Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 833 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 219 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Yargıtay 9.Hukuk Dairesi (İlk Derece)TARİHİ : 18/12/2012NUMARASI : 2012/2 E- 2012/2 K.Taraflar arasındaki "tazminat" davasının yapılan incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9.Hukuk Dairesince; “Dava, hâkimlerin hukuki sorumluluğuna dayalı olarak maddi tazminat istemine ilişkindir.Hâkimlerin yargısal faaliyetleri nedeniyle sorumlulukları, HMK.nun 46-49.maddelerinde düzenlenmiştir.Yasa'da da gösterilen sorumluluk nedenleri, örnek niteliğinde olmayıp, sınırlı ve sayılı durumları ifade etmekte olup, Hakimlerin yargılama faaliyetinden dolayı devlet adına tazminata hükmedilebilmesi için 6100 Sayılı HMK.nun 46'ncı maddesinde yer alan nedenlerden birinin ya da bir kaçının bulunması gerekir. Somut olayda, Ankara 13.İş Mahkemesi'nin 2004/ 941 esas sayılı kararına dayalı olarak açılan Ankara 10.İş Mahkemesi'nin 2008/619 esas sayılı dava dosyasında konulan tedbirin kaldırılmasında Mahkeme Hakimi’ nin verdiği karar ile davacının alacağının tahsilinin tehlikeye düştüğü, hatta tahsil imkanının kalmadığı iddia edilerek maddi tazminat talebinde bulunulmuştur. Davanın yasal dayanağı 6100 sayılı HMK. Nun 46.maddesidir.6100 sayılı HMK. nun Devletin sorumluluğu ve rücu başlıklı 46/1.maddesinde Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı Devlet aleyhine tazminat davasının sebepleri sayılmıştır. Bu sebepler;“a)Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.B)Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması. c)Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.ç)Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.d)Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.e)Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması “ dır. Dava konusu olayda tamamen yargısal faaliyet söz konusu olup, HMK. nun 46.maddesinde yer alan nedenlerden bir ya da bir kaçının bulunduğu davacı tarafça kesin bir şekilde ispatlanamamıştır.Tazminat istemi, yasa yolları düzenlenen bulunan yargısal işlem ve kararlara ilişkindir. Hatalı olduğu ileri sürülen yargısal işlemlerde, özel amaç ile davranıldığı yönünde bir delil bulunmamaktadır. Davada sınırlı ve sayılı hukuki sorumluluk nedenlerinden hiç birisi bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-HMK. nun 46.maddesinde öngörülen sorumluluk sebepleri bulunmadığından DAVANIN REDDİNE,2-HMK'nun 49.maddesi uyarınca takdir edilen 600.00 TL. disiplin para cezasının davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,3-Davanın reddi nedeniyle alınması gereken 21.15 TL. maktu karar ve ilam harcının mahsubu ile fazla yatırılan 13.381,85 TL. peşin harcın karar kesinleştiğinde ve isteği halinde davacıya iadesine, 4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca 2.200,00 TL. maktu avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı Hazine' ye ve ihbar olunan A.E.' e verilmesine,5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, avanstan artan miktar olursa karar kesinleştiğinde ve isteği halinde davacıya iadesine, 6-Davalı hazine tarafından yapılan 2 adet cevap dilekçesi tebliğat ücreti olan 14.00 TL. sinin davacıdan alınarak davalı Hazine’ ye verilmesine,7-İhbar olunan vekili tarafından yapılan 2 adet cevap dilekçesi tebliğat ücreti olan 14.00 TL'nin davacıdan alınarak ihbar olunana verilmesine…”Dair oybirliği ile verilen 28.12.2012 gün ve 2012/2-2 sayılı kararın davacı ve kendisine dava ihbar edilen Abdullah Erdem vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine kararın süresinde temyiz edildiğinin anlaşılmasından ve dosyadaki tüm kâğıtların okunmasından sonra gereği düşünüldü: HUKUK GENEL KURULU KARARIDavacı vekili 6100 sayılı HMK 46.maddesine dayanarak yargısal faaliyetten dolayı devlet aleyhine tazminat davası açmıştır. Mahkemece, yukarıda başlık bölümüne alınan gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve kendisine dava ihbar edilen A.E. tarafından temyiz edilmiştir.1.Dava kendisine ihbar olunan A.E.’in temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Bilindiği gibi temyiz yoluna ancak davanın tarafları başvurabilir. Kanun’da bir düzenleme olmamakla birlikte, taraflar yanında davada fer’i müdahil olarak yer alanın da temyiz yoluna başvurması mümkündür (Pekcanıtez, Hakan/Atalay, Oğuz/Özekes, Muhammet: Medeni Usul Hukuku, 11.B, Ankara 2011, s. 620). Hükmü temyiz eden Abdullah Erdem davada ihbar edilen sıfatı ile yer almış, müdahil olarak davalı yanında yer almamıştır (HMK m. 66 vd.). Bu nedenle temyiz yoluna başvurmasına da yasal olanak bulunmadığından temyiz dilekçesinin reddi gerekir.2.Davacının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Hukuk Genel Kurulu’nda yapılan görüşmeler sırasında işin esasına geçilmeden önce, 6100 sayılı HMK’nun 137-140.maddeleri dikkate alındığında, ön inceleme ve ön inceleme duruşması yapılmadan tahkikat duruşmasına geçilip geçilmeyeceği önsorun olarak tartışılmıştır.