MAHKEMESİ : Yargıtay 19.Hukuk Dairesi (İlk Derece)TARİHİ : 25/02/2013NUMARASI : 2013/1588 E-2013/3425 K. Taraflar arasındaki yargısal faaliyetten kaynaklanan tazminat davasından dolayı; Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nce ilk derece mahkemesi sıfatıyla verilen 30.10.2010 gün ve 2010/2869 E.- 2011/13865 K. sayılı kararın davacı A.T. yönünden bozulmasını, diğer davacı T. D.Sanayi ve Ticaret Ltd Şti yönünden temyiz dilekçesinin reddini kapsayan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'ndan çıkan 18.05.2011 gün, 2011/19-54 Esas, 2011/315 Karar sayılı ilamın, karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacılar tarafından verilen dilekçe ile istenilmesi ve istemin reddine karar verilmesi üzerine, davacı T. D. San. ve Ticaret Ltd. Şti. yetkilisi A. T. tarafından verilen dilekçe ile tavzih ve adli yardım talebi konusunda yeniden inceleme talebinde bulunulmuş olmakla; Hukuk Genel Kurulu’nca dilekçe, düzeltilmesi istenen ilam ve dosyadaki ilgili bütün kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: HUKUK GENEL KURULU KARARIDava yargısal faaliyetten dolayı devlet aleyhine açılan tazminat istemine ilişkindir. Davacılar A,T.ve T.D.San. Tic. Ltd. Şti, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 573 ve devamı (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46 ve devamı) maddeleri uyarınca, devlet aleyhine açtığı davada maddi ve manevi tazminat istemine bulunmuştur.Yargıtay 19.Hukuk Dairesi; 07.07.2009 gün 2009/984-6944 sayılı karar ile 1086 sayılı HUMK’nun 573.maddesindeki koşullar gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilmiştir. Davacılar Özel Daire kararını 27.08.2009 tarihinde esastan temyiz etmiş; ancak temyiz harcını yatırmamışlardır. Özel Dairece 28.09.2009 tarihli muhtıra düzenlenmiş, muhtıranın tebliğinden itibaren (yedi) 7 gün içinde daireye başvurarak toplam 82.80 TL harcın yatırılması, aksi halde temyiz isteminden vazgeçmiş sayılacağı ihtar olunmuş; muhtıra davacılara tebliğ edilmiştir. Davacı Arif Türkoğlu kendi adına asaleten ve şirketi adına temsilen verdiği 05.11.2009 havale tarihli dilekçesiyle, 28.09.2009 tarihli muhtıradan rücu edilmesini ve muhtıranın tebliği ile başlayan sürenin durdurulmasını ve adli yardım kararı verilmesini istemiştir.Özel Daire 18.11.2009 gün ve 2009/984-6944 (1.) Ek kararında “Adli yardım şartları ise HUMK.465.madde hükmünde gösterilmiştir. Dava açılmadan önce veya dava açıldıktan sonra talep edilebileceği, ancak hükümden sonra kanun yollarına müracaat için adli yardım kararının verilemeyeceği ilmi ve yargısal inançlardandır ” gerekçesi ile 28.09.2009 günlü muhtıradan rücu edilmesine ve sürenin durdurulmasına yönelik taleplerin, HUMK.465 ve 434/II.md.göre, adli yardım talebinin ise HUMK.465 ve 466.maddelerine göre reddine karar verilmiştir. Davacıların temyiz istemi üzerine, temyiz harcının süresinde yatırılmamış olması nedeni ile temyiz istemine yönelik dilekçenin oybirliği ile reddine karar verilmiştir.Bu kararın da temyiz edilmesi üzerine, Hukuk Genel Kurulu 27.01.2010 gün 2010/19-49-10 sayılı kararı ile “…İlk derece mahkemesi sıfatıyla davacı tarafın adli yardım talebi yönünden işin esasına girilerek yasal şartların bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi ve bu şartların varlığı halinde davacı tarafın bu kurumdan yararlandırılması; adli yardım talebinin şartlarının bulunmadığının tespiti halinde ise, usulünce temyiz harç ve giderlerinin yatırılması için süre verilip sonucuna göre bir karar verilmesi” gereğine işaretle bozulmuştur.Bozma üzerine Yargıtay 19 Hukuk Dairesi’nce, adli