MAHKEMESİ : Merzifon Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 23.12.2010NUMARASI : 2010/401 E-2010/615 K.Taraflar arasındaki “el atmanın önlenmesi” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Merzifon Asliye Hukuk Mahkemesince davanın “yargı yolu yönünden görevsizlik nedeniyle reddine ” dair verilen 07.02.2008 gün ve 2004/299 E-2008/41 K.sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 18.02.2010 gün ve 2009/20889-2010/2441 sayılı ilamı ile; ("...Davacı vekili 18.08.2004 tarihli dilekçesinde; davacı Mesudiye Köyü tarafından uzun yıllardır kullanılan kaynak sularını davalı Aksungur Köyünün diğer davalı Çayırözü Köyüne protokolle devretmek istediğini, davalı Aksungur Köyünün kendisine ait olmayan suyu devredemeyeceğini belirterek, davalıların suya müdahalesinin önlenmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar cevabında, davalı köyler arasında yapılan protokolün idare mahkemesinde iptalinin istenebileceği, bunun için görev yönünden davanın reddi gerektiği, suyun Aksungur Köyüne ait olduğu esas ve zamanaşımı yönünden de davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece; Aksungur Köyü İhtiyar Heyetinin 08.09.2003 tarihinde dava konusu suyu 49 yıllığına Çayırözü Köyüne kiraladıkları, Çayırözü Köyünün bu tahsis kararı uyarınca suya müdahale ettikleri, ortada köy ihtiyar heyetince alınmış bir tahsis kararı bulunduğu, tahsis kararı varsa sudan doğacak ihtilafların idari yargı yoluyla halli gerekeceği gerekçe gösterilerek yargı yolu yönünden görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmiştir.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 2.maddesinde, İdari yargıda görülecek dava ve işler belirtilmiştir.Somut olayda, davadaki talep tahsis kararının iptaline yönelik değil, suya elatmanın önlenmesi istemine ilişkin olduğuna göre, davanın özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümlenmesi gerekeceği gözetilmeden, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir...") gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.TEMYİZ EDEN : Davacı vekili HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Davacı Mesudiye Köyü Tüzel Kişiliği vekili dava dilekçesinde; müvekkil Havza İlçesi Mesudiye Köyü Darıkolu Mevkiinde yaylacılık yaptıklarını, Samsun Amasya il sınırının çizilmesinden sonra Merzifon İlçesi idari sınırları içinde kalan kaynak sularını ve bir kısım arazileri İçişleri Bakanlığına ait 08.08.1972 tarih ve 11183 sayılı karara istinaden yıllardır kullandıklarını, davalı köylerin anlaşma yaparak kaynak suları ve dere yatağını almak için çalışma başlattıklarını, davalı Aksungur köyü muhtarlığının kendisine ait olmayan kaynak sularını devretmesinin mümkün olmadığını iddia ederek müvekkil Mesudiye Köyü tarafından uzun yıllardır kullanılan ancak Merzifon İlçesi sınırlarında kalan sulara müdahale eden Çayırözü Köyü ve Aksungur Köyü muhtarlığının vaki müdahalelerinin önlenmesine ve müdahale öncesi duruma getirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı Çayırözü ve Aksungur Köyleri Tüzel kişileri vekili davanın yargı yolu bakımından görevsizlik nedeni ile reddini savunmuştur. Mahkemece yargı yolu yönünden görevsizlik nedeni ile davanın reddine karar verilmiş, davacının temyiz istemi üzerine yukarıda belirtilen gerekçe ile mahkeme kararı bozulmuştur.Mahkemece Aksungur Köyü ihtiyar heyetinin dava konusu suyu Havza ilçesi Çayırözü Köyüne 49 yıllığına kiraladığı, Çayırözü Köyünün de bu tahsis kararı uyarınca suya müdahale ettiği, tahsis kararı varsa sudan doğacak ihtilafların idari yargı yoluyla, tahsis kararı yoksa adli yargı yoluyla halli gerekeceği, ihtiyar heyeti kararı usulen ortadan kaldırılmadıkça diğer bir anlatımla idari yolla iptal edilmedikçe böyle bir davaya adli yargı yerinde bakılmasının olanaksız olduğu gerekçesi ile önceki kararda direnilmiştir. Hükmü davacı vekili temyize getirmiştir. Uyuşmazlık, yargı yolu noktasında olup; taraflar arasındaki uyuşmazlığa adli yargı yerinde mi, yoksa idari yargı yerinde mi bakılacağının çözümü gerekmektedir. Hemen belirtmelidir ki, bir kamu hizmetinin yürütülmesi sırasında idarece bir zararın doğumuna sebebiyet verilmesi halinde bu zararın tazmini istemiyle idari yargı yerinde dava açılması olanaklıdır.İdarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men'i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerince çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır. Somut olayda; dava konusu kaynak suyun Merzifon ilçesi Aksungur köyü sınırları içerisinde kaldığı, davalı Aksungur köyünün 08.09.2003 gün ve 79 sayılı köy ihtiyar kurulu kararı ile dava konusu suyun kullanımını 49 yıllığına içme ve kullanma suyu olarak Çayırözü köyüne verdiği, bu karara istinaden davalıların kaynak sularını ve dere yatağını almak için çalışma başlattıkları sabittir.Davacı tarafça, davacı köyün yıllardır kullandığı ileri sürülen kaynak suya, davalı Aksungur Köyü İhtiyar Heyetince diğer davalı Çayırözü köyüne yapılan tahsis üzerine haksız fiil niteliğindeki müdahalelerinin önlenmesi ve müdahale öncesi duruma getirilmesine karar verilmesi istenilmektedir. Dava dilekçesi dikkate alındığında herhangi bir idari işlemin iptali istenilmemiştir, Davalı Aksungur köyü ihtiyar heyetine ait tahsis kararına istinaden diğer davalı Çayırözü köyünün dava konusu müdahalesinin önlenmesine yönelik bulunan uyuşmazlığın Medeni Kanun hükümleri uyarınca görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu açıktır. Eş söyleyişle, 831 sayılı yasa ile suya ilişkin tasarrufların idareye görev olarak verilmiş olması ya da su tahsis kararının bulunması, bir hakka yapılan müdahalenin önlenmesi için açılan davanın idari yargı yerinde görülmesi için yeterli sayılamaz. Şu hale göre, davacının da kullandığı suya davalı köyler tarafından yapılan müdahalenin önlenmesine yönelik bulunan davanın, haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümlenmesi gerekeceği açıktır. Nitekim Uyuşmazlık mahkemesinin konuya ilişkin 09.07.2001 gün ve 2001/59-66 sayılı kararı da bu yöndedir. Bu nedenle, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup direnme kararı bozulmalıdır.S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 15.06.2011 gününde, oybirliğiyle karar verildi.