Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 400 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 1098 - Esas Yıl 2012





Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Samsun Asliye Ticaret Mahkeme’since davanın reddine dair verilen 29.11.2010 gün ve 313 E. 377 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 15.09.2011 gün ve 1650 E.10916 K. sayılı ilamı ile; (...Davacı vekili, müvekkilinin kredi borçlusu dava dışı şirketin hesap kat ihtarına rağmen borcunu ödemediğini, borç ödenmeyince teminat çeki borçlusu davalı aleyhine ilamsız takiplere özgü yolla icra takibine başlandığını, takibine itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına %40'tan az olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin banka ile borçlusu şirket arasındaki sözleşmenin tarafı olmadığını davacı ile bir hukuki ilişkisi bulunmadığını, çekin süresinde bankaya ibraz edilmemesi nedeniyle hamil olduğunu iddia eden tarafın keşideci ve cirantalara müracaat hakkının düşmüş olduğu gibi sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak da istemin zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin lehdara vermiş olduğu çekten dolayı borcu olmadığını, davacının kredi borçlusundan olan alacağının da belirlenmesi gerektiğini bildirerek davanın reddi ile %40'dan az olmamak üzere tazminata karar verilmesini istemiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonunda, çekin 30.5.2008 keşide tarihli olup, keşidecisinin davalı, lehtarın dava dışı şirket hamilin davacı banka olduğu çekin bankaya ibraz edilmemiş olduğu, davacı ile davalı arasında akdi ilişki bulunmadığı, bu halde hamilin keşideciye karşı T.T.K'nun 644. maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme davası açabileceği, davalının süresinde zamanaşımı definde bulunduğu, somut olayda davaya konu çekin keşide tarihinin 30.5.2008 olup, çekin ibrazı gereken sürenin ilavesiyle 9.6.2008 tarihinden itibaren (1) yıllık zamanaşımı süresi içinde talepte bulunulması gerektiği ancak icra takibinin bu süre geçtikten sonra 20.11.2009 tarihinde yapıldığı böylece zamanaşımı süresinin dolmuş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık süresi içinde ibraz edilmeyen çeke dayalı olarak davacı hamil banka tarafından T.T.K'nun 644. maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme nedeniyle açılan davada dava açma süresinin başlangıcı tarihidir. T.T.K'nun 730/14. maddesi yollaması ile çeklerde de uygulama imkânı bulunan T.T.K'nun 644. maddesi uyarınca, hamilin keşideciye karşı sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak çekin zamanaşımı süresi dolduktan sonra (1) yıl içinde talep ve dava hakkı bululmaktadır. Çeklerde zamanaşımını düzenleyen TTK'nun 726/1. maddesinde “hamilin cirantalarda keişideci ve diğer çek borçlularına karşı haiz olduğu müracaat hakları ibraz müddetinin bitiminden itibaren altı ay geçmekle müruruzamana uğrar” denilmektedir Somut olayda; dava ve takip dayanağı çek 30.5.2008 keşide tarihli olup, T.T.K'nun 708/1. maddesi uyarınca ibraz süresi 9.6.2008 tarihinde sona ermektedir. Bu tarih göz önüne alındığında (6) aylık zamanaşımı süresi ise 9.12.2008 tarihinde dolmaktadır. Davacı hamilin bu tarihten itibaren T.T.K'nun 644. maddesine dayalı olarak (1) yıl içinde keşideciye karşı müracaatta bulunma hakkı olup (6102 sayılı yeni Ticaret Kanunu 732. maddesindeki düzenleme de bu paraleldedir) davacı hamil, bu süre içinde keşideciye karşı 20.11.2009 tarihinde icra takibine başlamıştır. Bu durumda mahkemece açıklanan bu hususlar dikkate alınarak uyuşmazlığın esasına girilerek T.T.K'nun 644. maddesi gereği davalı keşideciye sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlama olanağı tanınarak, tüm deliller birlikte değerlendirilip, varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, T.T.K'nun 644. maddesinde öngörülen (1) yıllık zamanaşımı süresinin başlangıç tarihinin çekin ibraz süresinin bitimi tarihi olan 9.6.2009 tarihi itibariyle davacı hamilin takip ve talepte bulunmadığı ve zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle yazılı şekilde davanın reddinde isabet görülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.Mahkemece, dava konusu çekin keşide tarihinin 30.05.2008 olduğu, çekin bankaya ibraz edilmediği, davacı ile davalı arasında akdi ilişki bulunmadığından davacı hamilin davalı keşideciye karşı T.T.K'nun 644. maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme davası açabileceği, davalının süresinde zamanaşımı definde bulunduğu, somut olayda davaya konu çekin 30.5.2008 keşide tarihine çekin ibrazı için gereken 10 günlük yasal sürenin ilavesiyle bulunan 09.06.2008 tarihinden itibaren (1) yıllık zamanaşımı süresi içinde talepte bulunulmasının gerektiği, ancak icra takibinin bu süre geçtikten sonra 20.11.2009 tarihinde başlatıldığı için zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle bozulmuştur.Yerel Mahkemece, önceki kararda direnilmiş; hükmü temyize davacı vekili getirmiştir. Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; 6762 sayılı TTK’nun 708. maddesi hükmü uyarınca süresinde muhatap bankaya ibraz edilmeyen çeke dayalı olarak keşideciye karşı TTK’nun 644. maddesine dayalı olarak açılan sebepsiz zenginleşme davasında zamanaşımı süresinin, çekin 10 günlük ibraz süresi sonunda mı, yoksa TTK’nun 726. maddesinde öngörülen 6 aylık zamanaşımı süresi sonunda mı başlamasının gerektiği noktasında toplanmaktadır.