MAHKEMESİ : İstanbul 4. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 15/05/2012NUMARASI : 2012/8-2012/164Taraflar arasındaki “vekalet ücreti alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Asliye 4.Hukuk Mahkemesi’nce davanın kabulüne dair verilen 09.12.2010 gün, 2009/285 E- 2010/355 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13.Hukuk Dairesi’nin 12.07.2011 gün, 2011/8298 E.-11399 karar sayılı ilamı ile; (...Davacı, 14.5.2002 tarihinde dava dışı Belbim A.Ş.’de göreve başladığını, Belbim A.Ş. ile İSKİ arasında yapılan “Hukuk Hizmetleri Protokolü” gereğince, işverenin yaptığı görevlendirme sonucu İSKİ Genel Müdürlüğü bünyesinde aynı tarihte avukat olarak çalışmaya başladığını, ancak dava ve icra dosyalarından tahsil edilerek emanet hesabında biriktirilen ve davalı bünyesinde görev yapan memur avukatlara paylaştırılan vekalet ücretlerinden 5.12.2003 tarihine kadar yararlandırılmadığını, bu uygulamanın Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğu gibi, Avukatlık Kanununa da aykırı olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 9.458,02 TL vekalet ücretinin, her bir kalem ücretin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı, davacının İSKİ’nin değil, dava dışı Belbim A.Ş.’nin personeli olduğunu, maaş vb. bütün haklarının da bu şirket tarafından ödendiğini, dava dışı Belbim A.Ş. ile İSKİ arasında imzalanan “Hukuk Hizmetleri Protokolü” çerçevesinde görev yapan davacının, protokol hükümleri gereğince herhangi bir talepte bulunamayacağını savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davacının, davalı tarafından verilen vekaletnameyle, dava ve takiplerde davalıyı temsil ettiği, bu nedenle karşı taraf vekalet ücretlerinden davacının da yararlanması gerektiği kabul edilerek, davanın kabulüne, 9.458,02 TL vekalet ücretinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacının, dava dışı Belbim A.Ş. ile davalı İSKİ arasında, hukuk hizmetleri satın alınması için yapılan “Hukuk Hizmetleri Protokolu” kapsamında davalının taraf olduğu icra takipleri ve davaları vekil sıfatı ile takip ettiği, maaş ve ücretleri ile her türlü özlük haklarını Belbim AŞ.’den aldığı, dosya içeriği ile sabit olduğu gibi bu husus tarafların da kabulündedir. Yine davacının Belbim A.Ş. bünyesinde çalışması nedeniyle, SSK işe giriş bildirgesinin de aynı şirket tarafından düzenlendiği, istihdam edildiği işyeri olarak da bu şirketin gösterildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının, davalı İSKİ Genel Müdürlüğünün kadrolu veya sözleşmeli personeli olmadığının, Belbim A.Ş. ile İSKİ arasında yapılan “Hukuk Hizmetleri Protokolü” hükümleri doğrultusunda hizmet verdiğinin kabulü gerekir. İSKİ Genel Müdürlüğünün icra takipleri ve davalar için davacıya vekaletname vermesi yasal bir zorunluluk olup, bu durum davacının dava dışı Belbim A.Ş.’nin çalışanı olduğu gerçeğini değiştirmeyeceğinden uyuşmazlığın protokol hükümleri doğrultusunda çözümlenmesi gereklidir. Söz konusu “Hukuk Hizmetleri Protokolü”nün “Konu” başlıklı 2.maddesinde “Bu potokolun konusu İSKİ tarafından ihtiyaç duyulan avukatlık hizmetlerinin İSKİ’nin ortaklığı bulunan Belbim A.Ş.’inde çalışmakta olan avukatlar tarafından bila bedel verilmesi hakkındadır.” Elemanların özlük hakları ile ilgili 5.maddesinde, “… yapılacak avukatlık hizmetlerinin ifası ile ilgili aylık ücret, her türlü ikramiye, tazminat, vekalet ücreti, harcırah vb. ödemeler, haklar ve sorumluluklar Belbim’e aittir.“, “Avukatların Sorumlulukları” başlığını taşıyan 6.4.maddesinde ise, “Avukatlar ücret dışında vekalet ücreti vb. gibi herhangi bir hak talep etmeyeceklerdir.” Hükümleri bulunmaktadır. O halde protokolün açıklanan bu hükümleri gereğince, davalıya avukatlık hizmeti veren davacının, dava konusu vekalet ücretleri nedeniyle davalıdan talepte bulunması mümkün değildir. Nitekim aynı şekilde çalışan başka bir avukat tarafından Fatih 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/196 esas sayılı dosyası üzerinden açılmış olan dava yerel mahkemece kabul edilmişse de, davalının temyizi üzerine Dairemizce aynı gerekçeyle bozulmuş, mahkemenin önceki kararında direnmesi üzerine de, Hukuk Genel Kurulunca Dairemize ait “bozma” kararı benimsenmek suretiyle, direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. (Bkz. Hukuk Genel Kurulunun 17.6.2009 tarihli ve 2009/13-250 esas, 2009/270 karar sayılı ilamı) Mahkemece, açıklanan tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabul edilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....) gerekçesiyle dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.TEMYİZ EDEN: Davalı vekili HUKUK GENEL KURULU KARARIHukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Dava, vekalet ücreti alacağının tahsili istemine ilişkindir.Davacı, 14.5.2002 tarihinde dava dışı Belbim A.Ş.’de göreve başladığını, Belbim A.