Taraflar arasındaki " tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesince dava dilekçesinin görev yönünden reddine dair verilen 06.04.2009 gün ve 2008/173 E-2009/231 K sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 24.01.2011 gün ve 2009/7476 E-2011/525 K sayılı ilamı ile; (...Davacı vekili, müvekkili ile davalı taraf arasındaki 15.02.2001 tarihli münhasır temsilcilik sözleşmenin davalı tarafından ani feshi nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek, şimdilik 150.000-YTL.nin, sözleşmenin devam etmemesi, ani ve tazminatsız feshi nedeniyle 30.000-YTL.nin ve 100.000-YTL.portföy tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın husumet ve esas yönünden reddini savunmuştur. Mahkemece, dosya kapsamına göre, davaya dayanak yapılan lisans sözleşmesiyle davacıya davalıya ait markanın kullanım hakkının da verildiğinden uyuşmazlığın 556 sayılı KHK.nın kapsamında kaldığı gerekçesiyle, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, 15.02.2001 tarihli münhasır temsilcilik sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle uğranıldığı iddia edilen maddi ve portföy tazminatının davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu mahiyetine göre davaya bakmak mahkemenin görev dahilinde olup, sözleşmede davacıya salt tescilli markanın kullanım hakkının verilmesi uyuşmazlığın 556 sayılı KHK. kapsamında değerlendirilmesini gerektirmez. Bu durumda, davaya konu uyuşmazlığın ticaret mahkemesinin görevinde olması nedeniyle mahkemece yargılamaya devam edilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir...") gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. TEMYİZ EDEN: Davacı vekili HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, lisans sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Yerel Mahkemece, dava dayanağı lisans sözleşmesiyle davalıya ait markanın kullanım hakkı da verilmekle, uyuşmazlığın 556 sayılı KHK kapsamında kaldığı ve bu nedenle de Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin davaya bakmakla görevli olacağı gerekçesiyle, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin temyizi üzerine karar Özel Dairece, yukarıda başlık bölümünde açıklanan nedenlerle ve mahkemenin davaya bakmakla görevli olduğuna işaretle bozulmuştur Yerel mahkemece, taraflar arasında Lisans Sözleşmesi kurulduğu, lisans sözleşmesi ile davalıya ait markanın kullanım hakkının da verildiğinin uyuşmazlık konusu olmadığı, lisans sözleşmesinden kaynaklanan davalara bakmakla görevli mahkemenin ise Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi olduğu gerekçesiyle önceki kararda direnilmiş; hükmü davacı vekili temyize getirmiştir. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; taraflar arasındaki lisans sözleşmesinin feshi nedeniyle uğranıldığı iddia edilen zararın tazminine ilişkin davaya genel hükümlere göre Asliye Ticaret Mahkemesinde mi, yoksa 556 sayılı KHK hükümlerine göre Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde mi bakılması gerektiği noktasında toplanmaktadır. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle "tek satıcılık sözleşmeleri"nin tanımı ve hukuki nitelikleri üzerinde durulmasında yarar bulunmaktadır. Tek satıcılık sözleşmesi, yapımcı ile tek satıcı arasındaki hukuki ilişkileri düzenleyen çerçeve niteliğinde öyle bir sözleşmedir ki, bununla yapımcı, mamüllerinin tamamını veya bir kısmını belirli bir bölgede tekele sahip olarak satmak üzere tek satıcıya bedeli karşılığında göndermeyi, buna karşılık tek satıcı da, sözleşme konusu malları kendi adına ve hesabına satarak bu malların sürümünü arttırmak için faaliyette bulunma yükümlülüğünü üstlenir. Tek satıcılık sözleşmelerinde tek satıcının