Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 575 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 516 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ : Söke 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 07/05/2009NUMARASI : 2009/84-2009/225Taraflar arasındaki "itirazın iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Söke 1.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 20.3.2007 gün ve 742-98 sayılı kararın incelenmesi davacı vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 24.10.2008 gün ve 7904-10028 sayılı ilamı ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.TEMYİZ EDEN: Davacı vekilleri HUKUK GENEL KURULU KARARIHukuk Genel Kurulunca incelenerek dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 02/05/2001 gün ve 4667 sayılı Kanunun 30.maddesi ile değişik “Avukatların Birlikte Veya Avukatlık Ortaklığı Şeklinde Çalışmaları” başlıklı 44.maddesine göre, avukatlar, mesleki çalışmalarını aynı büroda birlikte veya avukatlık ortaklığı şeklinde de yürütebilirler. Avukatlık ortaklığı, aynı baroya kayıtlı birden çok avukatın bu Kanuna göre mesleklerini yürütmek için oluşturdukları tüzel kişiliktir. Ana sözleşmesi tip ana sözleşmeye uygun olarak düzenlenen avukatlık ortaklığı, kurucularının kayıtlı bulunduğu baro yönetim kurulu tarafından Baro Avukatlık Ortaklığı Siciline yazılmasıyla tüzel kişilik kazanır. Vekaletnameler ortaklık adına düzenlenir. Ortaklık iş veya davayı takip edecek avukatlara yetki belgesi verir.Aynı Kanunun 02.05.2001 gün ve 4667 sayılı Kanunun 31.maddesi ile değişik “Avukat Bürosunda Çalışabilecek Kişiler” başlıklı 45.maddesi gereğince, avukatlar ve avukatlık ortaklıkları, bürolarında yalnız avukatlık mesleği için gerekli olan yardımcı elemanları çalıştırabilirler.Hakimliğe ve avukatlığa engel suçlardan biri ile hükümlü olanlar veya avukatlıktan yasaklananlarla her ne şekilde olursa olsun işbirliği edilemez veya bu gibiler büroda çalıştırılamaz.Yine, 25.11.2001 tarih ve 24594 sayılı resmi Gazetede yayımlanan “Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Ortaklığı Yönetmeliği”nin “Vekaletname ve Yetki Belgesi” başlıklı 38.maddesinde, ortaklığın takip edeceği işlere ait vekaletnamelerin ortaklık adına düzenleneceği, ortaklığın, iş ve davayı takip edecek ortak veya çalışan avukatlarına usulüne uygun olarak düzenlenmiş yetki belgesi vereceği, vekaletnamede tevkil yetkisi olması halinde ortaklığın, ortakları ve çalışan avukatları dışında üçüncü bir avukata da yetki belgesi verebileceği, bu halde de ortaklığın Kanun ve bu Yönetmeliğe göre müteselsilen sorumluluğunun devam edeceği; Aynı Yönetmeliğin “Vekaletname Kayıt Defteri” başlıklı 39.maddesinde ise, ortaklık adına iş ve dava takip etmek üzere alınan vekaletnamelerin, ortaklık vekaletname kayıt defterine; vekalet verenin kimlik bilgileri, vekaletnamenin düzenlendiği notere ait bilgiler, noter yevmiye numarası ve tarihini içerecek şekilde kayıt edileceği ve bu kayıt sırasına göre ortaklıkça vekaletname asıllarının fihrist ile de irtibatlandırılarak arşivleneceği, belirtilmiştir. Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Kanunu Yönetmeliğinin “Vekaletname Örneği ve Yetki Belgesi” başlıklı 18.maddesi hükmüne göre, avukatın çıkaracağı vekaletname örneğinde; vekaletnameyi düzenleyen merciin adı, kayıt numarası, düzenleme tarihi ile avukatın adı, soyadı, vergi numarası, imzası ve ayrıca vekil edenin adı, soyadı, adresi ve yetki kapsamının ne olduğunun bulunması zorunlu olup, avukatlar veya avukatlık ortaklıkları, başkasını tevkil etme yetkisini taşıdıkları tüm vekaletnameleri kapsayacak şekilde tek bir genel ya da ayrı ayrı özel yetki belgesi düzenleyerek; bir başka avukatı veya avukatlık ortaklığını müvekkilleri adına vekil tayin edebilirler. Vekaletname hükmünde olan bu yetki belgesi; tüm yargı mercileri ile resmi ve özel kişi, kurum ve kuruluşlar için hukuken vekaletname işlev ve etkisi taşır. Yetki belgesinde yetki verenin ve yetkilendirilenin adı, soyadı, barosu, sicil ve vergi numarası ve bu maddenin birinci fıkrasında yazılı hususların yer alması gereklidir.Vekaletname ve yetki belgesinin asıl ve örnekleri ibraz edilirken, vekaletname pulu yapıştırılması zorunludur.Diğer taraftan, 818 sayılı Borçlar Kanunu 386 ve devamı maddelerinde vekalet akdinin geçerliliği yasaca herhangi bir şekle tabi tutulmamıştır. Bir davanın taraflarının, kendilerini o davada temsil edecek avukatlara verecekleri