Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 476 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 450 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ : Beykoz 1.Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 04/06/2009NUMARASI : 2008/247 E-2009/126 K.Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Beykoz 1.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 07.12.2006 gün ve 2004/790 E- 2006/413 K. Sayılı kararın incelenmesinin davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 28.01.2008 gün ve 2007/7635 E,-2008/943 K. sayılı ilamı ile; (“….Davacı kiracı, yoğun yağış nedeni ile kiralananın bahçe duvarının çöktüğünü, doğalgaz borularının hasar gördüğünü zarara uğradığını ileri sürerek 22.299.000.000 TL tazminatın davalı kiralayandan yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı, kira sözleşmesinde tüm gereçlerin sağlam teslim edildiğinin yazılı olduğunu, kiralananı ihbar edilen ...İnşaat A.Ş'den satın aldığını, zarardan bu kişinin sorumlu olabileceği gibi, davacı kiracının sözleşmeye projeye, yönetim planına aykırı olarak bahçe duvarına 80 cm ilave yaptığını, duvarın statiğinin bozulmasına ve çökmesine neden olduğunu, kendisinin sorumluluğunun olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece, davalının olayda kusuru olmadığını, bilakis davacının duvar üzerinde yaptığı eklentinin etkisiyle zararın meydana geldiğini, sitede başkaca bir yerin yıkılmadığı davacının kusurlu olduğunu benimseyerek davanın reddine karar vermiştir. Hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir. Kiralayanın (davalının) kiralananı akitde öngörülen şekilde kullanmağa elverişli halde bulundurmak borcu, kira süresince var olan ve devam eden bir yükümlülüktür. (BK.249) kiralayan kiralananı kiracı davacıya teslim ettiğinde kiralananda bulunan istinat, bahçe duvarının tam ve sağlam olduğunu da tekeffül etmiştir. Mühendislik ve proje uygulama hatasındaki bozukluktan dolayı davalıya satan kişi veya bina ve tesisleri yapan müteahhidin sorumluluğu, davacının davalıdan talep hakkını ortadan kaldırmaz. Kiralanan villanın bahçe duvarı evvelden beri var olan ayıp nedeniyle yıkılmış ve kiracı gerek bahçe duvarını ve gerekse bunun sebep olduğu diğer zararları gidermiş ise yaptığı masrafı vekaletsiz iş görme hükümlerine göre isteyebileceğinin kabulü gerekir. Aksinin kabulü davalının sebepsiz zenginleşmesine de yol açacaktır. Şayet bahçe duvarının yıkılmasında davacının da bir kusur varsa davacının bu kusuru oranında zarara katlanacağı da gözardı edilmemelidir. Somut olayda bahçe taş duvarının arkasında granül malzeme olmadığı, blok arası bağlayıcı malzemenin çok azolduğu, yetersiz sayıda barbakan bulunduğu, duvarda derz bulunmadığından, duvar arkasında biriken suyun deşarjının sağlanamadığı, yağmur sularının ayrıştırıcı özelliği de duvar içindeki harcın bağlayıcı özelliğini de ortadan kaldırması sonucu duvarda yıkılma meydana geldiği ve zararın bu nedenle doğduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davalının kira süresince kiralananı sözleşmede amaçlanan şekilde kullanmaya elverişli bulundurma borçlarını ifada kusurlu olduğunun kabulu zorunludur. Ne var ki davacı kiracı da duvar üzerine 80 cm lik eklenti yapmak sureti ile zararın husule gelmesinde, hızlanmasında %25 müterafik kusurlu olduğu bilirkişi raporuyla saptanmıştır. (BK.m.98. delaletiyle BK.m.44) Bütün bu açıklamaların ışığı altında mahkemece davalının sorumluluğu kabul edilerek tazminat miktarı saptanmalı, davacının da müterafik kusurunun mevcut olduğu nazara alınarak davacının talep edebileceği miktarın gerektiğinde bilirkişi raporu ile belirlenerek hasıl olacak uygun sonuç çerçevesinde karar verilmelidir. Bu nedenlerle davanın redddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir…”) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.TEMYİZ EDEN : Davacı vekili HUKUK GENEL KURULU KARARIHukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 04.11.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.