Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Gaziosmanpaşa Asliye 2. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 30.11.2004 gün ve 2003/811-2004/835 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 11.10.2005 gün ve 2005/7639-14971 sayılı ilamı ile, (...Davacı, davalılardan B........ Hastanesi A.Ş. ile 1.2.1998 tarihinde,diğer davalı H......... Özel Sağlık A.Ş. ile de 1.5.1998 tarihinde aylık 1000 USD ücret karşılığında basın danışmanlığı sözleşmesi imzaladıklarını, davalıların haksız olarak sözleşmeleri fesh ettiklerini ileri sürerek her bir davalıdan sözleşme gereğince 12.000 USD. nin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılardan B........ A.Ş, aralarındaki sözleşme gereğince davalının hastanelerinin tanıtım işini üstlendiğini, sır saklama yükümü bulunduğunu, davacının bunlara uymayarak kendileri ile rakip durumda bulunan dava dışı Özel Sağlık A.Ş. ile de sözleşme imzaladığını, sırlarını anılan hastaneye ifşa ettiğini, kendisine olan güvenlerinin kaybolduğunu, haklı nedenlerle sözleşmeyi feshettiklerini savunarak davanın reddini dilemiş; diğer davalı sözleşmeyi kendi adlarına imzalayan şahsın imza yetkisinin bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davalılar adına sözleşmeyi imzalayan şahsın imza yetkisinin bulunmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş; davacıların temyizi üzerine dairemizce bozulmuş, mahkemece bozmaya uyulmuş, yeniden yapılan yargılama sonucunda her iki davalının da sözleşmeleri ve sözleşmelerin feshini benimsedikleri ancak anılan sözleşmelerin niteliği itibariyle vekalet sözleşmesi olduğu, davacının davalıdan izin almaksızın davalı hastaneye yakın olan başka bir hastanenin de basın danışmanlığını üstlenmesinin doğru olmadığı, sır saklama yükümüne aykırı hareket ettiği, M.K. 2 ve B.K. 390. maddesine aykırı davrandığı gerekçe göstererek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davada dayanılan 1.2.1998 tarihli sözleşmenin "Çalışma Şekli ve Şartları" başlıklı bölümünde (sözleşme bir yıllıktır.Her iki tarafta sözleşmeyi bir yıl boyunca her türlü şartta tek taraflı olarak kesinlikle bozamaz. Sözleşmeyi bozan taraf karşı tarafa sözleşmenin bir yıllık tutarını sözleşmeyi bozduğu tarihte ve nakit olarak bir defada ödemek zorundadır. Bu şart her iki taraf içinde geçerlidir) yazılıdır. Mahkemece her iki davalının da benimsediği sözleşmelerin yine davalılarca fesh edildiği kabul edilmiş, davalılar hükmü bu yönüyle temyiz etmemişlerdir. Bu durumda sözleşmenin davalılarca fesh edildiğinde uyuşmazlık kalmamıştır. Davalılardan H......... Özel Sağlık A.Ş. faaliyetini Bodrum İlçesinde sürdürmekte olup, bu davalının kendi yakınlarında faaliyette bulunan başka bir sağlık kuruluşu ile davacı arasında sözleşme yapıldığı, haklı nedenlerle sözleşmeyi fesh ettiği yönünde bir iddiası yoktur. Hal böyle olunca bu davalının sözleşmede kararlaştırılan cezai şarttan sorumlu tutulmasında tereddüde mahal olmamalıdır. Diğer taraftan davalılardan B........ Turizm İnş.A.