İlk derece mahkemesi sıfatıyla 9.Hukuk Dairesince yapılan işlemlere bakıldığında; Mahkeme’nin 24.09.2012 tarihinde “tensip tutanağı” düzenlediği ve bu tensip tutanağında dilekçelerin karşılıklı tebliği, tazminat davasına konu edilen İş Mahkemesi dosyalarının celbi ve ön inceleme ile tahkikat aşamalarının yürütülmesi için naip üye tayin edildiği anlaşılmaktadır. Naip üye tarafından, dilekçelerin karşılıklı tebliği ve ilgili dosyaların celbi aşamasının tamamlanmasından sonra, taraflar doğrundan tahkikat duruşmasına çağrılmış ve 18.12.2012 tarihinde yapılan tahkikat duruşması sonunda, davanın esastan reddine karar verilmiştir. Mahkemece önincelme ve ön inceleme duruşması yapılmamıştır.Önsorunun aşılması için, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Medeni Yargılama hukukumuza getirilen yeni bir müessese olan “ön inceleme” üzerinde durmak gerekmektedir. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, ilk derece yargılamasını aşamalara ayırmıştır. Bu aşamalar:a)Dilekçelerin karşılıklı verilmesi,b)Ön inceleme,c)Tahkikat, d)Sözlü yargılama,e)Hükümolmak üzere beş aşamadan oluşmaktadır.Hukuk Muhakemeleri Kanunun “Dördüncü Bölüm”ünde düzenlenen önincelme aşamasının amacı, tahkikat aşamasına geçmeden önce gerekli hazırlıkların yapılması, bu suretle gerek mahkeme gerekse de tarafların davaya tam bir hakimiyet ile davanın uzamasına sebep olacak nedenlerden arınmış olarak tahkikat aşamasına geçmesini sağlamaktır (Pekcanıtez/Atalay/Özekes, s.375-376; Ermenek, İbrahim: “Hukuk Muhakemeleri Kanununa Göre Ön inceleme”, İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 2, S. 1, Y. 2011, s. 145-146). Gerçekten konuyla ilgili düzenlemelere göz atıldığında, 6100 sayılı HMK’nun 137.maddesinde, ön incelemenin kapsamı; 138.maddesinde ön inceleme aşamasında dosya üzerinden dava şartları ve ilk itirazlar hakkında verilecek kararlar; 139.maddesinde ön inceleme duruşmasına davet ve 140.maddesinde yapılması zorunlu olan ön inceleme duruşması düzenlenmiştir. Düzenlemelere daha yakından bakıldığında; 6100 sayılı HMK ön incelemenin kapsamı başlıklı 137.maddesinde; dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılacağı, 138.madde dikkate alınarak, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verileceği, dava şartları ve ilk itirazlar hakkında gerektiği takdirde mahkeme kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebileceği, ön inceleme duruşmasında tarafların iddia ve savunmaları kapsamında, uyuşmazlık konularını tam olarak belirleyebileceği, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapacağı, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda, onları sulhe veya arabuluculuğa teşvik edeceği ve bu hususların tutanağa geçirileceği belirtilmiştir. Ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar ile sınırlı olmak üzere tanık dinleme, belge inceleme, bilirkişi görüşü alma, keşif yapma ve yemin teklif etme gibi işlemlerin yapılması öngörülmektedir. Ön inceleme aşamasında yapılacak işlemelere bakıldığında; ön incelemenin efektif bir tahkikatın ön şartı olarak kabul edildiği söylenebilir (Ermenek, s. 146). Nitekim, HMK m.137/2’de “ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemeyeceği ve tahkikat için duruşma günü verilemeyeceği” düzenlenmiştir. Bu düzenleme emredici nitelikte bir düzenlemedir. Gereksiz duruşmalara ilişkin uygulamadaki eski alışkanlıkların devam etmesinin kesin olarak önüne geçilmesi amacıyla Kanun koyucu, ön inceleme aşaması tamamlanmadan ve bu aşamada alınması gereken kararlar alınmadan tahkikat aşamasına geçilmesini ve tahkikat için duruşma günü belirlenmesini kesin bir ifade ile yasaklamıştır (Pekcanıtez/ Atalay/Özekes, s.375-376). Bu açıklamalar nazara alındığında; somut olayda dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması tamamlandıktan sonra, öncelikle dosya üzerinden dava şartları ve ilk itirazların incelenerek bu konularda olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi; dosya üzerinden karar verilemeyen dava şartları ile ilk itirazlar hakkında karar verilmek ve diğer ön inceleme işlemlerini yapmak üzere tarafların ön inceleme duruşmasına davet