asgari alım, sürümü arttırmak için faaliyette bulunma, bilgi verme, müşteri hizmetlerini yerine getirme,yapımcının menfaatlerini koruma, sır saklama, rekabet yasağı gibi yükümlülükleri bulunmaktadır (Tandoğan Haluk, Borçlar Hukuku,Özel Borç İlişkileri, c:1, Ankara, 1985, s:27-28, 42vd., İşgüzar Hasan, Tek Satcılık Sözleşmesi, Ankara, 1989, s:14, 61-69 vd.). Tek satıcılık sözleşmesinin konusu mal ve hizmetler genellikle belli bir müşteri çevresi bulunan ve zorunlu olmamakla birlikte piyasada tanınmış bir marka içeren mal ve hizmetler olup içeriğine göre özel yasalarla da koruma altına alınabilir. 04.04.2001 gün ve 24363 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 26.03.2001 tarih ve 335 sayılı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kararı uyarınca 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun 4630 sayılı Kanunla değişik 76 ncı maddesi gereğince bu Kanunun düzenlediği hukukî ilişkilerden doğan davalarda, dava konusunun miktarına ve Kanunda gösterilen cezaların derecesine bakılmaksızın görevli ve yetkili mahkeme olarak, İstanbul ilinde Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi bu kanundan kaynaklanan hukuk davaları için ihtisas mahkemesi olarak belirlenmiş ve yargı çevresinin İstanbul ili mülki hudutları olarak tespit edilmesine karar verilmiştir. 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 1/1. maddesi ile " Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin amacı, bu Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine uygun olarak tescil edilen markaların korunmasını sağlamaktır." hükmü getirilmiş; 71/1. maddesi ile "Bu Kanun Hükmünde Kararnamede öngörülen davalarda, görevli mahkeme ihtisas mahkemeleridir. Bu mahkemeler tek hakimli olarak görev yaparlar. Asliye hukuk ve asliye ceza mahkemelerinden hangilerinin ihtisas mahkemesi olarak görevlendirileceği ve bu mahkemelerin yargı çevresini, Adalet Bakanlığının teklifi üzerine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu belirler." hükmü ile de görevli mahkemelerin ihtisas mahkemeleri olacağı hükme bağlanmıştır. Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenmiş olup; görev kuralları, kamu düzenine ilişkindir ve yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınır. Özel mahkeme niteliğindeki ihtisas mahkemeleri ile genel mahkeme niteliğindeki diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisidir. Yukarıda yapılan açıklamalar karşısında somut olay değerlendirildiğinde: Davalı Tack Training Worldwide Limited (Lisans Veren)ile Performans Eğitim ve Yönetim Ltd.Şti(Lisans Sahibi) arasında 15.02.2001 tarihli lisans sözleşmesi düzenlenmiştir. Sözleşmenin; "1. maddesi; lisans veren, işletme verimliliğini arttırmak amaçlı yönetim, finans, liderlik ve motivasyon, iletişim, satış eğitim teknikleri ve diğer eğitim teknikleri ve kendine özgü yöntemlerle özel bir sistem ve plan dahilinde bazı markaları, gizli bilgi standartları spesifikasyon teknikleri, malzeme özel yönetim metodları ve operasyon süreçleri yöntemleri işi ile iştigal etmektedir ve bunların uygulanması için önemli miktarda zaman,çaba ve para harcamıştır. 1.2. maddesi; "Tescilli Marka" bu sözleşmenin Ek 1'de bulunan markalar, isimler, logolar, patentler ve tescilli tasarım ayrıntıları ve diğer patentler, tesciller, isimler, logolar, tasarımlar semboller, amblemler, imzalar, sütun şeritleri sloganlar telif hakları know-how bilgi çizimleri planları ve Lisans veren tarafından sahip olunan ya da elde edilebilecek veya ileride sistem ve iş ile ilgili herhangi tescil edilmiş ya da edilebilir diğer belirleyici malzemeler demektir. 1.5.maddesi; "Ürünler" işletme süresince Markalarla belirlenen ürünler ve hizmetler demektir. 