Taraflar arasındaki “menfi tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;Gaziantep 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 27.12.2010 gün ve E:2010/55, K:2010/617 sayılı kararın incelenmesi davalı banka vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 22.11.2011 gün ve 5352 - 14436 sayılı ilamı ile;(... Dava, davalı banka tarafından davacı hakkında Gaziantep 1. İcra Müdürlüğü'nün 2008/6275 sayılı icra dosyasında yapılan ilamsız takipte borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.Davacı vekili, dava dilekçesinde takibe konu genel kredi ve gayri nakdi kredi sözleşmesinde müvekkilinin imzasının olmadığını, buna rağmen müvekkili hakkında icra takibi yapıldığını iddia etmiş ve borçlu olmadığının tespiti ile %40 tazminata hükmedilmesini istemiştir.Davalı vekili, davanın yasal dayanaktan yoksun bulunduğunu, davacının lehine kefil olduğu borçlu için ipotek de verdiğini belirterek davanın reddini istemiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, dava konusu uyuşmazlığa konu 01.11.2005 tarihli sözleşmede davacının imzasının bulunmadığı anlaşıldığından davacının, davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine, %40 tazminata hükmedilmesine karar verilmiş, hüküm davalı banka vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava konusu, 01.11.2005 tarihli sözleşmede davalı Ö. Yılan isminin karşısında bir imza bulunduğu ve davacının sözleşmede müteselsil kefil olarak gözüktüğü anlaşılmaktadır. Davacı, dava dilekçesindeki beyanı ile kredi sözleşmesindeki imzayı inkar etmiştir. Bu durumda yapılacak iş kredi sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olup olmadığı yönünde konusunda uzman bilirkişi kurulundan rapor alınarak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile sözleşmede davacının imzasının bulunmadığı gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir...)gerekçesiyle bozularak, dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. TEMYİZ EDEN: Davalı G. Varlık Yönetim A.Ş. vekili. HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Dava; davalı banka tarafından davacı hakkında Gaziantep 1. İcra Müdürlüğü'nün 2008/6275 sayılı icra dosyasında yapılan ilamsız takipte borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, dava konusu sözleşmede davacının imzası bulunmadığı gerekçesiyle davacının davalıya borçlu olmadığının tesbitine karar verilmiştir.Davalı banka vekilinin temyizi üzerine, karar Özel Daire'ce yukarıda yazılı nedenlerle bozulmuş; yerel mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hükmü temyize davalı vekili getirmektedir.Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; kredi sözleşmesindeki imzanın davalıya ait olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yapılması gerekip gerekmediği, noktasında toplanmaktadır.1086 sayılı (mülga) Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK.)'nun 275. maddesi; “Mahkeme, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişi dinlenemez.” hükmünü içermektedir.01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 'Bilirkişiye başvurulmasını gerektiren hâller' başlığı altında düzenlenen 266/(1) maddesi de az yukarıda belirtilen 1086 sayılı HUMK'nun 275. maddesine paralel bir düzenlemeyi içermektedir.Görüldüğü üzere, genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkesin bilmesi gereken konularla, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konular dışında kalan ve çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur.Vurgulanan bu ilke hem öğretide, hem de Yargıtay uygulamasında benimsenip, kökleşmiştir (Kuru/Arslan/Yılmaz:Medeni Usul Hukuku, 16.Bası, Ankara 2005, Sahife:502 vd.; Pekcanıtez/Atalay/Özekes: Medeni Usul Hukuku, 12.Bası, Ankara 2011, Sahife:517 vd.; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 09.03.2008 gün ve E:2008/11-262, K:2008/260; 28.03.2007 gün ve E:2007/11-154, K:2007/168; 07.03.2007 gün ve E:2007/11-94, 2007/113; 14.05.2008 gün ve E:2008/11-392, K:2008/377; 27.06.2012 gün ve E:2012/7-293, K:2012/418 sayılı ilamları).Somut olaya gelince; davacı, uyuşmazlığa konu 01.11.2005 tarihli kredi sözleşmesindeki isminin karşısında bulunan imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürerek, eldeki davayı açmıştır.Uyuşmazlığa konu sözleşmede, müteselsil kefil sıfatıyla yer alan davacının isminin karşısında bulunan imzanın davacıya ait olup olmadığının tespiti, genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkesin bilmesi gereken bir konu olmadığı gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konular dışında kalan ve çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren, bu nedenle de bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunlu bir durumdur.Nitekim, dosyada bulunan 29.09.2009 tarihli bankacı bilirkişi tarafından düzenlenen raporda da, kredi sözleşmesindeki imza ile ipotekle ilgili resmi senetteki davacıya ait imzanın birbirine benzemediği belirtilerek, kredi sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olup olmamasına göre seçenekli görüş bildirildiği anlaşılmaktadır.Bu durumda, mahkemece yapılacak iş; uyuşmazlığa konu kredi sözleşmesinde davacının isminin karşısında bulunan imzanın davacıya ait olup olmadığı yönünde konusunda uzman bilirkişiden rapor alınarak, varılacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.Hukuk Genel Kurulu'nda yapılan görüşmeler sırasında bir kısım üyeler, davacının isminin karşısındaki imzanın kendisine ait olmayıp üstteki kişiye ait olduğunu kabul etmek gerektiğinden, bu konuda imza incelemesi yapılmasına gerek olmadığı ileri sürülmüş iseler de, bu görüş, yukarıda açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğu tarafından kabul edilmemiştir.Hal böyle olunca; mahkemece, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, eksik araştırma ve hatalı kabulle önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.SONUÇ:Davalı Girişim . Yönetim A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma ilamında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 1086 sayılı HUMK'nun 440/1.maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.04.2013 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğuyla karar verildi
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
Ceza Mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesinde bağlayıcılığı
Taraflar
arasındaki "maddi tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama
sonunda; Bandırma 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair
verilen 17.12.2009 gün ve 2008/252 E. 2009/308 K. sayılı kararın
incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.
Hukuk Daires
Muhatabın bilinen adresine çıkarılan tebligatın bilâ tebliğ iadesi halinde, 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılabilir.
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi E. Ö. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunu
İşveren şirketler arasında organik bağın bulunması- Tüzel kişilik perdesinin aralanması
Y A R G I T A Y K A R A R IA) Davacı İsteminin Özeti:Davacı, iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla mesai, asgari geçim indirimi ve yıllık izin ücreti alacaklarının ödenmesini istemiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı, davanın reddini istemiştir
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?