Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 844 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 1186 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki “maddi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kadıköy (Kapatılan) 1. Asliye Ticaret Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 20.09.2012 gün ve 2010/804 E., 2012/925 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 08.04.2013 gün ve 2012/16487 E., 2013/5083 K. sayılı ilamı ile,“Davacı vekili, müvekkiline ait ve davalı şirket tarafından kasko sigortalı aracın dava dışı ...'ın sevk ve idaresinde iken 28/09/2009 tarihinde başka bir araçla çarpışarak hasarlandığını, davalının hasarın teminat harici olduğundan bahisle ödeme yapmadığını ileri sürerek, şimdilik 10.000 TL’nin hasar tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiş, 25/04/2012 tarihli ıslah dilekçesi ile davanın 12.447 TL üzerinden kabulünü istemiştir.Davalı vekili, olay sonrasında sürücü değişikliğine gidildiğini, davacı sigortalının rizikonun gerçekleşme şekline ilişkin doğru ihbar mükellefiyetini yerine getirmediğini, aracı ehliyetsiz Can Parlayan adlı kişinin kullandığını, kaldı ki Çağla’nın da geçerli ehliyetnamesinin olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, 10.000 TL araç hasar bedelinin 03/11/2009 tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, ıslah dilekçesi ile artırmış olduğu tazminat isteğinin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, kararı davalı vekili temyiz etmiştir.Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.Mal sigortası türünden olan kasko sigorta sözleşmeleri gerek kuruluşlarında gerek devamı sırasında ve gerekse rizikonun gerçekleşmesi aşamasındaki ihbar yükümlülükleri bakımından iyi niyet esasına dayalı sözleşme türlerindedir.Kasko Sigortası Genel Şartlarının A/1 maddesine göre gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketle bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile 3. kişilerin kötü niyet ve muziplikle yaptıkları hareketler aracın yanması çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bu tür sigortanın teminatı kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.Diğer taraftan TTK.nin 1282. maddesi uyarınca sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı Yasanın 1281. maddesi hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir.Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de, sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5 maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.İlkeler yukarıda açıklanan şekilde olmakla birlikte, sigortalı, Kasko Poliçesi Genel Şartlarının B.1.5 maddesi ve TTK.nin 1292/3 maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyi niyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde kalmış gibi ihbar edildiği somut delillerle kanıtlanırsa ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer.Uyuşmazlık, sürücü değişikliği yapılıp yapılmadığı, yapıldıysa rizikonun teminat dışında kalıp kalmadığı hususların da toplanmaktadır.Somut olaya bakıldığında, resmi görevlilerce düzenlenen 28/09/2009 günlü kaza tespit tutanağında, kazaya karışan araçlardan biri olan 06 AG 2771 plakalı aracın sürücüsü ... gösterilmiştir. Ancak, kazadan hemen sonra hastanede alınan ifadelerde, karşı araç sürücüsü ...’ın; “kazadan sonra diğer aracın yanına gittiğini ve aracın ismini sonradan öğrendiği Can Parlayan tarafından kullanıldığını”, karşı araç yolcusu ...’ın; “diğer aracı erkek şahsın kullandığını” beyan ettikleri anlaşılmıştır. Mahkemece, olay gece saatlerinde meydana gelmiş olup birden fazla aracın karıştığı ve yaralananların da olduğu bir kazada Yalçın Enis ve Damla’nın sigortalı araç sürücüsünü tespit etmesinin hayatın olağan akışına uygun olmayacağı kanaatiyle, araç sürücüsünün farklı gösterilerek ihbar yükümlülüğünün doğru gerçekleştirilmediği ispat edilemediğinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, kaza tespit tutanağındaki tutanak mümzileri (polis memurları M.Güler ve N.Altan) ile karşı araçtaki ... ile ...’