edilmesi, 6100 sayılı HMK 137 ve 140.maddelerine göre ön inceleme duruşmasında gerekli usul işlemleri yapıldıktan sonra, tahkikat duruşmasına geçilmesi gerekirken, Kanunun bu emredici düzenlemesine rağmen ön inceleme ve ön inceleme duruşması yapılmadan tahkikat duruşmasına geçilmek suretiyle, esas hakkında karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmamış, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir. Görüşmeler sırasında bir kısım üyeler tarafından; mahkemece tüm delillerin toplandığı, yapılacak bir işlemin kalmadığı, bu aşamadan sonra geri dönülerek ön inceleme yapılmak üzere kararın bozulmasının usul ekonomisi açısından doğru olmayacağı savunulmuş ise de, yukarıda belirtilen 6100 sayılı HMK 137/2 maddesi dikkate alındığında, ön inceleme duruşması ve duruşmada yapılması gerekli olan işlemler yapılmadan tahkikat duruşmasına geçilemeyeceği, bu düzenlemenin emredici nitelikte olduğu gerekçesiyle benimsenmemiştir.S O N U Ç : I-Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle dava kendisine ihbar olunan Abdullah Erdem’in temyiz dilekçesinin oybirliği ile reddine; II-Yukarıda 2 nolu bentte yazılı nedenlerde davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Yargıtay 9.Hukuk Dairesi’nin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın, yukarıda 2.bentte açıklanan nedenle 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz istemlerinin şimdilik incelemesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 12.maddesi ile 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu’na eklenen 93/A-5.fıkrası ve 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440.maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 14.06.2013 gününde oyçokluğu ile karar verildİ. KARŞI OY YAZISI :Usulü muhakemeye muhalefetten dolayı bir hükmün bozulabilmesi için, bu kusur veya eksikliğin kararı etkileyecek derecede bulunması gerekir. Böyle değilse, usulü muhakeı hüküm bozulamaz. (HUMK.m.429/son) Ön incelemenin yapılmamış olması yargılama usulüne aykırıdır. Ne var ki, davada ön incelemede çözümü gereken (HMK. m. 137) usulü bir problem, ne taraflarca ileri sürülmüş ne de mahkemece tespit edilmiştir. Davalı, davanın esası hakkında cevap vermiş ve reddini istemiştir. Taraflar, sunabilecekleri delilleri de sunmuşlardır. Davaya “ilk derece Mahkemesi" olarak bakan Yargıtay Dairesi de, sunulan delilleri değerlendirerek davanın esası hakkında hüküm tesis etmiştir. Bu aşamadan sonra ön inceleme aşamasına dönülmesi, sonuç üzerinde değiştirici bir etki meydana getirmeyecektir. Bu bakımdan işin esasının incelenmesi gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun usulü eksikliğe dayanan bozma görüşüne iştirak edilmemiştir. Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar KAMBİYO SENEDİ NEDENİYLE BORÇLU OLMADIĞININ TESBİTİ- MENFİ TESPİT DAVASI- İSBAT KÜLFETİ -SENEDİN TALİLİ -BORÇ İKRARI "İçtihat Metni"Taraflar arasındaki “menfi tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Denizli 3.Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 01.02.2012 gün ve E:2010/1442, K:2012/92 sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19.Hu İŞ KAZASI NEDENİYLE SGK TARAFINDAN AÇILAN RÜCU DAVASI ZAMANAŞIMI Davacı, iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine yapılan yardımlardan, ilk rücu davasından kalan kusur farkı ile kanun ve katsayı artışları nedeniyle oluşan Kurum zararının, 506 Sayılı Kanun’un 26. maddesi gereğince davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, hüküm Kat mülkiyetinde ve site mülkiyetinde yöneticinin temsil yetkisine giren işlerden dolayı icra takibi - Taraf sıfatı Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, örnek 10 ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun İcra Mahkemesi'ne yaptığı başvuruda borca itiraz ettiği, Mahkemece 21.09.2011 tarihinde verilen kararla, bono metninde “....bedeli ma Yargıtay Yargıtay Karar Arama Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ? Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Kanunu Yargıtay İş Bölümü Yargıtay Haberleri Karar Arama Yargıtay Kararları Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Yargıtay Ceza Dairesi Kararları BAM Kararları Danıştay Kararları Anayasa Mahkemesi Kararları Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları Karar Arama Nasıl Yapılır? Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir? Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır? BAM Karar Arama Nasıl Yapılır? Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır? Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?