Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 592 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 491 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ : Kadıköy 1.Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 12.03.2009NUMARASI : 2008/784 E-2009/139 K.Taraflar arasındaki “Maddi Tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kadıköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 04.07.2006 gün ve 2002/5 E- 2006/506 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekillleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 30.06.2008 gün ve 2007/6974-2008/8692 sayılı ilamı ile; (“...Davacı vekili, müvekkili ile davalılar arasında 01.12.1993 tarihli ortaklık anlaşması yapıldığını, buna göre müvekkilinin taksitler halinde 1.500.000.000.-TL.sı ödeyeceğini, buna karşılık davalıların hissedar oldukları dava dışı ..Kimya San.Ltd.Şti.ndeki % 50 hisselerini müvekkiline devredeceklerini, ayrıca miras yolu ile davalılara intikal eden İstanbul ...., Bakırköy’deki 1465 parsel sayılı fabrika arsasının, yanındaki 1466 parsel sayılı arsa ile birlikte maliyenin öngördüğü 1.400.000.000.-TL üzerinden %8 harç ödeyerek tapudan D... Ltd.Şti.ne bila bedel devir edeceklerinin kararlaştırıldığını, bu işlemlerin yapılmasından sonra müvekkilinin fıçı yenileme projesi için 4.500.000.000.-TL’sı ödeme yapacağını ve 01.12.1993 tarihinden önceki borçlardan müvekkilinin sorumlu olmayacağını belirlendiğini, müvekkilinin edimini ifa etmesine rağmen davalıların devir etmesi gereken tapuları bir türlü devir etmediğini, oysa müvekkilinin anlaşmadan asıl beklentisinin anlaşmaya konu taşınmazların tapularının şirkete devir etmek olduğunu, müvekkilinin de bu nedenle fıçı yenileme projesi için kararlaştırılan ödemeyi yapmadığını, davalıların bu arada anlaşmaya konu gayrimenkulu kat karşılığı inşaat şeklinde müteahhide devir ettiklerini ileri sürerek, fazlaya ait haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000.000.000.-TL’sının davalılardan tahsil edilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili, müvekkili B. G..’in ortaklık anlaşmasında taraf olmadığını, dava konusu 1465 parsel sayılı arsanın tüm maliklerince onaylanmış bir anlaşmanın bulunmadığını, kaldı ki sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğunu, davacının sözleşmeden doğan edimlerini ifa etmediğini, ortaklık anlaşması zımnen fesh edilmiş olduğundan, davacıya normal şirket hisse satışı yapıldığını ve şirketin temsil yetkisinin verildiğini, savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalıların taşınmazlar yönünden yaptıkları sözleşmenin satış vaadi niteliğinde olduğu, bununda noterden düzenlenmediği için geçersiz olduğu, geçersiz sözleşmeye dayanılarak verilen şeylerin aynen geri iadesi gerektiğinden, davacının kendisine devredilen şirket hisse devir miktarı dışında kalan miktarı davalılardan isteyebileceği, ancak aradan uzun süre geçmesi nedeni ile iade ödendiği tarihten itibaren dava tarihine kadar getirilmek suretiyle dava tarihindeki aynı paranın alım gücü gözönüne alınarak iade edilecek miktarın belirleneceği, bu şekilde davacının ödediği 1.500.000.000 -TL’sının dava tarihindeki satın alım değerinin 12.793.650.000.-TL’sı belirlendiği, ne var ki davacı tarafın her iki davalıdan 250.000.000.-TL değerli toplam 500.000.000.-TL değerli şirket hissesi aldığı ve geri vermediği,bu miktarında dava tarihine göre güncelleştirildiğinde 4.264.550.000.-TL.sı olduğu, bu miktarın 1.500.000.000.-TL’sı karşıladığından indirildiğinde bakiye 8.529.10 YTL olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile 8.529.10 YTL’sı davalılardan tahsiline oy çokluğu ile karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili ve davalılar vekili temyiz etmiştir. