MAHKEMESİ : Ankara 5. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 19/06/2013NUMARASI : 2013/296-2013/292Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nce “dava dilekçesinin yetkisizlik nedeni ile reddine” dair verilen 21.12.2011 gün ve 2011/496 E. 2011/654 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 15.01.2013 gün ve 2012/4471 E. 2013/164 K. sayılı ilamıyla; (.....Davacı vekili; Müvekkilinin İsa Özöndel'in sevk ve idaresindeki otomobilde yolcu olarak bulunduğu sırada H. K. idaresindeki minibüs ile çarpışması neticesinde meydana gelen trafik kazasında ağır derecede yaralandığını ve sonrasında sakat kaldığını belirterek, fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla, 10.000,00 TL daimi maluliyet tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı sigorta şirketi vekili; Yetkili mahkemenin sigorta şirketinin genel merkezinin bulunduğu Ümraniye mahkemeleri olduğunu öne sürerek, davanın yer itibariyle yetki yönünden reddini talep etmiştir.Mahkemece, davalı şirketin merkezinin Ümraniye olduğu, bölge müdürlüğünün şubeden daha geniş yetkisi bulunduğuna dair değerlendirme yapılamayacağı, seçim hakkının davalı tarafa geçtiği gerekçesiyle yetki itirazının kabulü ile, dava dilekçesinin yetki yönünden reddine ve dosyanın Ümraniye Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle ZMS. sigortacısına yönelik maddi tazminat istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK.'nun genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesininin 1. fıkrasına göre; "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir." Yine aynı Yasa'nın 16. maddesinde ise, "Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir." hükmü yer almaktadır. Diğer taraftan 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 110. maddesi ile ZMSS Genel Şartlarının C.7. Maddesinde ise "Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir." ifadesine yer verilmiştir. Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman şeçme hakkı davalılara geçer. Somut olayda, kaza Çorum'da meydana gelmiş, sigorta poliçesi de Çorum'da tanzim edilmiştir. Davacı vekilinin davayı, sigortacının bir acenteden daha yetkili organı olan İç Anadolu Bölge Müdürlüğü'nün bulunduğu Ankara'da açtığı gözetilerek yetki itirazının reddi ile işin esasına girilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....) gerekçesiyle ve oyçokluğu ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Dava; trafik kazası nedeni ile tazminat istemine ilişkindirMahkemece, yetki itirazının kabulü ile dava dilekçesinin yetki yönünden reddine ve dosyanın Ümraniye Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiş; hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine yukarıda başlık bölümünde belirtilen gerekçe ile mahkeme kararı bozulmuştur. Mahkeme ilk kararındaki gerekçeleri tekrar ederek önceki kararında direnmiştir. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık; trafik kazası sonucu yaralanma nedenine dayalı olarak sigorta şirketi aleyhine açılan tazminat davasında, sigorta şirketinin bölge müdürlüğünün bulunduğu yerin yetkili olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun görevli ve yetkili mahkemeyi düzenleyen 110. maddesinde motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davaların, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabileceği düzenlenmiştir.Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası(Trafik Sigortası) Genel Şartlarının C.7 maddesinde de yetkili mahkemeler belirlenmiş Kanun’daki yetki kuralı aynen tekrar edilmiştir. Gerek Kanun, gerekse Genel Şartlar dikkate alındığında yetkili mahkemeler arasında Bölge Müdürlüğü’nün bulunduğu yer yetkili mahkemeler arasında sayılmamıştır. Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı)'tan 24.08.2007 gün ve 26623 sayılı Resmi Gazete’de yayınlan Sigorta Şirketleri ve Reasürans Şirketlerinin Kuruluş ve Çalışma Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 10. maddesinde, şirketlerin bölge müdürlükleri ve şube açmak suretiyle yurt içinde teşkilatlanmasının, yurt dışında şube veya temsilcilik açması ilgili diğer mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla serbest olduğu, ancak bu şekilde faaliyete başlanmasını ve faaliyetin sona erdirilmesini müteakip bir ay içinde şirketçe Müsteşarlığa bildirimde bulunulması gerektiği düzenlenmiştir.Mevcut bu düzenleme dikkate alındığında Sigorta Şirketleri ve Reasürans Şirketlerinin Kuruluş ve Çalışma Esaslarına İlişkin Yönetmelik uyarınca bölge müdürlüğü yapılanmasına izin verilmiş, genel müdürlük ile şube ve acenteler arasında bölge müdürlüğü adında bir yapılanmanın kurulabileceği kabul edilmiştir. Somut olayda; 26.02.2010 tarihinde meydana gelen trafik kazasında olay yeri Çorum -Ortaköy’dür. Zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesi; Araç sahibi H.K. ile .. Sigorta AŞ, ... ve . Hizmetleri Ltd. Şti adlı acente arasında düzenlenmiştir. Sigorta poliçesini düzenleyen acentenin adresi bulunmamakta olup dosya içindeki poliçede yetki ile ilgili madde de bulunmamaktadır. Davacının yerleşim yeri Çorum-Ortaköy olup davalı şirketin genel merkez adresi Ümraniye-İstanbul’dur. Davacı vekili davayı bölge müdürlüğünün bulunduğu yer olan Ankara’da açmıştır. Mahkeme genel merkezi bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesi ile yetkisizlik kararı vermiştir.Mevcut bu durum karşısında; merkez veya şubenin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerini yetkili kabul eden Kanun’un, acente ve şubeyi denetleyen, üst mercisi olan, genel merkezin emir ve talimatı doğrultusunda çalışan ve yetkisi şubeye göre daha fazla olan bölge müdürlüğünün bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğunu kabul etmek gerekir. Ayrıca davalı sigorta şirketi tarafından yetki itirazının ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması olarak da kabul edilmesi mümkündür.Bu nedenle bölge müdürlüğünün bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olduğunun kabul edilmesi gereklidir. Görüşmeler sırasında bir kısım üyelerce 2918 s. KTK 110/2 maddesinde bölge müdürlüğünün yetkili olduğu yönünde bir düzenlenme bulunmadığı, yorum yolu ile bu sonuca ulaşılamayacağı, bu bakımdan yerel mahkeme kararının onanması gerektiği ileri sürülmüş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde görülmemiştir. Mevcut bu durum dikkate alındığında direnme kararı bozulmalıdır.SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı kanunun 440 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.04.2014 gününde oyçokluğu ile karar verildi.. KARŞI OY YAZISIUyuşmazlık, motorlu aracın işletilmesinden doğan zarar nedeniyle ZMSS aleyhine açılan davada sigorta şirketinin Bölge Müdürlüğünün yerleşim yeri Mahkemesinin yetkili olup olmadığı hususuna ilişkindir. Uyuşmazlığın yasal dayanağı 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasasının 110/2 maddesi olup, yetkili mahkeme, açılacak davalarda sigortacının merkez veya şubesi veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu veya kazanın vuku bulduğu yer mahkemesi olarak tadad edilmiştir.Davanın açıldığı Ankara Mahkemesi, 2918 sayılı yasanın 110/2 maddesinde sayılan yer mahkemelerinden biri değildir. Sayın çoğunlukça, davalı sigorta şirketinin Ankarada Bölge Müdürlüğünün bulunduğu, 2918 sayılı yasanın 110/2 maddesinde yetkisi kabul edilen şubeye göre daha fazla yetkiyi haiz olduğu gerekçesiyle uyuşmazlıkta Ankara Mahkemesinin yetkili olduğu kabul edilmiş ise de; bu kabul T.C. Anayasasının 6. maddesinde düzenlenen “ Hiçbir kimse ve organın kaynağını Anayasadan almayan bir devlet yetkisinin kullanamayacağı”, Anayasanın 37. maddesinde düzenlenen “Hiç kimsenin kanunen tabii olduğu mahkemeden başka bir mercii önüne çıkarılamayacağı”, ve Anayasanın 142. maddesinde düzenlenen “Mahkemelerin kuruluş, görev ve yetkilerinin kanunla düzenlenebileceği” ne ilişkin temel kurallara aykırıdır.Sigorta şirketinin Bölge Müdürlüğünün yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğuna ilişkin gerek 2918 sayılı yasada, gerek mülga 1086 sayılı HUMK ve gerekse mer’i 6100 sayılı HMK ‘da bir hüküm olmadığı gibi bu konuda hiçbir yasal düzenlemede bulunmamaktadır.Sayın çoğunluğun, yorum yolu ile Bölge Müdürlüğünün yerleşim yeri mahkemesini yetkili kabulü, tüzük veya yönetmelik hükmü ile yetki kuralı konulamayacağı gibi, davalının kıyas yolu ile kanunen yetkili mahkemeden başka bir mahkeme önünde kendisinin savunmaya zorlanamayacağı ilkeleri ile de bağdaşmamaktadır.Nitekim YİBK 1977/4-4 sayı ve YİBHGK 21.02.2014 gün 2013/1 esas 2014/1 karar sayılı kararları ile de Anayasal düzenlemelere paralel olarak mahkemelerin görev ve yetkilerinin kıyas ve yorum yolu ile genişletilmesinin mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır.Diğer taraftan 2918 sayılı yasanın 110/2 maddesinde şirket merkezi – şube – acentenin yerleşim yerinin yetkili kılınmasının nedeni, şirket merkezi – şube – acentenin işlem ve eylemlerine hukuki değer izafe edilmesi, hukuki statülerinin bulunmasından ileri gelmektedir. 5684 Sayılı Sigortacılık Kanununda, sigorta şirketlerinin kuruluş, teşkilat, yönetim, çalışma esas ve usulleri ile faaliyetlerinin sona ermesi ve denetlenmesine ilişkin hususlar düzenlenmesine, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda da Anonim şirket, kooperatif, acente ve şubelerle ilgili hükümler bulunmasına rağmen Bölge Müdürlüğü ile ilgili bir düzenleme hiçbir yasa da yer almamaktadır. Sigorta Şirketleri ve Reasürans Şirketlerinin Kuruluş ve Çalışma Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin “Bölge Müdürlükleri, Şubeler ve Temsilcilikler” başlıklı 10. maddesindeki “Şirketlerin, Bölge Müdürlükleri ve Şube Açmak suretiyle yurt içinde teşkilatlanması, yurt dışında şube veya temsilcilik açması ile ilgili diğer mevzuat hükümlerinin saklı kalması kaydıyla serbest olduğuna” ilişkin hükmü, 2918 sayılı yasanın 110/2. maddesinin yorum yolu ile genişletilerek Bölge Müdürlüğünün yerleşim yerinin de uyuşmazlıkta yetkili olduğunu kabul etmek için yasal bir dayanak teşkil etmemektedir. Açıklanan nedenlerle;2918 sayılı yasanın 110/2. maddesinde öngörülen “şirket merkezi veya şube veya sigorta sözleşmesinin yapan acentenin bulunduğu yer mahkemesi veya kazanın vuku bulduğu yer mahkemesi dışında yorum yolu ile Bölge Müdürlüğünün bulunduğu yer mahkemesinin de yetkisinin kabulü, T.C. Anayasasının 6, 37 ve 142. maddelerindeki temel hükümler ile YİBK 1977/4-4 ve YİBHGK 21.02.2014 gün 2013/1 esas 2014/1 karar sayılı kararlarına aykırı olduğundan sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
Şirket adına çek ciro etme yetkisinin sözlü verildiği iddiası ispatlanabilir ise sahtecilik suçunun oluşumunu engeller
Kararı
VerenYargıtay
Dairesi : 11. Ceza DairesiMahkemesi :
ANKARA 6. Ağır CezaGünü :
05.06.2007
Sayısı :
264-181
Davacı :
K.H.Sanık :
Orhan
Resmi
belgede sahtecilik suçundan sanık Orhan ’in lehe kabul edilen 765
sayılı TCK’nun 342/1 ve 59/2. maddeleri uyarınca
Davanın usulden reddi - hak düşürücü süre - karar sonucu - DAVA ŞARTI
T.C.YARGITAY23. Hukuk DairesiMAHKEMESİ : Kayseri(Kapatılan) ... Asliye Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki kayıt kabul davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın süre yönünden reddine yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde davacılar vekilince duruşmalı olarak
Eser sözleşmesinin tek tarflı feshi - Çalışma yapılmaması- Süresinde bitirilmemesi
Taraflar arasındaki “tespit ve aynen ifa, tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 01.07.2009 gün ve 2008/18 E. 2009/229 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 15. Huk
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?