yardım talebi ile ilgili olarak araştırmalar yapılmış ve 30.10.2010 gün 2010/2869-13865 sayılı karar ile davacı asıl A.T.’nun adli yardım isteminin kabulüne, davacı T.D.Sanayi Limited Şirketinin adli yardım isteminin ise reddine karar verilmiş, ayrıca anılan Şirket yetkili temsilcisi hazır olan A.T.’na 67.20 TL temyiz başvuru harcı, 15.60 TL maktu temyiz harcı olmak üzere toplam 82.80 TL harcı yatırması için (yedi) 7 günlük kesin mehil verilmiş, verilen kesin süre içerisinde harç gideri yatırılmadığı takdirde HUMK nun 434/son maddesi uyarınca davacı Şirketin temyiz isteminden vazgeçmiş sayılacağı hususunda ihtarat yapılmıştır.Davacı A. T. kendi adına asaleten, diğer davacı Şirketi temsilen kararı temyiz etmiş, Hukuk Genel Kurulu 18.05.2011 gün ve 2011/19-54 -315 sayılı kararı ile, davacı Şirketin adli müzaheret talebinin reddine dair Özel Daire’ce verilen hüküm, HUMK nun 469/1. maddesi uyarınca kesin olup, aynı kararda temyiz harcının yatırılması için (yedi) 7 günlük kesin süre tanındığı, aksi takdirde temyiz isteminden vazgeçmiş sayılacağı hususunun ihtar edilmesine rağmen, temyiz harcının yatırılmadığı ve mahsup talebinin de Özel Daire’ce reddedildiği anlaşıldığından, davacı T.Demir Sanayi Ticaret Limited Şirketi yönünden temyiz dilekçesinin bu nedenle reddine, davacı A.T.’nun temyiz itirazlarının kabulü ile, Yargıtay üyesi olan davalı Hakim aleyhine açılan davada ilk derece mahkemesi olarak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun görevli olması nedeniyle, görevsizlik kararı verilmek üzere kararın bozulmasına, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına …” karar vermiştir.Davacı A.T. kendi adına asaleten, diğer davacı Şirketi temsilen karar düzeltme isteminde bulunmuş; Hukuk Genel Kurulu 07.03.2012 gün ve 2012/19-5-115 sayılı kararı ile, davacı T. Demir Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin karar düzeltme istemi yönünden; “davacı Şirketin adli müzaheret talebinin reddine dair Özel Daire’ce verilen hüküm kesin olup, kanun yoluna başvurulamayacağından davacı T.D.Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin karar düzeltme isteminin bu nedenle reddine, davacı Arif Türkoğlu’nun karar düzeltme istemi yönünden ise, karar düzeltme isteğinin reddine karar verilmiştir.Davacılar 11.06.2012, 04.09.2012 ve 22.11.2012 tarihli dilekçeler ile davacı T. D.San. Tic Ltd Şti’nin adli yardım talebinin reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını savunarak, kararın düzeltilmesini istemiştir. Hukuk Genel Kurulu 19.12.2012 gün 2012/19-689-1219 sayılı karar ile adli yardım talebinin reddine dair karara karşı kanun yoluna başvurulması imkanı bulunmadığı gerekçesi ile T.D. San. Tic Ltd. Şti temsilen verilen dilekçenin reddine karar verilmiştir.Yukarıda anlatılan kısa kronolojik sıra dikkate alındığında; davacılardan gerçek kişinin açtığı dava derdest ise de, diğer davacı T. D.San. Tic. Ltd Şti hakkında esastan verilen ret kararının kesinleştiği açıktır. Çünkü T.D. San. Tic. Ltd. Şti. hakkında esastan verilen ret kararı Hukuk Genel Kurulu’na ait 07.03.2012 tarihli karar düzeltme dilekçesinin reddine dair karar ile birlikte kesinleşmiştir. Artık, kesinleşen bu dava ile ilgili herhangi bir talepte bulunulması ve bulunulan talebin dikkate alınması imkânı bulunmamaktadır.Adli yardım müessesine gelince; 6100 sayılı HMK 336.maddesine göre adli yardım, asıl talep veya işin karara bağlanacağı mahkemeden; icra ve iflas takiplerinde ise takibin yapılacağı yerdeki icra mahkemesinden isteneceği, Kanun yollarına başvuru sırasında adli yardım talebinin ise bölge adliye mahkemesine