MAHKEMESİ : İstanbul 22. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 05/11/2012NUMARASI : 2012/187-2012/234Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce davanın reddine dair verilen 25.05.2010 gün ve 2009/185 E., 2010/249 K. Sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 12.10.2011 gün ve 2011/743-12448 sayılı ilamı ile önce onanmış; davacı vekilinin karar düzeltme istemi üzerine, bu istem kabul edilerek 28.05.2012 gün ve 2012/3678-8961 sayılı ilamı ile;(...Davacı vekili davalılara akaryakıt satıldığını alacaklarını mahkeme kararı ile 02.08.2006 tarihinde 32.762 TL olarak tahsil ettiklerini oysa tahsil tarihi itibarıyla akaryakıt fiyatlarında meydana gelen artıştan dolayı zarara uğradıklarını ileri sürerek 500.000 TL'nin fazlaya dair hakları saklı kalarak tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı Tekfen vekili alacağın zamanaşımına uğradığını, munzam zarar isteminin de kanıtlanması gerektiğini beyan ederek davanın reddini istemiştir.Davalı Emlak Bankası vekili talebin zamanaşımına uğradığını ve munzam zararın da koşullarının oluşmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir.Mahkemece akaryakıt satış tarihinin 30.01.1999 olduğu ve davanın açıldığı tarih itibariyle 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekilince temyizi üzerine yapılan inceleme sonucu Dairemizce 12.10.2011 tarih 743-12448 sayılı kararı ile onanmasına dair verilen karara yönelik davacı vekilinin kararın düzeltilmesi istemi üzerine yeniden yapılan incelemede;Davanın hukuki yorumu tarafların ileri sürdükleri beyanlar doğrultusunda mahkemeye aittir. Davacının dava dilekçesi ve sonradan ibraz edilen cevaplar ve diğer dilekçeler dikkate alındığında davanın BK'nun 105.maddesi kapsamında yer alan munzam zarara yönelik bulunduğu anlaşılmaktadır.Munzam zarar asıl temel ilişkiden bağımsızdır. Bu durumda temel ilişkideki zamanaşımına ilişkin tarihler dikkate alınamaz.Bu durumda mahkemece munzam zarara ilişkin zamanaşımı dikkate alınıp eğer talep zamanaşımına uğramamış ise işin esasının incelenerek bir karar verilmesi gerekirken temel ilişki dikkate alınarak davanın zamanaşımı nedeniyle reddi yerinde görülmemiştir.Yerel mahkeme kararının açıklanan nedenlerle bozulması gerekirken, Dairemizin 12.10.2011 sayılı 743-12448 sayılı karar ile onandığı anlaşıldığından davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir...)gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Dava, alacak istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine, Özel Daire'ce önce onanmış, daha sonra davacı vekilinin karar düzeltme istemi kabul edilerek, yukarıya belirtilen gerekçelerle bozulmuştur. Yerel mahkemece “davacının sözleşmenin 5.maddesine göre alacak talebinde bulunduğu” gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.Direnme kararını, davacı vekili temyize getirmiştir.Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; taraflar arasındaki uyuşmazlığın hangi hukuki nedene göre (sözleşmeye aykırılık çerçevesinde mi yoksa munzam zarar kapsamında mı) çözümleneceği, noktasında toplanmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki, munzam zarar mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu (BK)'nun 105. maddesinde düzenlenmiştir.Anılan yasa maddesine göre alacaklının duçar olduğu zarar, geçmiş günler faizinden fazla olduğu surette borçlu kendisine hiçbir kusur isnat edilemeyeceğini isbat etmedikçe bu zararı dahi tazmin ile mükelleftir.Munzam zarar sorumluluğu kusura dayanan temerrüdün hukuki bir sonucudur ve borçlunun zararının faizi aşan bölümüdür.Öte yandan, mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 76.maddesi uyarınca, olayları ortaya koymak tarafların, uygulanacak kanun hükmünü bulmak, diğer bir anlatımla olayların hukuki sebebini tayin etmek, kanunları kendiliğinden (re’sen) uygulamakla görevli olan hakimin görevidir (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m.33; 04.06.1958 gün ve E:15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının Gerekçesi). Yukarıda yapılan açıklamaların ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı taraf, 20.05.1997 tarihli “kalorifer yakıtı temini sözleşmesi” kapsamında davalıların hukuki sorumluluğu altında bulunan konutların yakıt ihtiyacını gidermesine karşın, bedelinin ödenmemesi üzerine İstanbul 13.