Taraflar arasındaki ““Tapu iptali ve tescil”” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 6. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 26.2.2007 gün ve 5/81 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 3.12.2007 gün ve 11510-11673 sayılı ilamı ile (....Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle davada dayanılan hukuki sebebe ilişkin olarak ileri sürülen vakıalar 5.2.1947 tarih 20/6 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca yazılı belge ile kanıtlanamadığına göre; davacının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ““ karar verilmiş; davacı Orhan Küçük vekilinin karar düzeltme istemi üzerine ise, 1.H.D.nin 2.4.2008 T 1833-4232 sayılı ilamı ile ““...Dava, tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre taraflar arasındaki çekişmenin inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescili isteğine ilişkin olup, davacı tarafından iddiasını ispatlayacak şekilde 5.2.1947 tarih 20/6 Sayılı içtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği biçimde taraflar arasında düzenlenmiş bir belge ibraz edilmediği anlaşılmaktadır. Ancak, dosya arasında bulunan dava dışı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) (Tarişbank) tarafından eldeki davanın davalısı aleyhine açılan tasarrufun iptali ve davası sonucu İzmir 1 .Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.12.2005 tarih 2002/556 esas, 2005/692 karar sayılı kararıyla taraflar arasında yapılan işlemin alacaklıyı zarar uğratmaya yönelik bulunduğu ortada gerçek bir satışın bulunmadığı gerekçesiyle temliki işleme konu taşınmazlardan bir tanesinin alacağı karşılamaya yeterli olduğu kabul edilerek, bu taşınmaz hakkında tasarrufun iptaline karar verildiği ve kesinleştiği görülmektedir. Hal böyle olunca, söz konusu mahkeme kararının tarafların tapuda yapılan işlemdeki iradelerinin belirlenmesi bakımından değerlendirilmesi, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu husus göz ardı edilerek bir irdeleme ve değerlendirme yapılmaksızın yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir. Anılan husus karar düzeltme isteği üzerine bu kez yapılan inceleme sonunda anlaşıldığından, davacının karar düzeltme isteğinin HUMK'nun 440.maddesi gereğince kabulü ile Dairenin 3.12.2007 tarih 2007/11510 esas, 2007/11673 karar sayılı onama ilamının ortadan kaldırılmasına, yerel mahkemece kurulan 26.2.2007 tarih 2006/5 esas, 2007/81 karar sayılı hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA...karar verilmiştir....) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. TEMYİZ EDEN: Davacı vekili HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, maliki olduğu beş parça taşınmazı davalıdan aldığı borca teminat olmak ve diğer alacaklı ve bankalardan mal kaçırmak amacıyla davalıya temlik ettiğini, davalının, borçları için ödediği bedeli iade etmek istemesine rağmen, kabul etmeyerek taşınmazları iade etmediğini, İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp kesinleşen 16.12.2005 tarih, 2002/556 Esas, 2005/692 Karar sayılı ilamda taşınmazların alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla davalıya temlik edilidği hususunun saptandığını ileri sürerek, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davacının taşınmazları satışa çıkarması üzerine satın aldığını, hem taşınmazın üzerindeki ipotekleri kaldırdığını, hemde üzerine satış bedeli olarak 100 bin dolar ödediğini,davacının iddiasını yazılı delille kanıtlaması ve davanın reddine karar verilmesi gerektiğini cevaben bildirmiştir. Mahkemece, iddianın yazılı belge ile kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı tarafın bildirdiği İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.12.2005 tarih ve 556-692 sayılı ilamının incelenmesinde; davacının TMSF (Tarişbank), davalıların Hacı ve Orhan olduğu, davanın 44 parsel sayılı taşınmazdaki 1 ve 2 nolu mesken ile, 1 parseldeki 1,2 ve 3 nolu taşınmazların Orhan tarafından Hacı 'e temlikinde satış bedelinin çok düşük olduğu, tasarrufun alacaklılara zarar vermek kastı ile yapıldığı ileri sürülmek suretiyle, İcra İflas Kanununun 277-278.maddeleri uyarınca tasarrufun iptali istemine ilişkin bulunduğu ve sonuç itibariyle mahkemece "... satış bedelinin resmi senette yazılı olan bedelden daha yüksek olduğunun yazılı belge ile kanıtlanması gerektiği böyle bir belgenin sunulamadığı, satış bedelinin daha yüksek olduğuna dair sadece beyana itibar edilemeyeceği, taşınmazlardan bir tanesinin borcu karşılamaya yeterli olduğu gerekçesi ile "... 44 parseldeki 2 nolu meskenin satışına ilişkin tasarruffun iptali ile takibe konu alacak ve ferileri ile sınırlı olarak alacaklı davacıya taşınmazın haciz ve satışını isteme yetkisi tanınmasına, diğer taşınmazlarla ilgili isteğin reddine" karar verildiği, 28.3.2006 tarihinde temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar mahkemece tasarrufun iptaline ilişkin bu davanın inançlı işlem olgusunu kanıtlanamayacağı gerekçesi ile önceki kararda direnilmiş ise de, anılan bu dava davacının mal kaçırmak amacıyla taşınmazları düşük bedelle devrine ilişkin iradesini ortaya koyma yönünden güçlü bir delil teşkil eder. Mahkemece bu husus gözönünde bulundurularak, diğer delillerle birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Açıklanan nedenlerle; Özel Dairenin bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 5.11.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.