Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 713 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 1608 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : İstanbul 6.Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 03/04/2012NUMARASI : 2012/30 E-2012/55 K.Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 20.07.2010 gün ve 2007/941 E.-2010/411 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 15.09.2011 gün ve 2011/1562 E-2011/10895 K. sayılı ilamı ile; (...Dava bayilik sözleşmesinde taahhüt edilen miktarda ürün satılamaması nedeni ile feshedilen sözleşme uyarınca uğranılan kar mahrumiyeti ile cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkindir.Davalı vekili, sözleşmedeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, işyerinin devir edildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, imza ve hesap bilirkişi raporları dikkate alındığında davalının taahhüdünü yerine getiremediğinden davacının feshinin haklı olduğu, ıslah da gözetildiğinde 32.554.00 TL kar mahrumiyeti 6.364.00 TL cezai şart alacağının temerrüt tarihinden itibaren yürütülecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2-Davacı ile davalı arasında asgari satım taahhüdü de verilen 5 yıl süreli 01.03.2005 başlangıç tarihli sözleşme imzalanmıştır. Anılan sözleşmenin 4/f maddesinde bir yılda 8 ton tutarında madeni ve sentetik yağ satılması kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin 8.maddesinde ise bayiinin bu anlaşmanın herhangi bir hükmünü yerine getirmemesi halinde davacıya sözleşmeyi fesih hakkı tanınmıştır. Öte yandan sözleşmenin 8/2.addesinde ise “Bayii bu anlaşma süresi boyunca Ö.'lardan (davacıdan) satın almayı taahhüt ettiği mamullere ilişkin tonaj taahhüdünü gerçekleştirmediği takdirde taahhüt miktarını tamamlayıncaya kadar anlaşmanın uzayacağını kabul etmiş sayılır.” hükmü bulunmaktadır. Davalı vekili asgari alım taahhüdünün yerine getirilmemesi halinde 8/2.adde uyarınca sözleşmenin taahhüt miktarı tamamlanıncaya kadar uzayacağını ve davacının fesih hakkının doğmadığını, öte yandan sözleşmede devir yasağı var ise de, davacının aynı adreste ...Oto Özel Servis Ltd. Şti.'ne mal verdiğini, böylece devire muvafakat ettiğini belirterek, feshin haksız olduğunu savunmuştur.Davalı vekilinin bu savunması karar yerinde tartışılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir...)gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.TEMYİZ EDEN: Davalı vekiliHUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Dava, bayilik sözleşmesinde taahhüt edilen miktarda ürün alınmaması nedeniyle feshedilen sözleşme uyarınca uğranılan kar mahrumiyeti ve cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkindir.Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 01.03.2005 tarihinde 5 yıl süreli bayilik sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmemeyle müvekkilinin tek yetkili satıcısı olduğu “Sunoco” markalı madeni yağ ve petrol ürünlerinin, bayii olan davalı tarafından satılması ve kullanılması konusunda anlaştığını, davalının sözleşmede belirtilen edimlerini yerine getirmediğini, bunun üzerine sözleşmenin 10. maddesi gereğince müvekkilinin sözleşmeyi feshettiğini, sözleşme uyarınca 5.000 USD cezai şart ile kar kaybı olarak her yıl için eksik alınan petrol ürünü üzerinden belirlenen miktar karşılığı olan 56.900,00 TL zararın tazmininin gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydı ile şimdilik toplam 6.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiş ve 23.03.2010 havale tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 40.224,50 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili; dava konusu bayilik sözleşmesindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin 12.10.2005 tarihinde ticareti bıraktığını, bu nedenle dava dilekçesinde bahsi geçen ürün alımlarını yapmasının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, sözleşmedeki imzanın davalının eli ürünü olduğu, davacı şirketin bayilik sözleşmesi kapsamında sözleşmeyi fesihte haklı olduğu, bu nedenle cezai şart isteyebileceği, davalının sözleşmede belirtilen miktarın altında ürün aldığının fatura ve defter kayıtlarından anlaşıldığı, her yıl itibarıyla sözleşme süresi olan 5 yıl için hesaplama yapılarak davacının kar kaybının tahsilinin gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 6.364,00 TL ceza koşulu alacağı ve 32.554,00 TL maddi tazminatın toplamı olan 38.918,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Davalı vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Daire’ce yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle bozulmuştur.Yerel Mahkemece, önceki kararda direnilmiş; hükmü temyize davalı vekili getirmiştir.Hukuk Genel Kurulu’ndaki görüşme sırasında, işin esasının incelenmesinden önce, Özel Daire ilamında bozma gerekçesi yapılarak tartışılması istenilen sözleşme hükümlerinin yerel mahkemece değerlendirilmesi neticesinde verilen temyize konu kararın, gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu'nca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu, ön sorun olarak değerlendirilmiş ve oybirliği ile ön sorun bulunmadığına karar verilerek işin esasının görüşülmesine geçilmiştir.Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 8/2 maddesindeki düzenleme göz önüne alınmak suretiyle davalı savunması tartışılarak sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.Genel Kurul görüşmelerinde bir kısım üyelerce; davacının seçimlik hakkını kullanarak sözleşmeyi feshettiği, davalı tarafın ise ticareti terk ettiği yönünde beyanda bulunmasının yanı sıra; başka bir şirketin faaliyete geçmesi ve davacının bu yeni şirket ile akdi ilişkiye girdiği de gözetildiğinde, davalının soyut bir iddiadan ibaret olan fesih hakkının doğmadığı yönündeki savunmasının tartışılmasının hukuki yarar sağlamayacağı belirtilmiş ise de, bu görüş çoğunluk tarafından, davalı savunmasının sözleşme hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesinin gerektiği gerekçesiyle kabul edilmemiştir.Bu itibarla, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşinharcının yatırana geri verilmesine, aynı kanunun 440/1.maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 15.05.2013 gününde oyçokluğu ile karar verildi. Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar TESPİT DAVALARINDA GÖREVLİ MAHKEME Taraflar arasındaki "oda kaydının silinmesine dair işlemin iptali, üyelik kaydının devam ettiğinin ve davacının taksi durağında hak sahibi olduğunun tespiti” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bandırma 1.Asliye Hukuk Mahkemesince mahkemenin görevsizliğine dair verilen 06.09.2012 gün ve E:2 Kira bedelinin uyarlanması-edimler arasındaki denge-Kira bedelinin sözleşmenin başında fahiş miktarla belirlenmiş olması-uyarlamanın şartları Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kira uyarlaması davasına dair karar, davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kira parasının uyarlanması istemine ilişkindir. Mahkemece, SENEDİN DÜZENLENME TARİHİNİN SONRADAN DOLDURULMASI Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, taraflar arasındaki t Yargıtay Yargıtay Karar Arama Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ? Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Kanunu Yargıtay İş Bölümü Yargıtay Haberleri Karar Arama Yargıtay Kararları Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Yargıtay Ceza Dairesi Kararları BAM Kararları Danıştay Kararları Anayasa Mahkemesi Kararları Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları Karar Arama Nasıl Yapılır? Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir? Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır? BAM Karar Arama Nasıl Yapılır? Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır? Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?