Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 636 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 587 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ : Samsun 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 24/06/2008NUMARASI : 2008/286-2008/301Taraflar arasındaki “ şikayet ” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Samsun 1.İcra Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 30.10.2007 gün ve 2007/566 E.-530 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 17.01.2008 gün ve 2007/22305 E., 2008/410 K. sayılı ilamı ile onanmasına dair verilen karar, davacı vekilinin karar düzeltme istemi üzerine, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 06.05.2008 gün ve 2008/6653 E.-966 K. sayılı ilamı ile ; (...Alacaklı vekili, sulh hukuk mahkemesinin temerrüt nedeniyle kiralanan otelin tahliyesi ve kira alacağının tahsiline ilişkin ilamına dayanarak borçlu şirket hakkında 30.5.2001 tarihinde ilamlı icra takibi başlatmıştır. Tahliye ilamı Yargıtay 6. Hukuk Dairesince bozulmuş ise de mahkemece bozmaya uyularak yeniden 15.7.2003 tarihinde tahliye hükmü verilmiştir. Alacaklı vekilince takip yenilenmiş ancak borçlu şirkete tahliye için süre verilmesi, dosyanın takipsiz bırakılması gibi nedenlerle tahliye gerçekleştirilememiştir. Borçlu vekili taraflar arasında yapılan ve imzası inkar edilmeyen protokol hükümlerine göre yeni bir kira akdi yapıldığını, infazda tarafların anlaştığı ve ilam haricinde yeni bir hukuki durum meydana geldiğini ilamın infazının istenemeyeceğini iddia ederek tahliyenin infazına yönelik icra müdürlüğünün 17.10.2007 tarihli kararının iptalini talep etmiştir. Bu talep, İİK.nun 26. maddesinin birinci fıkrasının göndermesi ile uygulanması gerekli İİK. 24. maddesinde öngörülen icranın geri bırakılması niteliğindedir. Taraflar arasında imzalanan 24.11.2006 tarihli protokol aynı gün icra müdürlüğüne ibraz edilmiş olup bu protokol, alacaklı vekili, İcra Müdürü ve borçlu şirket temsilcisi huzurunda imzalanan tutanakta belirtilmek sureti ile İİK. 41. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken İİK. 33. maddesinin birinci fıkrasında yazılı icra dairesi önünde ikrar olunmuş senet niteliği kazanmıştır. Söz konusu protokol hükümleri incelendiğinde borçlu şirketin otele yaptığı iyileştirme ve imalatlardan doğan alacağı ile kira borçlarının takas ve mahsubunun kabul edildiği, otelin alacaklı tarafça 15.1.2007 tarihinde satılacağı satış tarihine kadar borçlu şirketin oteli işletmesi ve satış olduğunda tahliye etmesinin karara bağlandığı görülmektedir. Ayrıca protokolde "satışın yapılmaması halinde ek protokol ile kira bedeli karşılığında taraflarca yeniden kullanma süresi taahhüt alınarak belirlenecektir" hükmüne de yer verilmiştir. Protokolde "genel amaç olarak ortaya atılan uzlaşma fikri sonucunda taraflar nihai uzlaşmaya vardığından derdest olan karşılıklı davalardan iki tarafın da vazgeçeceği takip dosyasına verilecek taahhüdün iş bu protokol hükümlerinin yerine getirilmesi sonucu geçerlilik kazanacağı konusunda da anlaşmaya varılmıştır" Ancak takibe konu otel alacaklı idarece 15.1.2007 tarihinde satılamamış olup satışın yapılamaması halinde imzalanması gereken ek protokol de imzalanmamıştır. Alacaklı vekili 6.8.2007 tarihinde icra müdürlüğüne başvurarak tahliye işleminin yapılmasını talep etmiştir. Alacaklı vekili 24.11.2006 tarihli protokolü kabul etmiş ancak protokolde yazılı yükümlülüklerin borçlu tarafından yerine getirilmediğini ileri sürmüştür. Şu halde anılan protokolün İİK. 33. maddesi gereğince uyuşmazlığın hallinde delil olarak ele alınmasında yasaya aykırı bir yön yoktur. Protokol hükümlerine göre tarafların karşılıklı davalarından vazgeçtiği, alacaklarının karşılıklı takas ve mahsubunun kabul edildiği gözönüne alınarak protokolün tüm hükümlerinin birlikte ele alınıp değerlendirildiğinde icranın geri bırakılması niteliğinde olduğu görülmüştür. Bu nedenle yukarıda yazılı ilkeler gözönüne alınarak mahkemece icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup bozulması gerekirken Dairemizce onandığı anlaşılmakla borçlu vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.TEMYİZ EDEN: Davacı vekili HUKUK GENEL KURULU KARARIHukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.’un 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 15.10.2008 gününde, oybirliğiyle karar verildi.