MAHKEMESİ : İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk MahkemesiTARİHİ : 14.04.2010NUMARASI : 2009/149 E-2010/78 K.Taraflar arasındaki “alt yetkili satıcılık sözleşmelerinin geçersiz olduğunun tespiti” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 3.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nce asıl ve birleşen davanın kabulüne dair verilen 23.06.2008 gün ve 2006/588 E. 2008/169 K.sayılı kararın incelenmesi asıl ve birleşen davanın davalılar vekillerince istenilmesi üzerine, Yüksek Yargıtay 11.Hukuk Dairesi'nin 12.03.2009 gün ve 2008/13597 E.,2009/2889 K. sayılı ilamı ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.TEMYİZ EDEN : Asıl davanın davalıları vekilleriHUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Asıl dava: alt yetkili satıcılık sözleşmelerinin geçersizliğinin tespiti, birleşen dava; davalıların alt yetkili satıcılık sözleşmelerini akdetme yetkilerinin bulunmadığı ve davacının taraf olmadığı sözleşmelerin geçersizliğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemenin, asıl ve birleşen davaların kabulüne dair verdiği karar, Özel Daire’ce bozulmuş; yerel mahkeme önceki kararında direnmiştir.Hüküm asıl davanın davalıları vekillerince temyiz edilmiştir. Direnme kararı ve ekleri temyiz incelemesi için gönderilmiş ise de yapılan incelemede; dosyanın eksik ikmali için daha önce de Hukuk Genel Kurulu’nun 08.12.2010 gün ve 2010/11-651 E, 2010/628 K. sayılı ve 06.07.2011 gün ve 2011/11-279 E, 2011/475 sayılı kararları ile olmak üzere iki kez mahalline geri çevrildiği, son geri çevirme kararının gereğinin de usul ve yasaya uygun biçimde yerine getirilmediği anlaşılmıştır. Önceki kararlarda da açıklandığı ve bilindiği üzere, sağlıklı bir temyiz incelemesi yapılabilmesi için hükme esas alınan deliller ile dava evrakının eksiksiz olması, işlem sırasına göre belli bir düzen içinde bulunması gerekmektedir.Nitekim, bu gereğin yerine getirilmesine yönelik olarak Hukuk ve Ticaret Mahkemeleri Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 25.maddesinde “dava dosyalarının düzenlenmesine ilişkin” kurallar açıklanmış ve aynı maddede dosyaya giren her kağıt ve evrakın dosyanın kapağında gösterilen belli hanelere düzgünce yazılması ve bu hanelerde yer alan numaraların dosyadaki evrak üzerinde de aynı sırayla gösterilmesi, tek kartona sığmayan dosyalarda başka bir kartona geçilmesi halinde de aynı kurallara uyularak iki ya da daha fazla kartonun sırasıyla birbiriyle ilgilendirilmesi gereğine işaret edilmiştir. Uygulamada dizi pusulası olarak adlandırılan bu belge, dosyanın temyiz incelemesine eksiksiz gönderilmesini sağladığı gibi, zaman ve evrak kaybını da önlemektedir.Yine aynı Yönetmeliğin 53.maddesinin 5, 6, 7, 8.fıkralarında dosyaların temyiz incelemesine gönderilirken dikkat edilmesi gereken hususlar ve bununla ilgili sorumluluklar sıralanmıştır.Diğer taraftan, dosya gönderme formu düzenlenip, imzalanırken açıklanan gereklerin yerine getirilip getirilmediği formu imzalayan ilgili hakimince de denetlenmelidir.Daha önce eksiklerin giderilmesine ilişkin 06.07.2011 gün ve 2011/11-279 E, 2011/475 K. sayılı ilamda da açıklandığı üzere; Bozma kararına karşı karar düzeltme yolunun açık olduğu hallerde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 442/A maddesine göre; mahkemece bozma kararının onbeş gün içinde re’sen taraflara tebliğ edilmesi ve karar düzeltme süresinin geçmesi veya karar düzeltme incelemesinin sonuçlanmasının beklenmesi gerekir. Yargıtay’ın onama veya onamaya karşı başvurulan karar düzeltme isteminin reddine ilişkin kararlarının sonucu da, mahkeme başkatibince on beş gün içinde kendiliğinden taraflara bildirilir. Tebliğ ve bildirme giderleri temyiz dilekçesi ile birlikte temyiz isteğinde bulunandan peşin olarak alınır. Bu gider de temyiz için gerekli giderlerden olup, ödenmemesi halinde 434'üncü madde hükmü uygulanır.Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429/2.maddesine göre de; Mahkeme temyiz edenden 434’ncü madde uyarınca peşin alınmış olan gideri kullanmak suretiyle, kendiliğinden tarafları duruşmaya davet edip, dinledikten sonra, Yargıtay’ın bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar verir. Öte yandan, HUMK.'nun 392.maddesinde; kararların yazılıp imzalanmasından sonra taraflara tebliğ usulü düzenlenmiş ve “bir hafta içinde yazı işleri müdürü tarafından her iki taraftan her birine makbuz mukabilinde verileceği” belirtilmiştir. Hukuk ve Ticaret Mahkemeleri Yazı İşleri Yönetmeliğinin 52.maddesinde ise; ilamın vekille takip edilen davalarda vekile, aksi takdirde asile HUMK.'nun 392.maddesindeki esaslara uygun şekilde makbuz mukabili verileceği, bu makbuzun tarih ve sayısının da esas defterinin mahsus sütununa yazılacağı öngörülmüştür.Tebliğin şekline ilişkin yasal düzenlemelere gelince; Belirtmelidir ki, tebligat; bilgilendirme yanında belgelendirme özelliği de bulunan bir usul işlemidir. Gerek tebliğ işlemi ve gerekse tebliğ tarihi ancak yasa ve tüzükte emredilen şekillerle tevsik ve dolayısıyla ispat olunabilir. Bu sebeple tebligatın usul yasaları ile ilişkisinde daima göz önünde tutulmalıdır.Tebligat ile ilgili 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve buna bağlı olarak çıkarılan Tüzük hükümleri tamamen şeklidir. Kanun ve Tüzüğün amacı tebligatın muhatabına en kısa zamanda ulaşması, konusu ile ilgili olan kişilerin bilgilendirilmesi ve bu hususların belgeye bağlanmasıdır. Hal böyle olunca, yasa ve tüzük hükümlerinin en ufak ayrıntılarına kadar uygulanması zorunludur. Kanunun ve Tüzüğün belirlediği şekilde yapılmamış ve belgelendirilmemiş olan tebligatların geçerli olmayacağı Yargıtay içtihatlarında açıkça vurgulanmıştır.Tebligat Kanunu ile Tüzüğü'nde öngörülen şekilde işlem yapılmış olmadıkça tebliğ memuru tarafından yapılan yazılı beyan onun mücerret sözünden ibaret kalır ve dolayısıyla belgelendirilmiş sayılmaz. Özel hukuk tüzel kişilerine tebligatın nasıl yapılacağı Tebligat Kanununun 12. ve 13.maddesinde ve Tebligat Tüzüğünün 17 ve 18.maddesinde açıklanmıştır.Buna göre; özel hukuk tüzel kişilerine yapılacak tebligat, bunların yetkili temsilcilerine yapılır.Eğer tüzel kişinin yetkili temsilcisi yoksa veya evrakı bizzat alamayacak bir halde ise; görev itibariyle temsilciden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi bu işle görevlendirilmiş bir kişiye, o da yoksa tüzel kişinin o yerdeki memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Tebligat tüzel kişinin yetkili temsilcisine yapılmamış ve sıralı kişilere yapılmışsa, bunun nedenlerinin açıkça ve ayrıntılı olarak tebligat mazbatasına yazılması gerekir.7201 sayılı Tebligat Kanununun 23.maddesinin 8.bendinde 19.03.2003 gün 4829 sayılı Kanunla yapılan değişiklik ile tebliğ evrakında bulunması zorunlu olan unsurlar arasına "tebliğ evrakı kime tebliğ edilmişse onun imzası ile tebliğ memurunun adı, soyadı ve imzasının bulunması" hususu da eklenmiştir.Somut olayda: Birleşen davanın davalısı T.. M.. Tekstil Sanayi ve Pazarlama Ticaret Anonim Şirketi, Zeytinburnu 1.Noterliği'nin 14.12.2005 tarih ve 40488 yevmiye nolu vekaletname ile ayrı ayrı ya da birlikte hareket etmek üzere şirkete vekil tayin ettiği avukatlar eliyle davayı takip etmiş; karar düzeltme aşamasında bu avukatlardan Av.M... K..’i Büyükçekmece 1.Noterliği'nin 16.10.2009 tarih ve 26782 yevmiye no’lu azilnamesi ile “Görülen lüzum üzerine tüm yetkilerinden ve vekaletlerinden azledildiği, başkasını da yetkisine dayanarak vekil tayin etmiş ise azledeceği” açıklaması ile azletmiştir. Bu azil bildirimi üzerine azledilen