MAHKEMESİ : İzmir 8. İş MahkemesiTARİHİ : 26/01/2012NUMARASI : 2011/829-2012/13Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 8. Mahkemesi’nce davanın kabulüne dair verilen 06.11.2008 gün ve 2007/744 E., 2008/649 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 10.10.2011 gün ve 2011/6920 E., 2011/2528 K. sayılı ilamıyla; (...Davacı vekili müvekkilinin İzmir 6.İş Mahkemesinin 2007/126 esas 2007/287 karar sayılı dosyasında açtığı işe iade davasının kabul edilerek temyiz edilmeksizin kesinleştiğini, 19.07.2007 tarihli ihtarla işe başlatılmak üzere işverene başvurduğunu, 06.08.2007 tarihinde davacıyı işe başladığını ancak 08.08.2007 tarihinde hak kazandığı 4 aylık boşta geçen süre ücreti ödenmediği için iş akdini haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; kıdem tazminatı,boşta geçen süre ücreti ve fazla çalışma ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili, davacının kötü niyetli olduğunu, kendilerinden ödeme talep etmediğini, kıdem tazminatına hak kazanamayacağını, 4 aylık sürenin kıdemine eklenemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece istekler hüküm altına alınmıştır.Davacı davalı işverene gönderdiği 19.07.2007 tarihli ihtarla işe başlatılmak istediğini bildirmiş, boşta geçen süre ücreti ve işe başlatmama tazminatının ödenmesiyle ilgili herhangi bir talepte bulunmamıştır. Davalı işveren 06.08.2007 tarihinde davacıyı işe başlatmış, davacı 08.08.2007 tarihli telgrafla hak kazandığı 4 aylık boşta geçen süre ücreti ödenmediği için iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini işverene bildirmiştir.İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez.Somut olayda davacının işe iade istemli ihtarnamesinde boşta geçen süre ücretinin ödenmesiyle ilgili herhangi bir talebi bulunmadığı gibi işe başladıktan sonra da yöntemine uygun şekilde işvereni temerrüde düşürücü bir işlem yapmamıştır. Davacı işçinin işe başlatılmasından 2 gün sonra boşta geçen süre ücretinin ödenmediği gerekçesiyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini iddia ettiği dikkate alındığında işe başlama isteğinin samimi olmadığı, iş ilişkisinin sürdürülmesine yönelik samimi bir irade ortaya koymadığı, salt işe iade davasının parasal sonuçlarından yararlanmak için başvuru yaptığı açıktır. Mahkemece bu husus değerlendirilerek bir karar verilmesi gerektiği...) gerekçesiyle oyçokluğuyla bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. TEMYİZ EDEN: Davalı vekilleri HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava; ödenmeyen kıdem tazminatı,4 ay boşta geçen sürelere yönelik ücret alacağı ve fazla çalışma ücreti alacağının tahsiline ilişkindir. Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde 15.05.2006- 10.04.2007 tarihlerinde çalıştığını, iş akdinin feshedilmiş olması nedeni ile açtığı işe iade davasının, davalı tarafından kabul edilmesi nedeniyle, verilen kararın kesinleştiğini, davacının işverene yasal süre içerisinde başvurduğu ve 06.08.2007 tarihinde de tekrar iş başı yaptığını, mahkeme ilamına rağmen 4 aylık ücret ile diğer hak ve alacaklarının işveren tarafından ödenmemiş olması nedeniyle, iş akdini, 08.08.2007 tarihli telgraf ile 4857 sayılı İş Kanunun 24. maddesi gereğince feshettiğini, kesinleşen mahkeme kararı gereğince 4 aylık sürenin çalışılan süreye ilave edilmesiyle birlikte kıdem tazminatı, 4 aylık brüt ücret ve diğer alacaklarla birlikte fazla çalışma ücreti alacaklarının tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının İzmir 6. İş Mahkemesi’nin 2007/126 E.-2007/287 K. sayılı işe iade ilamı uyarınca tekrar 06.08.2007 tarihinde işe başlatılmış olduğunu, ancak, davacının 08.08.2007 tarihinde kendilerine telgraf göndererek iş akdini feshettiğini bildirdiğini, davacının bu şekilde iş akdini feshetmiş olduğunu bildirmiş olsa da 4 aylık ücrete ilişkin olarak kendilerinden herhangi bir taleplerinin olmadığını, alacağa konu işe iade davasının kendilerince yargılamanın ilk duruşmasında kabul edilmiş olup, bu yüzden 4 aylık ücret ödemelerinin söz konusu olamayacağını, davacının davranışlarının kıdem tazminatını almaya yönelik hileli davranışlar olduğunu,4 aylık kıdemin eski kıdemine eklenerek kıdem tazminatı talep edilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, davacının kötü niyetli ve menfaat sağlamaya yönelik taleplerinin reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, iş sözleşmesinin ihbar ve kıdem tazminatı ödenmesini gerektirmeyecek şekilde son bulduğunun ispat külfetinin iş verene ait olduğu, İzmir 6. İş Mahkemesinin 2007/126 E,2008/287 K sayılı dava dosyası ile işe iadenin yasal sonuçlarına hükmedildiğini, davacının başvurusu üzerine işe başlatılıp, ilamda hükmolunan 4 ay boşta geçen süre ücretinin davacıya ödenmemesi sebebi ile iş akdinin davacı tarafından haklı nedenle feshedildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Davalı vekilinin temyizi üzerine karar,Özel Dairece, yukarıda açıklanan nedenlerle karar bozulmuştur. Yerel mahkemece, önceki gerekçelerle, davanın kabulüne ilişkin hükümde direnilmiştir. