Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 696 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 680 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ : Ankara 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 29/05/2008NUMARASI : 2008/127-2008/198Taraflar arasındaki “ tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 2. Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 6.12.2005 gün ve 2003/828 E., 2005/368 K.sayılı kararın incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi üzerine, Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 27.06.2007 gün ve 2006/3683 E., 2007/4380 K. sayılı ilamı ile; (...Dava restorasyon ve onarım işinin yapımı sırasında yangında meydana gelen zararın tahsili istemiyle açılmıştır.Davalı kusurlu olmadığını, ceza davasında beraat ettiğini, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece alınan bilirkişi kurulu raporuna göre, iş sahibinin sigorta işlemleriyle ilgili yazışmalara süresinde cevap vermeyerek sigorta yapılamamış olmasında %50 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek kusur oranında zararın kısmen kabulüne karar verilmiş karar taraflarca temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-07.07.1995 tarihinde imzalanan sözleşme ile davalı .... Paşa Yalısı ve çevresine ait onarım, restorasyon ve sair inşaat işlerinin yapımını üstlenmiştir. Sözleşmenin 16. maddesine göre davalı, yapılacak işlerin bünyesine giren bilcümle imalât, malzeme, tesisat ile demirbaşları iş sahibi Vakıflar Genel Müdürlüğü adına “inşaat bütün riskleri sigortası” yaptıracağı belirtilmiştir. Davalının işe başladıktan sonra yangın aşamasına kadar bu yükümlülüğü yerine getirmediği sabittir. Yapılan sigorta all risk olmayıp, mali sorumluluk ile sınırlıdır. Hükme dayanak raporda sigorta kapsamıyla ilgili yazışmalara süresinde cevap veremeyen iş sahibi idarenin sigortanın zamanında yapılmamasında kusurlu olduğu belirtilmiş ise de sözleşmenin 16. maddesi uyarınca yüklenici işe başlamadan önce inşaat bütün riskler sigortasını yaptırması zorunludur. Sözleşmede belirtilen sigorta edimi, esasen oluşabilecek tüm zararlardan yükleniciyi de korumaya yöneliktir. İşinin uzmanı sayılan yüklenici sözleşmeyi imzalamadan önce sigorta ile ilgili bilgilere vakıf olmakla yükümlüdür. Öte yandan BK.’nın 368. maddesi uyarınca, teslimden önce oluşan zarardan, eseri teslim alması konusunda iş sahibini temerrüde düşürmediği sürece yüklenici sorumludur. O halde 47.464.425.000 TL. zararın tümüyle kabulüne karar verilmesi gerekirken, bilirkişi görüşüyle bağlı kalınarak kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış bozulması uygun bulunmuştur. 3-Muaccel bir borcun borçlusu, alacak miktarı belirtilmek ve istenilmek suretiyle alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer (BK.101/I.madde). Taraflar arasında sözleşme bulunduğundan davalının usulen temerrüde düşürülmesi gerekir. Davadan önce alacak miktarı belirtilerek istenilmek suretiyle davalının temerrüde düşürüldüğü kanıtlanmadığına göre temerrüt dava tarihinde gerçekleşmiştir. Mahkemece bu hususlar üzerinde durulmadan olay tarihinden faize hükmedilmiş olması bozma nedenidir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.TEMYİZ EDEN: Taraf vekilleriHUKUK GENEL KURULU KARARIHukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Hükmü temyize taraf vekilleri getirmiştir.1- Davanın kısmen kabulüne ilişkin mahkeme kararı, davalının temyiz ve karar düzeltme istemlerinin reddi nedeniyle kesinleşmiş; bu yön uyuşmazlık konusu olmaktan çıkmıştır. Bu nedenle; davalı vekilinin bu kararı temyizde hukuki yararı olmadığından temyiz dilekçesinin reddi gerekir.2- Davacı vekilinin temyizine gelince;Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle, 07.07.1995 tarihli sözleşmenin 16. maddesinde davacı iş sahibine sigorta değerini yükleniciye bildirme yükümlülüğü getirilmemiş olmasına ve davalı yüklenicinin gerektiğinde ekspertiz veya bilirkişi vasıtasıyla sigorta değerini tespit ettirmesinin her zaman mümkün olmasına , ayrıca Borçlar Kanunu’nun 268. maddesi uyarınca yüklenici tüm zararlardan sorumlu olduğundan somut olayda anılan Yasanın 43 ve 44. maddelerinin şartları oluşmadığından uygulanma imkanının bulunmamasına göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. SONUÇ: 1- Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz dilekçesinin hukuki yarar yokluğundan REDDİNE, istek halinde peşin alınan temyiz harcının iadesine,2-Yukarıda (2.) bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.’un 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, 12.11.2008 gününde, oyçokluğu ile karar verildi. Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar NÜFUS KAYDININ DÜZELTİLMESİ • ÖZEL VEKALETNAME KOŞULU 1- Davacı vekili, davacının nüfus kütüğünde yazılı 20.05.1970 olan doğum tarihinin 10.09.1969 olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece adı geçenin doğum tarihi 10.09.1969 olarak düzeltilmiştir. Uşak Devlet Hastanesi'nden alınan 22.07.2003 tarihli sağlık kurulu raporu düzeltilmek istenen doğum tarihi TESPİT DAVALARINDA GÖREVLİ MAHKEME Taraflar arasındaki "oda kaydının silinmesine dair işlemin iptali, üyelik kaydının devam ettiğinin ve davacının taksi durağında hak sahibi olduğunun tespiti” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bandırma 1.Asliye Hukuk Mahkemesince mahkemenin görevsizliğine dair verilen 06.09.2012 gün ve E:2 Vekalet sözleşmesinin kapsamı-İlamın icrasının ayrı bir iş sayılacağı-ilamın icraya konulmaması talebinin azil sayılamayacağı Taraflar arasındaki “avukatlık ücret alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce davanın reddine dair verilen 19.03.2010 gün ve 2010/1 E., 2010/115 K. sayılı kararın incelenmesi davacı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 23. Yargıtay Yargıtay Karar Arama Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ? Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Kanunu Yargıtay İş Bölümü Yargıtay Haberleri Karar Arama Yargıtay Kararları Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Yargıtay Ceza Dairesi Kararları BAM Kararları Danıştay Kararları Anayasa Mahkemesi Kararları Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları Karar Arama Nasıl Yapılır? Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir? Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır? BAM Karar Arama Nasıl Yapılır? Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır? Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?