avukatın yetkili kıldığı Av.N.. P.. tarafından mahkemeye verilen 17.11.2009 havale tarihli dilekçe ile “Vekillik görevinden azledildikleri, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi'nin 23.10.2009 tarih ve 2009/8349-10890 K sayılı karar düzeltme ilamının davalı a.. T.. M.. Tekstil Sanayi ve Pazarlama Ticaret Anonim Şirketi 'ne tebliğ edilmesi” hususu bildirilmiştir. Mahkemece vekilin azli bildiren bu dilekçesi 17.11.2009 tarihinde havale edilip; dosyaya girmiş olmasına karşın, karar düzeltme ilamı ile bozmadan sonra tayin edilen duruşma günü yine azledilen Av.M.. K..’e tebliğ edilmiş; asile herhangi bir bildirimde bulunulmamıştır. Davalı a.. T.. M.. Tekstil Sanayi ve Pazarlama Ticaret Anonim Şirketi temsilcisi veya vekilinin hazır bulunmadığı celsede, bu davalının yokluğunda davaya devam edilerek, önceki kararda direnilmiş; direnme kararı da yine azledilen bu vekil Av.M.. K..’e tebliğ edilmiştir. Hukuk Genel Kurulu’nda yapılan görüşme sırasında bu olgu üzerinde tartışılmış; öncelikle direnme kararının usulünce davalı asile tebliğinin sağlanarak, temyizi halinde inceleme yapılmak üzere dosyanın mahalline geri çevrilmesi üzerinde görüş birliğine varılmış; mahkemece yapılacak işin; öncelikle direnme kararının vekilini azletmiş bulunan birleşen davanın davalısı T.. M... Tekstil Sanayi ve Pazarlama Ticaret Anonim Şirketi’ne yöntemine uygun olarak tebliği ile temyiz süresinin geçmesinin beklenmesi; kararın temyiz edilmemesi halinde bu şekliyle, temyizi halinde ise devamı işlemler de tamamlanarak ondan sonra dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Hukuk Genel Kurulu’na gönderilmesi olduğu açıklanarak, dosya mahalline geri çevrilmiştir. Mahkemece geri çevirme kararının gereği yerine getirilmek üzere, 14.04.2010 gün ve 2009/149 E. 2010/78 K. sayılı direnme kararı birleşen dava davalısı T.. M... Tekstil Sanayi ve Pazarlama Ticaret Anonim Şirketi’ne tebliğe çıkarılmış ise de ; tebligat parçasının arka yüzüne başka hiçbir açıklamaya yer verilmeksizin “Daimi çalışan E.. Y... imzasına tebliğ edildi. 12.08.2011” açıklaması ve sadece tebliğ memurunun imzası ile yapılan bu tebligat, konuya ilişkin yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere uygun değildir. Ayrıca, dosya temyiz incelemesine gönderildikten sonra a...dava davalılarından P... Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş. vekili de vekillikten çekilmiş olup, müvekkiline bu hususun bildirilmesini istemiştir. O halde, mahkemece yapılacak iş; öncelikle direnme kararının vekilini azletmiş bulunan birleşen davanın davalısı T.. M...Tekstil Sanayi ve Pazarlama Ticaret Anonim Şirketi’ne yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler de gözetilerek yöntemine uygun olarak tebliği ile temyiz süresinin geçmesinin beklenmesi; ayrıca asıl dava davalılarından P... Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş. vekilinin de vekillikten çekilmiş olması nedeniyle, davalı asile bu hususun tebliğ edilmesi, direnme kararının temyiz edilmemesi halinde bu şekliyle, temyizi halinde ise devamı işlemler de tamamlanarak ondan sonra dosyanın son kontrolünün muhakkak hakimince yapılmasından sonra eksiksiz olmak üzere temyiz incelemesi yapılmak üzere Hukuk Genel Kurulu’na gönderilmesi olmalıdır. Açıklanan nedenlerle; dosyanın, belirtilen eksiklikler giderilerek ve gönderme formunu imzalayan hakimce son kontrolünün de sağlanarak temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay’a gönderilmesi için, Yerel Mahkemeye geri çevrilmesi gerekir.S O N U Ç : Yukarıda açıklandığı üzere işlem yapılarak, anılan eksikler tamamlandıktan sonra temyiz incelemesi için Hukuk Genel Kurulu’na gönderilmek üzere dosyanın Yerel Mahkemeye GERİ ÇEVRİLMESİNE, 01.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.