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının iş akdini haklı nedenle feshedip etmediği noktasında toplanmaktadır.4857 sayılı İş Kanununun 21. maddesinin 5. fıkrasına göre işçi, kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren 10 iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmalıdır. Aksi halde işverence yapılan fesih geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Aynı maddenin 1 fıkrasına göre de işveren, işe iade için başvuran işçiyi 1 ay içinde işe başlatmak zorundadır. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. Başka bir anlatımla, işçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı İş Kanununun 21/5. maddesine göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz. Ancak, geçerli sayılan feshe bağlı olarak işçiye ihbar ve koşulları oluşmuşsa kıdem tazminatı ödenmesi gerekir. İşverenin işe davete dair beyanının da ciddi olması gerekir, işverenin işe başlatma niyeti olmadığı halde işe başlatmama tazminatı ödememek için yapmış olduğu çağrı, gerçek bir işe başlatma daveti olarak değerlendirilemez. İşçinin işverene başvurmasıyla birlikte fesih geçersiz olduğuna ve bu itibarla sözleşme feshedilmemişçesine devam ettiğine göre, işçinin işe başlamaması şeklindeki davranışının hukuki ifadesi de “istifa” olmalıdır. Bu durumda işçi on iş günü içinde işverene başvurmakla en çok dört aya kadar boşta geçen süre ücretine, başvuruyla muaccel olacağı için, hak kazanacak ancak işverenin davetine rağmen işe başlamadığı için iş güvencesi tazminatı hakkı doğmayacaktır (Süzek, Sarper, İş Hukuku, 4. Bası, Ankara 2011 s. 934) Bu açıklamalar doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde, davacının feshin geçersiz olduğu iddiasıyla açmış olduğu işe iade davasının, davalı tarafından kabul edilmesi nedeni ile mahkemece verilen davanın kabulüne ilişkin kararın taraflarca temyiz edilmeksizin kesinleşmesi sonucunda, yasal sürede davacının işe başlama isteğini işverene bildirmesi ile birlikte en çok dört aya kadar boşta geçen süre ücreti muaccel hale geldiğinden, davacının, ayrıca bu ücretin ödenmesi için talepte bulunması veya işvereni temerrüde düşürmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Bu nedenle Özel Daire bozma ilamında geçen “davacının işe iade istemli ihtarnamesinde boşta geçen süre ücretinin ödenmesiyle ilgili herhangi bir talebi bulunmadığı gibi işe başladıktan sonra da yöntemine uygun şekilde işvereni temerrüde düşürücü bir işlem yapmamıştır” ibarelerinin bozma ilamından çıkarılması gerekmektedir. Davacının işe başlama istemli başvurusunun gerçek iradesini yansıtıp yansıtmadığına gelince, davacı 25.07.2007 tarihinde farklı bir iş yerinde çalışmaya başladıktan sonra 02.08.2007 tarihinde öğrendiği işe başlama çağrısı üzerine 06.08.2007 tarihinde iş başı yaptığı, iki gün sonra, 08.08.2007 tarihinde işverene gönderdiği ihtarname ile “…07.08.2007 tarihi mesai bitimine kadar mahkemenin takdir etmiş olduğu boşta geçen süreye ait 4 aylık ücretim tarafıma ödenmedi. Bu nedenle iş sözleşmemi 4857 sayılı Kanunun 24 maddesi uyarınca haklı olarak feshediyorum…” şeklindeki beyanı ile iş akdini feshetmiş olması karşısında, davacının işe iade yönündeki başvurusunda samimi olmadığı anlaşıldığından, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. SONUÇ: 1- Bozma ilamının son paragrafında yer alan “davacının işe iade istemli ihtarnamesinde boşta geçen süre ücretinin ödenmesiyle ilgili herhangi bir talebi bulunmadığı gibi işe başladıktan sonra da yöntemine uygun şekilde işvereni temerrüde düşürücü bir işlem yapmamıştır” bölümünün bozma metninden çıkarılmasına, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince belirtilen gerekçeyle BOZULMASINA,2-Yerel Mahkemece, bozmadan sonra, dava dosyası ile birlleşen İzmir 2. İş Mahkemesi’nin 2008/485 E., 2011/732 K sayılı dava dosyası yönünden verilen karar, Özel Daire’ce incelenmediğinden temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 22 Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 8/son maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.