Ş. ile İSKİ arasında yapılan “Hukuk Hizmetleri Protokolü” gereğince, işverenin yaptığı görevlendirme sonucu, İSKİ Genel Müdürlüğü bünyesinde avukat olarak çalışmaya başladığını, ancak dava ve icra dosyalarından tahsil edilerek emanet hesabında biriktirilen ve davalı bünyesinde görev yapan memur avukatlara paylaştırılan vekalet ücretlerinden 05.12.2003 tarihine kadar yararlandırılmadığını, bu uygulamanın Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı olduğu gibi, Avukatlık Kanunu’na da aykırı olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 9.458,02 TL vekalet ücretinin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı, davacının İSKİ’nin değil, dava dışı Belbim A.Ş.’nin personeli olduğunu, maaş vb. bütün haklarının da bu şirket tarafından ödendiğini, dava dışı Belbim A.Ş. ile İSKİ arasında imzalanan “Hukuk Hizmetleri Protokolü” çerçevesinde görev yapan davacının, protokol hükümleri gereğince taraflarından herhangi bir talepte bulunamayacağını bildirerek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; “davacının, davalı tarafından verilen vekaletnameyle, dava ve takiplerde davalıyı temsil ettiği, bu nedenle karşı taraf vekalet ücretlerinden davacının da yararlanması gerektiği” gerekçesi ile, davanın kabulüne, 9.458,02 TL vekalet ücretinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Davalı vekilinin temyizi üzerine yukarıya başlık bölümüne alınan gerekçe ile Özel Dairece hüküm bozulmuş; Yerel Mahkeme önceki kararda direnmiştir.Direnme kararını temyize davalı vekili getirmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; SSK işe giriş bildirgesine göre davacının, 14.05.2002 tarihinde Belbim A.Ş. unvanlı işyerinde işe girişinin bildirildiği, 31.12.2006 tarihine kadar anılan işyerinde çalıştığı, 01.01.2007 tarihinden itibaren ise, davalı İSKİ bünyesinde sözleşmeli avukat statüsünde işine devam ettiği anlaşılmaktadır.Davacı, Belbim A.Ş. personeli olarak görev yaptığı dönemde 14.05.2002 ila 05.12.2003 tarihleri arasındaki vekalet ücreti alacağının tahsilini istemiştir.Davalı İSKİ ile dava dışı Belbim A.Ş arasında Hukuk Hizmetleri Protokolü düzenlendiği tartışmasızdır.Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; Belbim ve İski arasında düzenlenen Hukuk Hizmetleri Protokolü’nün davacı yönünden bağlayıcı olup olmadığı, davacının 14.05.2002 ila 05.12.2003 tarihleri arası vekalet ücreti alacağını davalıdan talep edip edemeyeceği ve sonucuna göre davanın reddinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.Davacı, dava dilekçesinde de belirttiği gibi davalı İSKİ ile Belbim A.Ş. arasında imzalanan bu protokol çerçevesinde davalı İSKİ lehine avukat olarak faaliyette bulunmuştur. Protokoldeki hükümler incelendiğinde; konu başlıklı 2.maddesinde; “Bu protokolün konusu İSKİ tarafından ihtiyaç duyulan avukatlık hizmetlerinin İSKİ’nin ortaklığı bulunan Belbim A.Ş.’inde çalışmakta olan avukatlar tarafından bilabedel verilmesi hakkındadır.” ;Elemanların özlük hakları ile ilgili 5.maddesinde, “… yapılacak avukatlık hizmetlerinin ifası ile ilgili aylık ücret, her türlü ikramiye, tazminat, vekalet ücreti, harcırah vb. ödemeler, haklar ve sorumluluklar Belbim’e aittir.“; Avukatların Sorumlulukları başlığını taşıyan 6.4.maddesinde ise, “Avukatlar ücret dışında vekalet ücreti vb. gibi herhangi bir hak talep etmeyeceklerdir.” hükümlerinin bulunduğu görülmektedir.Davacı da avukatlık hizmetini davalı İSKİ'ye bu protokol kapsamında sunmuş olup, yukarıda bahsedilen hükümler gözetildiğinde, davacının davalı idareden davaya konu edilen vekalet ücretini istemesi olanaklı değildir. Hukuk Genel Kurulu görüşmeleri sırasında bir kısım üyeler tarafından, davacının vekalet hizmetini bizzat davalı idareye sunduğu, davalı idare ve dava dışı Belbim arasında düzenlenen hukuk protokolünün davacıyı bağlamayacağı, dava konusu edilen vekalet ücretine hak kazanacağı,aksi halin Avukatlık Yasası'na aykırılık oluşturacağı ileri sürülmüşse de, bu görüş çoğunluk tarafından benimsenmemiştir. Açıklanan nedenlerle, Özel Daire bozma ilamında belirtilen gerekçelerle, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen bozma ilamına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı Kanun'un 440.maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 29.05.2013 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
Malların teslimi usulen kanıtlanmadan faturaların davacının kendi defterlerinde kayıtlı olması tek başına malın teslim edildiğinin kanıtı olarak kabul edilemez.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vek
Tecdit (yenileme) nedir? Borcun senetlerle ödeneceğine ilişkin protokol yenileme sözleşmesi midir?
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup
İcra mahkemesi kararlarından istinaf yolu açık olan kararlar
Taraflar arasındaki “şikayet” isteminden dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 5. İcra Hukuk Mahkemesince şikayetin kısmen kabulüne dair verilen 14.02.2012 gün ve 2011/1530 E. - 2012/366 K. sayılı kararın incelenmesi şikayetçi borçlu vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dai
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?