MAHKEMESİ : Bursa 2.İş MahkemesiTARİHİ : 05/07/2012NUMARASI : 2012/211 E-2012/355 K.Taraflar arasındaki “maddi ve manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bursa 2.İş Mahkemesi’nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 17.06.2010 gün ve 2008/937 E.- 2010/424 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21.Hukuk Dairesi’nin 16.04.2012 gün ve 2010/11427 E.-2012/6098 K. sayılı ilamı ile; (...1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı şirketin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,2-Dava 12.12.1998 tarihinde geçirdiği iş kazasında yaralanan sigortalının maddi manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece, maddi tazminat davasının kabulüne, manevi tazminat davasının ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içerisindeki bilgi ve kayıtlardan; davacı sigortalının meydana gelen iş kazası neticesinde %18 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı, bu zararlandırıcı olayda kazalı davacının %25 oranında işveren davalının ise %75 oranında kusurunun bulunduğu anlaşılmıştır.Borçlar Kanunu’nun 47.maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile sigortalı yakınlarına verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez ve yine 22.06.1966 gün 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de açıklandığı üzere zarar görenin müterafik kusurunun varlığı halinde bu durumun manevi tazminatın takdirinde göz önünde bulundurulması gerekir.Olay tarihi, tarafların kusur durumu ile sigortalının maluliyet oranı dikkate alındığında hükmedilen 20.000,00TL manevi tazminat miktarı fazladır.Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davalı şirket vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır...)gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.TEMYİZ EDEN: Davalı vekiliHUKUK GENEL KURULU KARARIHukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Dava, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin, davalıya ait işyerinde çalışmakta iken meydana gelen iş kazası nedeniyle cismani zarara uğradığını belirterek, maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tazminat isteminin zamanaşımına uğradığını, iş kazasının meydana gelmesinde işverenin kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Yerel Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 15.000 TL maddi, 20.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline dair verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuş, Mahkemece önceki gerekçe genişletilmek suretiyle manevi tazminat yönünden direnilmiştir.Direnme kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Uyuşmazlık, Yerel Mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının somut olayın gerçekleşme biçimine, hak ve nesafet kurallarına göre uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.Manevi tazminat isteminin temelinde davalıların haksız eylemi yatmaktadır. Bilindiği üzere, haksız eylemin unsurları; zarar, fiil ile zarar arasında illiyet bağı, fiilin hukuka aykırı olmasından ibarettir. Öte yandan, Mülga 818 sayılı Borçlar Kanununun 47. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56.) maddesinde düzenlenen manevi tazminatta kusurun gerekmediği, ancak takdirde etkili olabileceği, 22.6.1966 tarih ve 1966/7 Esas 1966/7 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıkça vurgulanmıştır. Bu kararın gerekçesinde taktir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda taktir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Yine BK 47 (TBK 56). maddesi hükmüne göre; hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği tutar adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı, aslında ne tazminat nede cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine, zarara uğrayanda bir huzur duygusu uyandırmayı, aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Taktir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.Manevi tazminat; beden gücü kaybı nedeniyle bozulan ruh huzurunun, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nispetinde iadesini amaçladığından hâkim, M.K.nun 4. maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmelidir.Hâkim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, maluliyet oranını, beden gücü kaybı nedeniyle duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir (Hukuk Genel Kurulunun 28.05.2003 gün 2033/21-368-355 ve 23.06.2004 gün 2004/13-291-370 sayılı kararları). Somut olayın incelenmesinde, 12.12.1998 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu davacının sol dizinden artoskopik operasyon geçirdiği ve iş kazası nedeniyle iş göremezlik derecesinin % 18 olarak belirlendiği, olayın meydana gelmesinde davacının % 25, davalı iş verenin ise % 75 kusurlu olduğu hususlarında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında bir kısım üyelerce, somut olay itibariyle mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının isabetli olduğu görüşü dile getirilmiş ise de çoğunluk tarafından bu görüşe iştirak edilmemiştir.Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle iş kazası sonucu davacının iş göremezlik derecesi ve olayın meydana geldiği tarihteki paranın alım gücü dikkate alındığında hükmedilen manevi tazminat miktarının fazla olduğunun anlaşılmasına göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 8/3.fıkrası uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 29.05.2013 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
Ziynet eşyası-belirsiz alacak davası
T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
BAŞKANLIĞI
ESAS NO : 2014/13262
KARAR NO : 2015/5108
Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MALATYA 2. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/03/2014
NUMARASI : 2013/626-2014/180
DAVACI :
DAVALI :
Taraflar arasındaki ziynet eşyası alacağı Da
İş kazası nedeniyle açılan davada ihtiayati haciz kararı verilebilir mi?
DAVA VE KARAR:
Davacı, dava sonuçlanıncaya kadar tazminat alacağının teminat altına alınması
için davalıya ait taşınmazlar ile trafik siciline kayıtlı araçların kaydına
ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında
belirtildiği şekilde
BOŞANMA DAVASINDA DAVALI TAŞINMAZINA İHTİYATİ TEDBİR KONULAMAYACAĞI
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sırasında mahalli mahkemece verilen, ihtiyati tedbire itiraz üzerine verilin 31.01.2013 tarihli karar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:Boşanma veya ayrılık davası açılınca alınabilecek tedbirler Türk Medeni Kanunu'nun 1
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?