Taraflar arasındaki "manevi tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 8. Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 29.04.2009 gün ve 2007/1990 E., 2009/812 K. sayılı kararın incelenmesinin davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 02.11.2009 gün ve 2009/15529-17176 sayılı ilamı ile; Dava, haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden davalının Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığına verdiği şikayet dilekçesinde, gümrük kontrolörü olan dava dışı kişiyi şikayet ederken, bu kamu görevlisinin haksız mal edindiğini ve bu malvarlığını eşi, çocukları ve kardeşleri üzerine geçirdiğini ileri sürdüğü, kamu görevlisi ve yakınları hakkında yapılan inceleme sonucunda soruşturmaya gerek olmadığına karar verildiği, davacının kamu görevlisinin kardeşi olup bu araştırma ve şikayet nedeniyle tazminat istediği, kamu görevlisinin aynı şikayet nedeniyle açtığı Ankara 26. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/198 esas sayılı davası sonucunda davalının şikayetinde zayıfta olsa emare bulunduğu benimsenerek davanın reddine karar verildiği, bu kararın Yargıtay tarafından onandığı, keza kamu görevlisinin eşi tarafından açılan benzer davanın da reddedilerek onandığı anlaşılmaktadır. Davalının yaptığı şikayetin sadece kamu görevlisine yönelik bulunması, kamu görevlisinin haksız mal edindiği ileri sürülerek bu malvarlığını akrabaları üzerine geçirdiğinin şikayet edilmesi ve davacının ismi belirtilerek bir şikayet bulunmaması gözetildiğinde, dilekçenin davacıya yönelik eleştiri niteliği taşıdığı, davacının kişilik hakkına saldırı oluşturmadığı sonuç ve kanaatine varılmaktadır. Şu durum karşısında davanın reddedilmesi gerekirken, mahkemece davalının sorumluluğuna karar verilmesi bozma nedenidir……" gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. TEMYİZ EDEN : Davalı vekili HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 06.04.2011 gününde, oybirliğiyle karar verildi.