veya Yargıtay’a yapılacağı düzenlenmiştir.Aynı Kanun’un adli yardım talebinin incelenmesi başlıklı 337.maddesinde mahkemenin, adli yardım talebi hakkında duruşma yapmaksızın karar verebileceği düzenlenmiş, 11.04.2013 gün ve 6459 sayılı Kanun’un 23.maddesi ile eklenen cümle ile de, talep hâlinde incelemenin duruşmalı olarak yapılacağı, adli yardım taleplerinin reddine ilişkin mahkeme kararlarında sunulan bilgi ve belgelerin kabul edilmeme sebebinin açıkça belirtileceği düzenlemesi getirilmiştir.Yine, 6459 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonunda adli yardım talebi hakkında verilen kararlara karşı itiraz yasa yoluna gidilebileceği; buna göre adli yardım talebinin reddine ilişkin kararlara karşı, tebliğinden itibaren bir hafta içinde kararı veren mahkemeye dilekçe vermek suretiyle itiraz edilebileceği, kararına itiraz edilen mahkemenin, itirazı incelemesi için dosyayı o yerde adli yardım talebi yapılan hukuk mahkemesinin birden fazla dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen daireye, son numaralı daire için birinci daireye, o yerde adli yardım talebi yapılan hukuk mahkemesinin tek dairesi bulunması hâlinde ise aynı işlere bakmakla görevli en yakın mahkemeye göndereceği, itiraz incelemesi neticesinde verilen kararın kesin olacağı düzenlenmiştir.Ayrıca, 6100 sayılı HMK 337/son maddesinde adli yardımın daha önce yapılan yargılama giderlerini kapsamayacağı da hüküm altına alınmıştır. Hemen burada şunu ifade edilmesi gereklidir ki, adli yardım ancak derdest olan bir davada asıl talep veya işin karara bağlanacağı mahkemeden; Kanun yollarına başvuru sırasında ise bölge adliye mahkemesi veya Yargıtay’dan istenebilecektir. Bir diğer deyişle esas hakkında verilen karar kesinleştikten sonra artık kesinleşen dosyada adli yardım talep edebilmek imkânı bulunmamaktadır. Somut olaya gelince; yukarıda anlatıldığı üzere, davacılardan T.D. San. Tic. Şti tarafından açılan dava hakkında verilen Yargıtay 19.Hukuk Dairesine ait 07.07.2009 tarihli esastan ret kararı, Hukuk Genel Kurulu’na ait 07.03.2012 gün ve 2012/19-5-115 sayılı karar düzeltme isteminin reddine dair karar ile birlikte kesinleşmiştir. Bu durum dikkate alınarak, Hukuk Genel Kurulu’nda yapılan görüşmeler sonunda davacı şirket tarafından açılan davanın 07.03.2012 tarihinde karar düzeltme isteminin reddi ile birlikte kesinleştiği, adli yardım talebinin kabul edilmesi halinde dahi davacı şirketin kesin hükümle kesinleşmiş bir kararı canlandırma imkânına sahip olamayacağı; davacılardan A.T.’na ait davanın derdest olduğu, davacılardan Arif Türkoğlu yönünden derdest olan dosyada diğer davacı T. D.San. Tic. Ltd. Şti hakkındaki davanın kesin hükümle sonuçlanmakla birlikte, davacı tüzel kişinin taraf sıfatının kalmadığı, bu nedenle söz konusu dosyada herhangi bir talepte bulunamayacağı, kaldı ki 6100 sayılı HMK 337.maddesinde 11.04.2013 tarihinde yapılan değişikliğin davacıya eldeki dava yönünden bir hak sağlamayacağı, söz konusu değişikliğin esası kesinlememiş davalardaki adli yardım talepleri hakkında verilen kararlara karşı başvurulacak itiraz yasa yolunu düzenlediği, bu nedenle eldeki dilekçenin reddine karar verilmesi gerektiği oybirliği ile kabul edilmiştir.Bu nedenle davacı T. D. San. Tic Ltd. Şti hakkında kesin hüküm bulunduğundan, kesin hükümle neticelenmiş dosyaya ait dilekçenin incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerekmiştir. S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı T. D. San. Tic Ltd. Şti’ni temsilen A. .’nun dilekçesinin REDDİNE, 14.06.2013 gününde yapılan görüşmede oybirliğiyle karar verildi.