kapsamları itibariyle Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; mahkemenin bozma kararına uyduğunu belirtmesine rağmen, bozma ilamını yanlış değerlendirip değerlendirmediği; Dairenin önceki bozma kararında, TTK.nun 137 ve 334.maddelerine ilişkin mahkemenin değerlendirmesine değinilmemesinin, bu hususun bozma kapsamı dışında bırakıldığı anlamına gelip gelmediği noktalarında toplanmaktadır.Somut olayda, davalı T.. Gıda San. ve Tic. A.Ş. ile dava dışı E... Gıda ve Temizlik Mad. San. İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. arasında 01.04.2005 tarihli “Satış ve Dağıtım Sözleşmesi” düzenlenmiş, 26.04.2006 tarihinde düzenlenen “Müteselsil Kefalet Taahhüdü” başlıklı belge ile de E.Gıda ve Temizlik Mad. San. İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.nin 3.673.182.YTL borcuna davacı K...İnş. Taah. San. ve Tic. A.Ş. ile dava dışı E.K.’nun müteselsil kefil sıfatı ile bu sözleşmeyi imzalamışlardır.28.12.2006 tarihinde davalı alacaklı T. Gıda San. ve Tic. A.Ş., dava dışı borçlu E. Gıda ve Temizlik Mad. San. İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. ve davacı K.İnş. Taah. San. ve Tic. A.Ş. arasında düzenlenen “Protokol” başlıklı belge ve 17.03.2007 tarihinde davalı alacaklı Tukaş Gıda San. ve Tic. A.Ş., dava dışı borçlu E..Gıda ve Temizlik Mad. San. İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. ve dava dışı E.Gıda Ltd. Şti. arasında düzenlenen “Protokol” başlıklı belge ile borcun nasıl tasfiye edileceği kararlaştırılmıştır.Söz konusu tüm sözleşmelerin düzenlendiği tarihlerde dava dışı borçlu E. Gıda ve Temizlik Mad. San. İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. ve davacı K..İnş. Taah. San. ve Tic. A.Ş. kurucuları ve yönetim kurulu üyeleri arasında E.K.nun da bulunduğu dosyada bulunan Ticaret Sicil Gazetelerinden anlaşılmaktadır.Bahsi geçen bu protokoller, davalı alacaklı T.Gıda San. ve Tic. A.Ş. ile dava dışı borçlu E. Gıda ve Temizlik Mad. San. İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. ve müteselsil kefil sıfatı ile borçlu olan davacı K.. İnş. Taah. San. ve Tic. A.Ş. ve E.K. arasında 01.04.2005 tarihli “Satış ve Dağıtım Sözleşmesi” ve 26.04.2006 tarihli “Müteselsil Kefalet Taahhüdü” başlıklı belge ile oluşan borcun tasfiyesine müteallik borç tasfiye protokolleri niteliğindedir.Hukuk Genel Kurulunda yapılan müzakereler sonucunda, mahkemenin, ilk kararının gerekçesinde yer alan “Müteselsil Kefalet Taahhüdü” başlıklı belgenin TTK.nın 137. ve 334.maddelerine aykırı olduğundan davacı şirket yönünden bu belgenin geçersiz olduğu gerekçesinin, Özel Daire’nin 14.07.2010 gün ve 2010/2268-8899 sayılı ilamında açıkça ve ayrıca bozma nedeni yapılmamış olmasının, bu hususların Özel Daire’ce üstü kapalı olarak kabul edildiği anlamına gelmediği; kaldı ki, somut uyuşmazlıkta, TTK.nun 137 ve 334.maddelerinin uygulama yerinin olmadığı benimsenmiştir.Bu durumda mahkemece yapılacak iş; bozma ilamında belirtildiği gibi, tarafların anılan protokollerdeki edimlerini yerine getirip getirmediklerinin araştırılıp, dava dışı E.Ltd. Şti., K.İns. Taah. S..Tic. AŞ. arasındaki organik bağ da gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, olaya uygun düşmeyen gerekçelerle, bozma kararı yanlış değerlendirilerek, davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmeyip, hükmün bozulması gerekmiştir.Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, direnme kararının bozulması gerekmiştir.S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa eklenen “ Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı kanunun 440.maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.06.2013 gününde, oybirliğiyle karar verildi.