vekaletnameler de bu kapsamdadır. Eş söyleyişle, davaya vekalette, vekalet akdinin geçerliliği herhangi bir şekle tabi değildir. Avukatın veya avukat ortaklığının mahkemeye sunacağı vekaletname, müvekkil ile vekil arasındaki vekalet akdini ortaya koyan bir yazılı belge niteliğinde olup, bu ilişkinin üçüncü kişiler ve mahkeme nezdinde ispatı açısından önem taşır.Nitekim, konuya ilişkin 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 67. maddesinde, vekaletnamenin aslını veya örneğini vermeyen vekilin dava açamayacağı ve yargılama ile ilgili hiçbir görev yapamayacağı, gecikmesinde zarar umulan hallerde mahkemenin, vereceği kesin bir süre içinde vekaletnamesini getirmek şartıyla vekilin dava açmasına veya usul işlemleri yapmasına izin verebileceği, bu süre içinde vekaletname verilmez veya aynı süre içinde asil, yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçe ile mahkemeye bildirmezse davanın açılmamış sayılacağı ve yapılan işlemlerin hükümsüz kalacağı, bu durumda vekilin, oturum harcı ile diğer yargılama giderleri ve karşı tarafın uğradığı zararları ödemeye mahküm edileceği, vekaletname aslının veya onanmış örneğinin her dosya için ayrı ayrı verilmesinin zorunlu olduğu, belirtilmiştir. Şu durumda, vekil aracılığı ile takip edilen işlerde, geçerli bir vekaletname bulunması (temsil yetkisi) ve bunun mahkemeye verilmesi dava şartıdır ve yargı mercileri davayı taraflar adına takip eden avukatların vekâletnamelerinin ya da yetki belgelerinin varlığını araştırmak durumundadır. Açıklanan yasal düzenlemeler göstermektedir ki, avukatların avukatlık ortaklığı şeklinde çalışmaları kanunda sayılan koşullarla olanaklıdır. Avukat ortaklığının iş üstlendiği hallerde vekaletnameler ortaklık adına düzenlenecek, iş ve davayı takip edecek avukatlara ise ortaklık tarafından yetki belgesi verilecektir. Avukat ortaklıklarının yargı mercilerine sadece ortaklık adına düzenlenmiş olan vekaletnameyi ibraz etmeleri ve avukat adı belirtilmeksizin ortaklık adına atılmış herhangi bir imzayı içeren dilekçeler ile işlem yapmaları olanaklı değildir. Zira, avukatlık ortaklığı adına düzenlenmiş olan vekaletnamede, vekil sıfatı ortaklık tüzel kişiliğine aittir. Ortaklık tarafından verilmiş bir yetki belgesi bulunmadıkça ortaklığı oluşturan avukatlardan her biri ortaklık tüzel kişiliğine verilmiş vekâletnamedeki yetkileri tek başlarına kullanamazlar. Avukat ortaklığının dosyaya vekaletname ibraz etmesi yanında o iş ve davayı takip edecek ortak veya çalışan avukatlarına usulüne uygun olarak düzenlenmiş yetki belgesi vermesi ve bu şekilde işlem yapan vekilin yetki belgesini ibrazla, dilekçe ve beyanlarında ismini de belirtmesi gerekir.Somut olayda; direnme kararının temyizine ilişkin 24.08.2009 tarihli dilekçe, davacı vekili sıfatıyla imzalayan avukatın ismi belirtilmeksizin “Köseoğlu-Erez-Kurtuluş Avukat Ortaklığı” ibaresi kullanılarak, imzalanmış ve dosyaya sunulmuştur. Bu dilekçenin hangi avukat tarafından verildiği belirtilmediği gibi ortaklık adına yetki belgesi ile usulünce yetkilendirilip yetkilendirilmediği de anlaşılamamaktadır. O halde, davacının vekili olan avukatlık ortaklığının eldeki davayı takip edecek ortak veya çalışan avukatlar arasından görevlendirdiği, dava aşamasında dilekçelerde ve özellikle temyiz dilekçesinde imzası bulunan avukata ait usulünce düzenlenmiş ve vekalet pulu taşıyan yetki belgesini mahkemeye ibrazı gerekir. Mahkemece yapılacak iş; 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 67.maddesi de gözetilerek; avukatlık ortaklığına yapılacak tebligat ile verilecek kesin süre içinde dilekçeyi ortaklık adına veren avukatın adı ile bu kişiye verilen yetki belgesinin ibrazının sağlanması ve vekaletname ile yetki belgesi asıllarının veya onanmış örneklerinin puluyla birlikte her dosya için ayrı ayrı verilmesinin zorunlu olduğunun ihtar edilmesi; avukat ortaklığı tarafından bu belgenin ibraz edilememesi halinde davacı asile tebligat yapılarak asilin, yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçe ile mahkemeye bildirmesi gereğinin, bildirmezse yapılan işlemlerin hükümsüz kalacağının ihtar edilmesi ve sonucuna göre işlem yapılması gerekir. Açıklanan işlemler yapılmak ve eksik giderildikten sonra Yargıtay’a gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine geri çevrilmesi gerekir.S O N U Ç :Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 23.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.