Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 64 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 711 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ : İstanbul 5. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 29/04/2010NUMARASI : 2009/3993-2010/800Taraflar arasındaki “itirazın kaldırılması” talebi üzerine yapılan yargılama sonunda; İstanbul 5. İcra Hukuk Mahkemesince talebin kısmen kabulüne dair verilen 30.10.2008 gün ve 2008/255 E., 2008/1048 K. sayılı kararın incelenmesi istekli/ alacaklı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 06.04.2009 gün ve 2008/27638 E. 2009/7350 K. sayılı ilamı ile, (…Konu ile ilgili 4949 yasa ile değişik İİK.nun 68/7. maddesi “itirazın kaldırılması talebinin esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde borçlu, talebin aynı nedenle reddi halinde ise alacaklı diğer tarafın talebi üzerine yüzde kırktan aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilir.” düzenlemesini içermektedir. Somut olayda itirazın kaldırılması esasa ilişkin nedenlerle kabul edildiğinden talebi bulunan alacaklı lehine %40 inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi isabetsizdir…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.TEMYİZ EDEN: İstekli/Alacaklı vekiliHUKUK GENEL KURULU KARARIHukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:İstek, itirazın kaldırılmasına ilişkindir.İstekli/alacaklı banka vekili, borçlu tarafından kullanılan kredi kartlarından kaynaklanan borca ilişkin hesap kat ihtarnamesinin borçluya tebliğ edildiğini, borçlunun ihtarnameye karşı itirazda bulunmadığı gibi ödeme de yapmadığını, borcun tahsili için başlatılan icra takibinin ise borçlunun yetkiye, borç miktarına ve faize itirazı ile durduğunu beyanla icra takibindeki alacağa yapılmış olan itirazın kaldırılması ile takibin, takip tarihindeki miktar ve şartlarla devamı ve borçlunun %40’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.Borçlu asil, sözlü beyanında tek bir kredi kartı bulunduğunu belirtmiştir. Yerel Mahkemece; itiraz edilmeyen hesap özetinin İİK 68/1 maddesinde belirtilen belgelerden sayıldığı, gerekçesiyle itirazın kaldırılması ve takibin devamı talebinin kabulüne, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.İstekli/alacaklı banka vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Daire’ce yukarıda başlık bölümünde yazılı gerekçeyle bozulmuştur.Yerel Mahkemece, “takip talebindeki borç miktarı ile borçluya tebliğ edilen ihtarname fotokopisindeki borç miktarının birbiri ile örtüşmediği, borçluya ödeme emri ile birlikte hesap özeti veya tebliğ şerhine havi ihtarname örneği gönderilmediği dolayısıyla borcun dayanağı olan belgelerin borçluya tebliğ edilmediği ve takip talebi ile ödeme emrinde dört ayrı kredi kartından, hesap özetinde ise tek karttan söz edilmesi nedeniyle borçlunun itirazının hak arama hürriyeti kapsamında bulunduğu” gerekçesiyle icra inkar tazminatı takdirine yer olmadığına ilişkin önceki kararda direnildiğinden bahisle hüküm kurulmuştur. Hüküm, istekli/alacaklı banka vekili tarafından temyize getirilmiştir.Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; alacaklı banka lehine inkar tazminatına hükmedilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.Ne var ki, Hukuk Genel Kurulu’nda yapılan görüşmeler sırasında işin esası incelenmeden önce, Yerel Mahkemenin bozmaya konu ilk kararında “hesap özetinin 68/1 maddesinde belirtilen belgelerden sayıldığı” gerekçesine yer vermiş iken, direnmeye ilişkin kararında “takip ekinde sadece ihtarname fotokopisinin tebliğ edildiği, hesap özetinin icra müdürlüğüne ibraz edilmediği, borçluya hesap özeti gönderilmiş olamayacağı, borcun dayanağı belgelerin borçluya tebliğ edilmemiş olması” gerekçelerine yer vermesi karşısında temyize konu kararın gerçekte yeni bir hüküm niteliğinde bulunup bulunmadığı hususu ön sorun olarak ele alınıp tartışılmıştır. Heyetçe, Özel Daire bozma ilamının sadece inkar tazminatına ilişkin olması karşısında Yerel Mahkemenin, ilk kararında yer vermeyip direnme kararında değindiği yeni gerekçelerin Yerel Mahkeme ve Özel Daire arasında uyuşmazlık konusu olmadığı; direnme kararının sadece alacaklı tarafından temyiz edildiği, borçlunun temyizinin bulunmadığı, dolayısıyla direnmede gerekçe olarak yer verilen hususların Özel Daire bozma ilamının kapsamı dışında kalmakla kesinleştiği, temyize konu kararın direnme niteliğinde olduğu ve Hukuk Genel Kurulunca incelenmesi gerektiği kabul edilerek ön sorunun reddi ile işin esasının incelenmesine oybirliğiyle karar verildi.