6.maddesi; Lisans Sahibi burada Lisans Veren ile aşağıdaki koşullarda hemfikirdir; Bu Sözleşmenin yürürlüğe girmesiyle, farklı bir amaç için kullanılması halinde lisans verenden yazılı izin alınmadığı takdirde Ek l'de belirtilen Markalar sözleşmede izin verildiği seklide kullanılabilir. Lisans veren tarafından gerekli görülen her şekilde Markaların itibarini ve prestijini korur ve tanıtır. 7.1.3 maddesi; lisans sahibinin onaylamadığı ya da Markaların standartlarına uymayan ya da çelişen herhangi bir Ürün satmayacak ya da hizmet sağlamayacaktır. 8.1 maddesi; Lisans veren marka isimlerinin tescilini bölgede lisans veren'in adına alır ve lisans sahibi, lisans veren tarafından gerekli olduğu belirlenen markaları bölgede kaydetmek ve korumak için gereken eylemleri yerine getirir ve bu tür masraflar lisans sahibine aittir. 8.2 maddesi;Lisans sahibi markalarla bağlantılı iyi niyet ve diğer tüm hakların tamamen lisans sahibine ait olduğunu ve her iki taraf bundan böyle her zaman ve tüm durumlarda lisans verende bu hakların saklı kaldığını kabul eder ve herhangi bir zaman içinde bu hakların hukukun uygulaması ya da herhangi bir nedenle lisans sahibine teşmil edilmesi halinde derhal kendi masraflarını ödeyerek lisans verenin istediği tüm eylemleri yapmaya ve gereken tüm evrakları ortaya çıkarmayı kabul eder. 8.7maddesi; Lisans sahibi lisans verenin önceden yazılı izni olmaksızın tescilli markaların hiçbirisini başka herhangi tescilli marka, alameti farika marka adi ya da logo ile birlikte kullanamaz. " hükümlerini taşımaktadır. Sözleşmenin feshi koşullarını düzenleyen 10.4 maddesi; "Lisans sahibi lisans verenin düşüncesine göre ticari markaların herhangi birisini kötüye kullanır ya da zarar verirse ya da lisans sahibi onun mülkiyeti ya da geçerliliğini sınayacak herhangi bir eyleme geçerse, 10.13.maddesi;lisans sahibi lisans verenin düşüncesine göre işi büyütmek ve sistemi bölgede tanıtmak için makul uygun ve etkin çaba harcamazsa, 10.15.maddesi;lisans veren tarafından lisans sahibinden alınan telif hakları aşağıda belirli sürelerde gösterilen bedellerin altında olursa." hükümlerini içermekte olup lisans veren, lisans sahibine yazılı bildirim yoluyla bu sözleşmeyi derhal değiştirebilir, kısıtlı hale getirebilir ya da feshedebilir. Davalı şirket tarafından davacı şirket temsilcilerine gönderilen 14.12.2007 tarihli fesih bildirimi ile "15.02.2001 tarihinde imzalanan Tack İntenational'ın Türkiye Cumhuriyeti'nde temsiline ilişkin sözleşme bu sözleşmenin 10.13 ve 10.15 maddelerinin esasa ilişkin ihlalleri nedeniyle" hemen geçerli olmak üzere feshedilmiştir. Davacı, lisans yolu ile kullanımına verilen markalar için harcama yaptığı, yapacağı satışların sonuçsuz kaldığı ve oluşturduğu müşteri kaybı nedeniyle maddi tazminatın tahsiline ilişkin eldeki davayı açmıştır. Tarafların iddia ve savunmaları, dayanılan 15.02.2001 tarihli lisans sözleşmesi ve fesih bildirimi dikkate alındığında, marka hakkına dayalı olarak açılmış bir dava da bulunması nedeniyle, dava konusu uyuşmazlığın çözümünde, 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) hükümlerinin de tartışılması gerekmektedir. 556 sayılı KHK'nin göreve ilişkin 71. maddesinde, bu Kanun Hükmünde Kararnamede öngörülen davalarda görevli mahkemenin ihtisas mahkemeleri olduğu hükme bağlanmıştır. Davaya bakmakla görevli ihtisas mahkemesi de Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olmakla, mahkemece görevsizlik kararı verilmiş olması isabetlidir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir. SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan gerekçelerle ONANMASINA ,23.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.