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı vekili, 28.12.2001 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili ile davalılar arasında 01.12.1993 tarihli ortaklık anlaşması yapıldığını, buna göre müvekkilinin ve tarafların sözleşmenin birinci aşamasında düzenlenen yükümlülükleri yerine getirdiğini ancak anlaşmanın 3'ncü maddesinde düzenlenen yükümlülüğü davalıların yerine getirmediğini, oysa müvekkilinin anlaşmadan asıl beklentisinin anlaşmaya konu taşınmazların şirkete devrini sağlamak olduğunu, şayet davalılar devri yapmış olsalardı müvekkilinin şirketteki hissesinin değerinin en az gayrimenkullerin değeri kadar artacağını, ancak davalıların bu gayrimenkulu kat karşılığı inşaat sözleşmesiyle müteahhide devir ettiklerini ileri sürerek, mahkemece taşınmazların değerinin tesbit edilip denkleştirici adalet ilkesi göz önüne alınarak müvekkilinin zararının davalılardan tahsilini talep etmiştir. Bir başka deyişle; davacı “Ortaklık Anlaşmasının” 3 ncü maddesine dayalı olarak davasını açtığı halde mahkemece HUMK.nun 74 ncü maddesi gereğince talep aşılmak suretiyle, taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmayan hisse devir bedeli olarak ödediği 1 .500.000.000.-TL.nın denkleştirici adalet ilkesi gereğince güncelleştirilerek farkının davalılardan tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiştir. 3-Bozma sebep ve şekline göre davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir...") gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.TEMYİZ EDEN : Davalılar vekili HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Davacı vekili, müvekkili ile davalılar arasında 01.12.1993 tarihli ortaklık anlaşması yapıldığını, buna göre müvekkilinin taksitler halinde 1.500.000.000.-TL.sı ödeyeceğini, buna karşılık davalıların hissedar oldukları dava dışı ...Kimya San.Ltd.Şti.ndeki %50 hisselerini müvekkiline devredeceklerini, ayrıca miras yolu ile davalılara intikal eden 1465 parsel sayılı fabrika arsasını ve yanındaki 1466 parsel sayılı arsayı tapudan ..Kimya San.Ltd.Şti.ne bedelsiz devir edeceklerinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin edimini ifa etmesine rağmen davalıların devir etmesi gereken tapuları devretmediklerini, oysa anlaşmadan asıl beklentisinin anlaşmaya konu taşınmazların tapularının şirkete devir etmek olduğunu,eğer taşınmazlar şirkete konulsa idi şirket hisse değerinin taşınmaz değerleri kadar artacağını ileri sürerek tazminat isteminde bulunduğuna göre, mahkemece, maddi tazminat hesabının yapılmasında öncelikle dava tarihi itibariyle ..Kimya San.Ltd.Şti.’ye ait bilançolar uzman bilirkişi aracılığıyla incelenerek, şirket değerinin belirlenmesi,daha sonra taraflar arasında düzenlenen ortaklık anlaşmasına göre 1465 ve 1466 (Yeni 1 parsel) şirket mal varlığı arasına katılmış olsaydı şirket değerinin ne olacağı hesaplanarak,her iki durumda davacıya ait hissenin değeri belirlenerek, varsa davacının maddi kaybına göre davacı lehine tazminata karar verilmesi gereklidir. Açıklanan bu gerekçe de gözetilerek,Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. S O N U Ç : Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 23.12.2009 gününde, oyçokluğu ile karar verildi. KARŞI OYDava, yanlar arasında adi yazılı şekilde yapılan 01.12.2003 tarihli ve “Ortaklık Anlaşması” başlıklı sözleşmeden kaynaklanmaktadır.Davacı, 01.12.2003 tarihli sözleşme gereğince, davalılara (1,5) milyar ödediğini; ancak, davalıların sadece hissedarı oldukları dava dışı ...Kimya Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin %50 hissesini devrettiklerini; miras yoluyla adlarına intikal eden İstanbul-Bakırköy, Bağcılarda bulunan 1465 parsel sayılı olarak tapuya tescilli fabrika arsasını, yanındaki 1466 parsel sayılı arsa ile birlikte Maliyenin öngördüğü 1.400.000 TL bedel üzerinden %8 harç ödeyerek ...Ltd. Şirketine devretmeyi de yüklenmiş oldukları halde bu edimlerini yerine getirmediklerini; Oysa, sözü edilen taşınmazlar .. Ltd. Şirketine devredilmiş olsalardı, kendisinin şirketteki %50 hissesinin değerinin, en az taşınmazların değeri kadar artacağının ileri sürerek taşınmazların değerlerinin tespit edilip denkleştirici adalet ilkesi de göz önünde tutularak uğradığı zararının belirlenmesini, müspet zararı olarak, fazlaya ilişkin hakkının saklı tutulmasıyla 50.000.000.000 TL.nin davalılardan müteselsilen tahsilini dava etmiştir. Mahkemece, yanlar arasındaki sözleşmenin tapulu taşınmazın temlikine ilişkin kısmının, zorunlu şekil koşuluna uygun yapılmamış olması sebebiyle geçersiz olduğundan, verilen