İcra Müdürlüğü'nün 2001/4065 sayılı dosyası üzerinden asıl alacak ve bunun temerrüt faizinin tahsili istemiyle giriştiği icra takibine vaki itiraz üzerine, İstanbul 4.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin (önce E:2001/1947, K:2004/3781; sonra E:2006/36, K:2006/87) dosyasında itirazın iptali davasını açtığı, yapılan yargılama sonucunda mahkemece asıl alacağın avans faiziyle birlikte tahsili amacıyla itirazın kısmen iptaline karar verildiği, bunun üzerine davalıların asıl alacak ve faizini icra dosyasına 02.08.2006 tarihinde ödedikleri anlaşılmaktadır. Davacı taraf eldeki dava ile, davalılara akaryakıt satıldığını, alacaklarını mahkeme kararı ile 02.08.2006 tarihinde 32.762 TL olarak tahsil ettiklerini, oysa satılan akaryakıt dolayısıyla düzenlenen fatura bedellerinin zamanında ödenmemesi nedeniyle aradan geçen süre içerisinde tahsil tarihi itibarıyla akaryakıt fiyatlarında meydana gelen artıştan dolayı zarara uğradığını ileri sürerek, 500.000 TL'nin fazlaya dair hakları saklı kalarak tahsilini istemiştir. Davalı vekillerinin ayrı ayrı verdikleri cevaplarında, somut olayda munzam zararın da yasal şartlarının bulunmadığını belirterek, davanın reddini istedikleri görülmüştür. Yukarıda vurgulandığı üzere, olayları ortaya koymak tarafların, uygulanacak kanun hükmünü bulmak, diğer bir anlatımla olayların hukuki sebebini tayin etmek, kanunları kendiliğinden (re’sen) uygulamakla görevli olan hakimin görevi olduğundan, dava dilekçesi ve tüm dosya kapsamından, eldeki davanın mülga 818 sayılı BK'nun 105.maddesinde yer alan munzam zarara yönelik bulunduğunun kabulü gerekir.Bu durumda, mahkemece munzam zarara ilişkin zamanaşımı dikkate alınıp, zamanaşımı süresi geçip geçmediğini değerlendirmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, temel ilişki dikkate alınarak davanın zamanaşımı nedeniyle reddi yerinde değildir.Hukuk Genel Kurulu'nda yapılan görüşmede bir kısım üyeler, eldeki dava ile istenen alacağın, sözleşmenin 5.maddesine dayalı olduğunu, munzam zarara yönelik olmadığını belirterek, zamanaşımı süresi taraflar arasındaki sözleşmeye göre belirlenmesi gerektiğini, bu bakımdan zamanaşımı süresinin incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerektiğini belirtmiş iseler de, bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından yukarıda belirtilen gerekçelerle kabul edilmemiştir. Hal böyle olunca; yerel mahkemece, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile; direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma ilamında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 Sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı Kanun'un 440.maddesi uyarınca karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.02.2014 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
Ziynet eşyası-belirsiz alacak davası
T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
BAŞKANLIĞI
ESAS NO : 2014/13262
KARAR NO : 2015/5108
Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MALATYA 2. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/03/2014
NUMARASI : 2013/626-2014/180
DAVACI :
DAVALI :
Taraflar arasındaki ziynet eşyası alacağı Da
Avukatın danışıklı icra takibi ve haciz, satış işlemleri yapmasının zincirleme şekilde kamu görevlisinin resmi belgede sahtecilik suçu oluşturacağı
DAVA VE KARAR:
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği
düşünüldü.
Yapılan yargılamaya,
toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına
uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre ye
SANIĞIN DENETİM SÜRESİ İÇİNDE YENİ BİR SUÇ İŞLEMESİ - ZAMANAŞIMI
Normal
0
21
false
false
false
TR
X-NONE
X-NONE
MicrosoftInternetExplorer4
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?