Ş. (Gaziosmanpaşa Hastanesi) her ne kadar davacının aynı yörede bulunan rakip firma Özel Ş.... Hastanesinin de basın danışmanlığı görevini üstlendiğini, kendilerinin meslek sırlarını ve çalışma tarzlarını bu firmaya aktardığını savunmuş ise de bu savunmasını ispat edememiştir. Davacının cevaba cevap dilekçesindeki "Özel Ş.... Hastanesi ile yaptığım sözleşme davacıyı ilgilendirmez" şeklindeki beyanı da sözleşmenin feshi için haklı neden sayılmaz. Hal böyle olunca her iki davalının da sözleşmede kararlaştırılan cezai şarttan sorumlu tutulması gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. TEMYİZ EDEN: Davacı vekili HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, taraflar arasındaki basın danışmanlığı sözleşmesinin davalı tarafından haksız şekilde tek taraflı olarak feshedildiği iddiasına ve sözleşmenin fesihle ilgili hükmüne dayalı alacak istemine ilişkindir. Hukuk Genel Kurulu'ndaki görüşme sırasında, davaya bakma görevinin iş mahkemesine mi, yoksa genel mahkemeye mi ait bulunduğu; davayı gören Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olup olmadığı hususu ön sorun olarak görüşülmüş; taraflara yüklenen karşılıklı edimlerin içerik ve kapsamları itibariyle taraflar arasındaki sözleşmenin hizmet sözleşmesi niteliğinde olmadığına, dolayısıyla, görevin Asliye Hukuk Mahkemesine ait bulunduğuna oybirliğiyle karar verilmiş; ön sorun bu şekilde aşıldıktan sonra işin esası incelenmiştir. İşin esasının incelenmesinde: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire Bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, ilk görüşmede çoğunluk sağlanamadığından, 28.2.2007 günü ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi. KARŞI OY Taraflar arasındaki sözleşmeler (Basın Danışmanlığı Sözleşmesi) hukuken "Vekalet Sözleşmesi" niteliğindedir. Vekillikten çıkarma veya çekilme her zaman mümkündür (B.K.396). Tarafların vekillikten çıkarma veya çekilmeyi bir sözleşme ile ortadan kaldırmaları geçerli değildir. Vekillik sözleşmesinin kapsamı taraflar arasında imzalanan sözleşmeler ile belirlenmiştir. Vekilin sorumluluğu genel olarak işçinin sorumluluğuna ilişkin kurallara bağlıdır (B.K.390). Vekilin işçi gibi sorumlu olması, sözleşmeye hizmet sözleşmesi niteliği kazandırmaz. Vekillikten çıkarma her zaman mümkün olduğuna göre vekil, fiilen gördüğü işin karşılığını ve uygun olmayan bir zamanda vekillikten çıkarılmışsa bu amaçla yaptığı harcamaları isteyebilir (BK.396/2). Bu nedenle, sözleşmeye konulan cezai şart geçerli değildir. Somut olayda, davacı vekillikten çıkarılması nedeniyle sözleşmede belirtilen bir yıllık tutarı (cezai şart) talep etmektedir. Fiilen gördüğü işin karşılığını almış ve uğradığı zarar nedeniyle de herhangi bir talebi yoktur. Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin direnme kararı yerinde oludğundan onanmasına karar verilmesi gerekirken bozulması yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
TESPİT DAVALARINDA GÖREVLİ MAHKEME
Taraflar arasındaki "oda kaydının silinmesine dair işlemin iptali, üyelik kaydının devam ettiğinin ve davacının taksi durağında hak sahibi olduğunun tespiti” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bandırma 1.Asliye Hukuk Mahkemesince mahkemenin görevsizliğine dair verilen 06.09.2012 gün ve E:2
BOŞANMA DAVASINDA DAVALI TAŞINMAZINA İHTİYATİ TEDBİR KONULAMAYACAĞI
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sırasında mahalli mahkemece verilen, ihtiyati tedbire itiraz üzerine verilin 31.01.2013 tarihli karar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:Boşanma veya ayrılık davası açılınca alınabilecek tedbirler Türk Medeni Kanunu'nun 1
Davadan feragat nedir?- Davanın geri alınması nedir? Davayı takipsiz bırakmak ya da davanın müracaata bırakılması nedir?
Davacı,
iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın
ödetilmesi davasının yapılan yargılaması
sonunda.....Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra
duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi tarafından
düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?