MAHKEMESİ :Aile MahkemesiTaraflar arasındaki “karşılıklı boşanma” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kırşehir Aile Mahkemesince asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne dair verilen 03.05.2012 gün ve 2010/815 E. - 2012/278 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 29.11.2012 gün ve 2012/17599 E. - 2012/28601 K. sayılı ilamıyla bozulmuş, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece öneki kararda direnilmiştir.HUKUK GENEL KURULU KARARIHukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (6100 sayılı HMK)’nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.6100 sayılı HMK’nun 294. maddesinin 3. fıkrasında ise “Hükmün tefhimi herhalde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur” hükmüne yer verilmiştir. Ayrıca, bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini yitirdiğinden ona atıf suretiyle hüküm tesisinin yukarıda açıklanan kurallara uygun düşmeyeceği de aşikardır. Nitekim Yargıtay'ın yerleşmiş görüşü de bu yöndedir (Hukuk Genel Kurulunun 19.06.1991 gün ve 1991/2-323 E., 1991/391 K.; 05.12.2007 gün ve 2007/3-981 E. 2007/936 K.; 04.03.2015 gün ve 2014/2-1651 E., 2015/923 K.; 17.06.2015 gün ve 2015/19-1584 E., 2015/1684 K. kararları).Somut olaya gelince; mahkemece aslolan kısa kararda yukarıda açıklanan mevzuata uygun hüküm fıkrası oluşturulmamış sadece “mahkememizin 2010/815 Esas, 2012/278 Karar sayılı ilamında bir isabetsizlik olmadığı kanaati ile önceki kararda direnilmesine, Yargıtay bozma ilamına uyulmasına yer olmadığına” denilmekle yetinilmiş, dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar kurulmamıştır. Bu durumda, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde usulün öngördüğü anlamda oluşturulmuş bir hüküm bulunmadığı gibi, direnme kararlarını denetleyen Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenebilecek nitelikte teknik anlamda bir direnme hükmü de bulunmadığı her türlü duraksamadan uzaktır. Şu durumda mahkemece yapılacak iş; dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar ve buna uygun gerekçeli karar oluşturulmasıdır. Mahkemenin, yukarıda ayrıntılarıyla açıklanan biçimde usulün öngördüğü niteliklere haiz bulunmayan kısa kararı ve gerekçeli kararın hüküm kısmı usul ve yasaya uygun değildir. Direnme kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir. S O N U Ç : Davacı-birleşen dosya davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenden dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine, 13.04.2016 gününde, oybirliğiyle karar verildi.