şeylerin iadesinin gerekeceği ve dolayısıyla davacının kendisine devredilen %50 şirket hisselerinin devir miktarı dışında kalan ödemesini davalılardan isteyebileceği kabul edilerek, denkleştirici adalet kuralı da uygulanmak suretiyle, davalılara ödenen 1.500.000.000 TL.nin dava tarihine göre güncel değeri (12.793.650.000) TL.dan, davacıya devredilen %50 şirket hissesinin de değeri olan 500.000.000 TL.nin de (4.364.550.000) TL olduğu hesaplanıp mahsubuyla (8.529,10YTL) (TL).nin davalılardan tahsiline fazla istemin reddine karar verilmiştir. Yerel mahkemenin 2006/5 esas ve 2006/506 karar sayılı ilk hükmü, taraf vekillerince temyiz edilmiş ve Yargıtay 11.Hukuk Daire’sinin 30.06.2008 tarih, 2008/6974 esas ve 2008/8692 karar sayılı ilâmıyla davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine; davalı vekilinin temyiz itirazları kısmen kabul edilerek; “….davacı ortaklık anlaşmasının 3.üncü maddesine dayalı olarak davasını açtığı halde mahkemece HUMK.nun 74.ncü maddesi gereğince talep aşılmak suretiyle taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmayan hisse devri bedeli olarak ödediği 1.500.000.000 TL.nın denkleştirici adalet ilkesi gereğince güncelleştirilerek farkının davalılardan tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiştir” gerekçesiyle davalı yararına bozulmuş ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının ise, bozma sebebine göre şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. Davacı vekilinin yerel mahkemece verilen ve bozulan kararın temyizine yönelik sunduğu temyiz dilekçesinde açıkça; “sonuç olarak mahkeme kararını sadece gayrimenkullerin şirkete devri taahhüdünün geçersiz sayılması ve bu nedenle göz önüne alınmayan müspet zarar yönünden temyiz ediyoruz” bildiriminde bulunmuş ve diğer yönlerden yani %50 şirket hisselerinin davacıya devri bedelinin güncelleştirilen miktarının, davalılara ödenen 1.500.000.000 TL.nın güncelleştirilen tutarından mahsubuyla artanın tahsili hakkındaki mahkeme kararının doğru olduğunu kabul ederek temyiz etmemiştir. O halde, denilebilir ki; davacı İKİ SEBEPLE MADDİ TAZMİNAT İSTEMEKTEDİR:a)Davalılara ödenen, 1.500.000.000 TL.nın dava tarihi itibarıyla günceleştirilen tutarından, davacıya devredilen %50 oranındaki hisselere ödenen bedelin, yine dava tarihine göre güncelleştirilen değerinin mahsubuyla artan paranın davalılardan tahsili gerektiği, b)Sözleşme gereğince ...Ltd. Şirketine kayden temliki yüklenilen taşınmazların davalılarca temlik olunmaması sebebiyle, davacının ...Ltd. Şirketindeki %50 hissesinin değerinin en az taşınmazların değeri kadar en az taşınmazların değeri kadar artmasının önlenmesi, sebepleridir.Yanlar arasında yapıldığı Yerel Mahkemece de, Yargıtay 11. Hukuk Daire’since de kabul edilen 01.12.1993 tarihli ve “Ortaklık Anlaşması” başlıklı sözleşme incelendiğinde de: Davacının,aa)Kasım, Aralık, Ocak aylarında üç çeşit taksitte davalılara 1.500.000.000 TL ödemeyi, bb)Fabrika binası, yan taraftaki arsa ve binanın bulunduğu 1465 parsel sayılı taşınmazı 1.400.000 TL bedel göstererek ve %8 harcını da karşılamak suretiyle Delta Ltd. Şirketine satın almayı, cc)Yukarıdaki edimlerinin ifası amacıyla ödenen paranın 6.000.000.000 TL.na tamamlanmasını ve tamamlanacak 4.000.000.000 TL.nin fıçı yenileme projesinin öz kaynağını oluşturmasını ve 500.000.000 TL.nın da tesisin çalışmasını sağlamak için (6) ay süre içinde yapılacak harcamaları karşılamak için ödenmesini yüklenmiş olduğu açıklıkla anlaşılmaktadır.Davalıların karşı edimleri ise:aa)...Ltd. Şirketindeki %50 hisselerinin davacıya temlikini,bb)Fabrika binası, yan taraftaki arsa ve binanın bulunduğu 1465 parsel sayılı taşınmazın .. Ltd. Şirketine kayden temlikini,cc)Davacının, ...Ltd.Şirketinin 01.12.1993 tarihinden eski hiçbir borçtan sorumlu tutulmamalarını; Maliye ve SSK.dan alınacak temyiz kağıtlarının davacıya verilmesini içermektedir. Diğer yandan 01.12.1993 tarihli sözleşme gereğince, davacının yüklendiği edimini kısmen ifa ettiği ve bu kapsamda davalılara 1.500.000.000 TL ödediği; Yine davalıların da edimlerini kısmen ifa ederek, noterde düzenlenen 14.10.1994 tarih ve 37740 yevmiye numaralı sözleşme ile 250.000.000 TL bedelle davalı R..G..’in, 14.10.1994 günlü ve 37741 yevmiye numaralı sözleşme ile de 250.000.000 TL bedelle B. G..’in, dava dışı ...td.