Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 521 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 425 - Esas Yıl 2011





Taraflar arasındaki “Kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın yol olarak terkini“ davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Of Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 03.03.2010 gün ve 2009/17 E., 2010/82 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 5.Hukuk Dairesinin 21.06.2010 gün ve 2010/8307-11780 sayılı ilamı ile;("...Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem olarak doğrudur. Ancak;Hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen taşınmaz satışı kamulaştırma sonucu satış olup, serbest alım satıma ilişkin olmadığından yasal olarak emsal olarak kabul edilemez.Bu nedenle taraflara özel amaçlı olmayan satışları bildirmeleri için süre verilmesi, gerektiğinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve değerlendirme tarihindeki emlak vergi değerleri de getirtildikten sonra yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile keşif yapılıp soncuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,Doğru görülmemiştir...")gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.TEMYİZ EDEN : Davacı vekili HUKUK GENEL KURULU KARARIHukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın idare adına yol olarak terkini istemine ilişkindir. Yerel mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; taraf vekillerinin temyizi üzerine bu karar Özel Dairece; yukarıya başlık bölümüne aynen alınan nedenlerle ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen taşınmaz satışının kamulaştırma sonucu olmakla serbest alım satıma ilişkin bulunmadığından emsal olarak kabul edilemeyeceğine işaret edilmek suretiyle araştırmaya yönelik olarak bozulmuştur. Yerel mahkeme; özel dairece dosyada birinci keşif ve rapor esas alınmak suretiyle inceleme yoluna gidildiği, ikinci keşif ve raporun dikkatten kaçtığı, bu nedenle de inceleme eksikliği varmış düşüncesiyle kararın bozulması yoluna gidildiği, yapılan incelemenin yeterli ve usulüne uygun olduğu gerekçesi ile, önceki kararında direnmiştir. Yerel mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık, mahkemece yapılan incelemenin ve alınan bilirkişi raporunun hükme esas alınabilecek nitelikte olup olmadığı noktasındadır. Mahkemenin, 12.06.2009 tarihinde yapılan ilk keşif sonucu düzenlenen 17.06.2009 tarihli rapora taraf vekillerinin itirazı üzerine, raporda emsal olarak ele alınan taşınmazın Kamulaştırma Kanunu’nun 11/g maddesi uyarınca emsal alınamayacağı gerekçesi ile yeniden emsal araştırması yaparak, ikinci keşfe karar verdiği; 13.11.2009 tarihinde icra olunan bu ikinci keşif sonucunda da serbest alım satıma konu taşınmazları emsal kabul ederek değerlendirme yapan 24.11.2009 tarihli bilirkişi raporunu aldığı ve sonuçta da bu rapora göre karar verdiği dosya kapsamıyla belirgindir. Hemen belirtmelidir ki, bozma ilamında, yapılan diğer araştırma ve işlemler ile alınan diğer rapor dikkate alınmadan mahkemece alınan ilk rapora göre değerlendirme yapılmış ve işaret olunan eksiklere değinilmiştir. Oysa, yukarıda aktarılan dosya kapsamına göre mahkemenin aldığı tek rapor bu olmadığı gibi, hükme esas alınan 24.11.2009 tarihli raporda da bozma ilamında aktarıldığının aksine serbest alım-satımlar emsal olarak değerlendirilmiştir. Şu hale göre; serbest alım-satımlar üzerinden emsal değerlendirmesi içeren ve hükme esas alınan 24.11.2009 tarihli bu raporun, Kanunun aradığı yöntem ve ilkelere uygun, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli olduğu da çok açıktır. Bu nedenle, mahkemece yapılan inceleme ve araştırma yeterli olup; usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir. S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, 13.07.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.