ın tanık sıfatıyla dinlenerek tutanak ve hazırlık ifadeleri de okunmak suretiyle sigortalı araç sürücüsünün ... olup olmadığı hususundaki çelişkinin giderilerek sonucuna göre karar vermek gerekirken, eksik incelemeye dayanılarak karar verilmesi doğru görülmemiştir...”gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.HUKUK GENEL KURULU KARARIHukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 22.06.2016 gününde oyçokluğu ile karar verildi.MUHALEFET ŞERHİDava; Kasko poliçe kapsamındaki aracın hasar bedelinin tahsili talebine ilişkindir.Yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Yüksek 17. Hukuk Dairesi özetle “...kaza tespit tutanağındaki tutanak mümzileri (polis memurları M. Güler ve N. Altan) ile karşı araçtaki ... ile ...'ın tanık sıfatıyla dinlenerek tutanak ve hazırlık ifadeleri de okunmak suretiyle sigortalı araç sürücüsünün Çağla olup olmadığı hususundaki çelişkinin giderilerek sonucuna göre karar vermek gerekirken...” gerekçesiyle kararı bozmuştur.Yerel mahkeme, tanık listesinde bildirilmeyen tanığın dinlenmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle önceki kararında ısrar etmiştir.Yerel mahkeme ile Özel daire arasındaki uyuşmazlık; tanık listesinde gösterilmeyen zabıt mümzilerinin tanık olarak dinlenip dinlenemeyeceği, diğer yandan tanık olarak gösterilen ancak ihzara rağmen gelmeyen tanıkların dinlenmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.Davalı taraf tanık listesinde gösterdiği tanıkların dinlenmesinden açıkça vazgeçmediğine, Hakim tarafından HMK nın 241. maddesi gereği usulüne uygun bir vazgeçme kararı alınmadığına göre davalı tanıkları Yalçın ve Damla'nın usulünce dinlenmesi hususunda Özel Daire ile aynı düşüncedeyimTanık listesinde tanık olarak gösterilmeyen polis memurlarının tanık olarak dinlenmesi yönündeki bozmaya gelince; HMK nın 25. maddesi” (1) Kanunda öngörülen istisnalar dışında, hâkim, iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz.(2) Kanunla belirtilen durumlar dışında, hâkim, kendiliğinden delil toplayamaz.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu yasal düzenleme karşısında somut uyuşmazlığın kamu düzeninden olmadığı açık bulunmakla “taraflarca getirilme ilkesine” tabi olduğu kuşkusuzdur. Taraflarca hazırlama ilkesine tabi bir davada tarafların göstermediği bir tanığın dinlenmesini yine HMK nın 240/2. m.si “ (2) Tanık gösteren taraf, tanık dinletmek istediği vakıayı ve dinlenilmesi istenen tanıkların adı ve soyadı ile tebliğe elverişli adreslerini içeren listeyi mahkemeye sunar. Bu listede gösterilmemiş olan kimseler tanık olarak dinlenemez ve ikinci bir liste verilemez.(3) Tanık listesinde adres gösterilmemiş veya gösterilen adreste tanık bulunamamışsa, tarafa adres göstermesi için, işin niteliğine uygun kesin süre verilir. Bu süre içinde adres gösterilmez veya gösterilen yeni adres de doğru değilse, bu tanığın dinlenilmesinden vazgeçilmiş sayılır.” düzenlemesiyle yasaklanmıştır.Sonuç itibariyle; davalı tarafından tanık olarak gösterilmeyen şahısların tanık olarak dinlenmesi mümkün olmadığından, yerel mahkeme kararının, davalı tarafından gösterilen tanıkların usulünce dinlenmemesi nedeniyle bozulması gerektiği görüşüyle sayın çoğunluğun aksi yöndeki görüşüne katılmıyorum. Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar KİŞİLER ARASINDAKİ KONUŞMANIN KAYDA ALINMASI Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuç Tarafların görevsiz mahkemede yaptığı usuli işlemlerin geçerliliği - görevsiz idari yargıda açılan dava Taraflar arasındaki “menfi tesbit- ödeme emrinin iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Tokat (1.) İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 23.08.2006 gün ve 1135-629 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 26.06.2007 g Açıklama bulunmayan havale - açıklamasız havale - ödemenin başka bir ticari ilişkiye ait olduğu iddiası - ispat yükü MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : İtirazın iptaliMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kira ala Yargıtay Yargıtay Karar Arama Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ? Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Kanunu Yargıtay İş Bölümü Yargıtay Haberleri Karar Arama Yargıtay Kararları Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Yargıtay Ceza Dairesi Kararları BAM Kararları Danıştay Kararları Anayasa Mahkemesi Kararları Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları Karar Arama Nasıl Yapılır? Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir? Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır? BAM Karar Arama Nasıl Yapılır? Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır? Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?