Şirketindeki %25’şer olmak üzere toplam %50 hisselerini davacıya temlik etmiş oldukları; tarafların sözleşme ile yükümlendikleri ve yukarda açıklanan diğer edimlerini ifa etmedikleri çekişmesizdir. Yerel mahkemece bozulan önceki kararda direnilmiş ve direnme kararını sadece davalı vekili temyiz etmiştir. Oysa, direnme kararını temyiz etmeyen davacı vekili, direnme kararını temyiz eden davalı vekilinin temyiz dilekçesine karşı sunduğu cevap dilekçesinde aynen; “…Her iki davalıya ödenen 1.500.000.000 TL.nın hem hisse devir bedeli, hem de davalı tarafın sözleşmenin 3.maddesinde devredeceği yazılı taşınmazın karşılığı olduğu” denilmektedir. Davacı vekilinin bu açıklaması dahi, davacının sözleşme ile yükümlendiği ediminin yukarda açıklanan kapsamda olduğunu doğrulamaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 706, Borçlar Kanunu’nun 213, Tapu Kanunu’nun 26 ve Noter Kanunu’nun 60.maddeleri hükümleri gereğince, tapulu taşınmazın ya da payının kayden temliki sözleşmelerini, kural olarak “düzenleme” şeklinde yapılmadıkça geçerli olmaz. Somut olayda, yanlar arasındaki sözleşmenin, “taşınmaz temliki” yönünden resmi şekilde yapılmaması sebebiyle geçersiz olduğu kuşkusuzdur. O halde, Borçlar Kanunun 61 ve izleyen maddeleri gereğince ve “haksız iktisap” kuralları uyarınca geçersiz sözleşmenin tarafları, ancak verdiklerinin karşılıklı olarak iadesini talep ve dava edebilirler. Somut olayda da, davacının %50 oranındaki şirket hissesi bedelinden fazla ödemesi, davalıların haksız iktisabı sayılarak mahkemece, “denkleştirici adalet” kuralı da uygulanarak belirlenmiş ve yukarda açıklanan miktardaki alacağın tahsiline karar verilmiştir. Geçersiz sayılan sözleşme nedeniyle olumlu ya da olumsuz zarar istemez. Bu hukuksal nedenlerle, sözleşme konusu taşınmazların Delta Ltd. Şirketine temlik edilmemesi sebebiyle davacının olumsuz ya da olumlu zararından söz edilemez ve mahkemece bu sebeple istenen maddi tazminatın reddine karar verilmesi doğrudur. Müsbet ve menfi zararla ilgili istem mahkemece reddedilmiş ve dolayısıyla davalı yararına “usuli kazanılmış hak” oluştuğuna göre, mahkemece hangi hususun soruşturulması yapılacaktır? O halde, özel Dairece davalı vekilinin diğer temyiz itirazları incelenmediğinden, direnme uygun görülerek dava dosyasının Yargıtay 11. Hukuk Daire’sine gönderilmesi gerektiği görüşünde olduğumuzdan Sayın Çoğunluğun bozma kararına katılmıyoruz. Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar KAMBİYO SENEDİ NEDENİYLE BORÇLU OLMADIĞININ TESBİTİ- MENFİ TESPİT DAVASI- İSBAT KÜLFETİ -SENEDİN TALİLİ -BORÇ İKRARI "İçtihat Metni"Taraflar arasındaki “menfi tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Denizli 3.Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 01.02.2012 gün ve E:2010/1442, K:2012/92 sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19.Hu Taşkın haciz şikayet süresi MAHKEMESİ : Kayseri 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 28/05/2013NUMARASI : 2013/212-2013/449Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakim İlamlı takip - Bozma - Borçlunun alacaklıya yaptığı fazla ödeme - Muhtıra ile geri istenir MAHKEMESİ: Lalapaşa İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 30/11/2005NUMARASI: 2005/4-5Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği g Yargıtay Yargıtay Karar Arama Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ? Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Kanunu Yargıtay İş Bölümü Yargıtay Haberleri Karar Arama Yargıtay Kararları Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Yargıtay Ceza Dairesi Kararları BAM Kararları Danıştay Kararları Anayasa Mahkemesi Kararları Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları Karar Arama Nasıl Yapılır? Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir? Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır? BAM Karar Arama Nasıl Yapılır? Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır? Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?