MAHKEMESİ : Ankara 16. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 03/06/2010NUMARASI : 2010/168-2010/213Taraflar arasındaki “manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 16.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 06.05.2008 gün ve 2007/355 E., 2008/166 K. sayılı kararın incelenmesi davacı İ...M...G.... vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesi’nin 09.11.2009 gün ve 2009/510-12553 E.K. sayılı ilamı ile; (…Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istem reddedilmiş; karar, davacı tarafından temyiz olunmuştur.Davacı, 13.08.2007 günlü Halka ve Olaylara Tercüman gazetesinde, davalılardan Sırrı Yüksel Cebeci tarafından yazılan "İntihar eden belediye başkanı" başlıklı yazıda, kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu belirterek davalıların manevi tazminat ile sorumlu tutulmalarını istemiştir.Davalılar ise, dava konusu yazının görünür gerçekliğe uygun bir eleştiri yazısı olduğunu ileri sürerek istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır.Yerel mahkemece, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olan davacının konumu gereği sert eleştirilere katlanması gerektiği, yazıda da davacının sert bir biçimde eleştirildiği, eleştiri sınırlarının aşılmadığı, okuyucunun ilgisini çekmek amacıyla kullanılan bazı sözlerin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı gerekçesiyle istem reddedilmiştir.Dava konusu köşe yazısında, Ankara'da yaşanan su sorunu, halkın tepkisi ile davacının bu konudaki tutum ve davranışları ile söylemleri eleştirilmiştir. Davacı, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olup sert eleştirilere katlanmak zorundadır. Ancak, eleştirinin gerçekleri yansıtıp kamuya duyurulmasında zorunlu ve yasal bir amacı bulunması yanında, onur kırıcı ve küçültücü nitelikte olmamalı, kişinin kişiliğine yönelen söz ve eylemler olmamalıdır. Somut olayda, su sorunu gibi bir konuda davacının eleştirilmesi son derece doğal ve hukuka uygundur. Ne var ki, yazıda "…yüzsüz M... G... hala koltuğunda oturuyor…" biçiminde anlatıma yer verilmiştir. Türk Dil Kurumu'na ait Türkçe Sözlükte "Yüzsüz" sözcüğü, benzetme olarak, "utanmaz, sıkılmaz, çekinmez, arsız" olarak tanımlanmıştır. Eylem ve söylemleri daha uygun bir dil kullanılarak eleştirilebilecekken "yüzsüz" nitelemesi ile eleştirilmiş olması davacının kişilik haklarına saldırı oluşturur.Şu durumda yerel mahkemece, açıklanan yönler gözetilerek, eleştiri sınırının aşıldığı sonucuna varılıp davacı yararına uygun bir manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle, istemin tümden reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir...)gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.TEMYİZ EDEN : Davacı HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.S O N U Ç : Davacı İ.... M.... G.... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 22.06.2011 gününde, oybirliğiyle karar verildi.