Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 401 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 337 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ : Antalya Tüketici MahkemesiTARİHİ : 15.06.2010NUMARASI : 2010/138 E-2010/205 K.Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Antalya Tüketici Mahkemesince davanın reddine dair verilen 05.03.2009 gün ve 2008/121 E-2009/67 K sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 14.Hukuk Dairesinin 21.10.2009 gün ve 2009/10310-11328- sayılı ilamı ile; ("...Davacı, arsa maliki davalılar ile dava dışı yüklenici arasında 29.04.2004 tarihinde düzenlenen arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi uyarınca yükleniciye bırakılan 9 numaralı bağımsız bölümü 09.09.2005 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını belirterek adına tescili isteğinde bulunmuştur. Davalılar, binanın projesine aykırı olarak inşa edildiğini, yapı kullanım izni alınmasının mümkün olmadığını, yükleniciye çekilen ihtarnamelere rağmen binanın projesine uygun hale getirilmediğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü davacı ve davalılar temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamı ile özellikle binanın sözleşme hükümlerine aykırı inşaa edilmiş olması ve bu aykırılığın tadilat projesi ile giderilmesi de mümkün olmadığından, yüklenicinin ve ondan bu hakkı temlik alan davacının şahsi hak talebinde bulunmasının mümkün olmaması sebebiyle davacının yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davalıların temyiz itirazlara gelince;Davacı, dilekçesinde dava konusu bağımsız bölümün değeri 1.000,00 TL olarak gösterilmiş, mahkemece davalılar yararına bu değer esas alınarak hüküm kurulmuş ise de, davanın niteliği gereğince davalılar yararına hükmedilen vekalet ücretinin yargılama aşamasında saptanan değer üzerinden belirlenmemesi usul ve yasaya aykırı olduğu ...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.TEMYİZ EDEN : Davalılar vekili HUKUK GENEL KURULU KARARIHukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yükleniciye bırakılan bağımsız bölümün ondan temlik alınması nedeniyle kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Yerel Mahkemenin davanın reddine yönelik kararı Özel Dairece yukarıdaki gerekçeyle bozulmuş, yerel mahkemece önceki kararda direnilmiştir.İşin esasına geçilmeden önce; mahkemece, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin bulunmadığının kabul edilmiş olmasına göre, davaya bakmakla tüketici mahkemesinin mi yoksa genel mahkemenin mi görevli olduğu hususu ön sorun olarak ele alınmıştır: Somut olayda; davacı, arsa maliki olan davalılar ile dava dışı yüklenici arasında 29.04.2004 tarihinde düzenlenen arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi uyarınca yükleniciye bırakılan çekişme konusu bağımsız bölümü 09.09.2005 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile yükleniciden satın almıştır.Davacı, eldeki davayı önce Sulh Hukuk Mahkemesinde açmış ise de Sulh Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı verilmiş, karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesine süresinde gönderilmiş ve bu mahkemede de dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş; verilen bu karar da temyiz edilmeksizin kesinleşmekle dosya, Antalya Tüketici mahkemesinin 2008/121 esasına kaydı yapılıp, yargılamaya devam edilmiştir.Hukuk Genel Kurulu’nun 05.10.2005 gün, 2005/14-490 E., 2005/563 K. sayılı kararında da belirtildiği gibi, görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında kendiliğinden (resen) dikkate alınması gerekir ve taraflar için usuli kazanılmış hak doğmaz. Davacı ile arsa malikleri arasında bir sözleşme ilişkisi bulunmadığı ve ayrıca önceki kararların temyiz edilmeksizin kesinleştiği de dikkate alındığında, davaya bakma görevi asliye hukuk mahkemesine aittir. O halde, davaya Tüketici Mahkemesince bakılıp, sonuçlandırılması doğru değildir. Ön sorunun böylece kabulü ile yerel mahkeme kararının bu değişik gerekçeyle bozulması gerekmiş; bozma nedenine göre, işin esasına yönelik temyiz itirazları bu aşamada incelenmemiştir.S O N U Ç : Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda açıklanan değişik gerekçelerle HUMK.nun 429.maddesi gereğince GÖREV YÖNÜNDEN BOZULMASINA, bozma nedenine göre şimdilik sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek olmadığına, 08.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.