Öncelikle konuya ilişkin yasal düzenlemelerin ortaya konulmasında yarar vardır: 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun “Sebepsiz İktisap” başlıklı 644. maddesinde; “Keşideci ve poliçeyi kabul etmiş olan muhatap, (Müruruzaman sebebiyle veya senede dayanan hakların muhafazası için kanun hükmünce yapılması gerekli muamelelerin ihmal edilmiş bulunması dolayısiyle poliçeden doğan borçları düşmüş olsa bile) hamilin zararına ve sebepsiz olarak iktisabetmiş oldukları meblağ nispetinde ona karşı borçlu kalırlar.Sebepsiz mal edinmeye dayanan dava, muhataba ikametgahlı bir poliçeyi ödeyecek olan kimseye ve keşideci poliçeyi başka bir şahıs veya ticarethane hesabına çekmiş olduğu takdirde o kimseye veya ticarethaneye karşı dahi açılabilir.Poliçeden doğan borcu düşmüş olan cirantaya karşı böyle bir dava açılamaz” hükmü yer almaktadır. Zamanaşımı nedeniyle veya senede dayanan hakların muhafazası için kanunen yapılması gereken işlemlerin ihmal edilmiş bulunması dolayısıyla düşmüş olan poliçeden doğan alacaklar için sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanılarak ilamsız takip yapılabilir. Ne var ki, def’i var ise, 818 sayılı Borçlar Kanunu (BK)’nun 66.maddesinde düzenlenen ve haksız surette mal iktisabına ilişkin bulunan zamanaşımı süresinin dikkate alınması gereklidir.6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun 726.maddesinde ise; “Hamilin; cirantalarla keşideci ve diğer çek borçlularına karşı haiz olduğu müracaat hakları ibraz müddetinin bitiminden itibaren altı ay geçmekle müruruzamana uğrar.Çek borçlularından birinin diğerine karşı haiz olduğu müracaat hakları bu çek borçlusunun çeki ödediği veya çekin dava yolu ile kendisine karşı dermeyan edildiği tarihten itibaren altı ay geçmekle müruruzamana uğrar” düzenlemesi bulunmaktadır. Öte yandan, TTK’nun 708. maddesinde çekin ödeme için ibraz süreleri düzenlenmiş; keşide edildiği yerde ödenecek çekler için öngörülen (10) günlük ibraz süresinin çekte keşide tarihi olarak gösterilen tarihten başlayacağı belirtilmiştir.Sebepsiz zenginleşmeye dayalı bu özel talep hakkı (TTK 644) hususunda kanun koyucu 6762 sayılı TTK’nunda herhangi bir zamanaşımı süresi öngörmemiştir. Buna karşılık, gündeme gelen tartışmaları da sona erdirmek amacıyla sebepsiz zenginleşme talebine ilişkin zamanaşımı süresi 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda doktirindeki baskın görüşe ve Yargıtay uygulamasına da paralel bir biçimde (1) yıl olarak düzenlenmiş ve bu sürenin poliçenin zamanaşımına uğradığı tarihi takip eden tarihten itibaren işleyeceği kabul edilmiştir. Bahsi geçen 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “Sebepsiz Zenginleşme” başlıklı 732.maddesinin 4.fıkrası aynen: “Zamanaşımı süresi, poliçenin zamanaşımına uğradığı tarihi takip eden tarihten itibaren bir yıldır; ispat yükü, sebepsiz zenginleşmediğini iddia edene aittir” şeklindedir.Karar tarihinde 6102 sayılı TTK yürürlülükte olmamasına rağmen, 6762 sayılı TTK’nın 644. maddesine dayalı talep hakkının tabi bulunduğu zamanaşımı süresi konusundaki boşluğun doldurulmasında 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 732/4. maddesindeki kanun hükmünün dikkate alınmasının gerektiği ve böylece somut olay açısından tatbiki gereken 6762 sayılı TTK’nın 644. maddesine dayalı talep hakkına uygulanması gereken (1) yıllık zamanaşımı süresinin, çekin aynı kanunun 726. maddesi uyarınca zamanaşımına uğradığı tarihten itibaren başlamasının gerektiği Genel Kurul çoğunluğunca kabul edilmiştir.Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında bir kısım üyelerce; davaya konu çekin yasal ibraz süresinde muhatap bankaya ibraz edilmediği, bu haliyle davaya konu çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi yapılamayacağı, bu nedenle de keşidecinin ibraz süresinin sona erme tarihi itibariyle sebepsiz zenginleşmeye başladığı, somut olayda TTK’nun 726.maddesinin uygulanma yeri bulunmadığından çekin ibrazı için öngörülen yasal sürenin dolmasından sonra bir yıllık zamanaşımı süresinin başlatılmasının gerektiği, bu bakımdan bu yöne deyinen yerel mahkeme kararının onanmasının gerektiği belirtilmiş ise de; yukarıda açıklanan gerekçe ile çoğunluk tarafından bu görüş kabul edilmemiştir.Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; dava konusu çek 30.05.2008 keşide tarihli olup, TTK'nun 708/1. maddesi uyarınca (10) günlük ibraz süresi 09.06.2008 tarihinde sona ermektedir. Bu tarihten itibaren TTK’nun 726. maddesinde öngörülen (6) aylık zamanaşımı süresi uygulandığında 09.12.2008 tarihi itibariyle çek zamanaşımına uğramaktadır. Bu tarihten itibaren TTK'nun 644. maddesine dayalı olarak (1) yıl içinde keşideciye karşı müracaatta bulunma hakkı bulunduğundan ve 20.11.2009 tarihinde keşideci aleyhine icra takibi başlatılmış durumda olduğundan somut olayda zamanaşımı süresi dolmamıştır.Bu itibarla; Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı Kanun'un 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 27.03.2013 gününde yapılan görüşmede oyçokluğu ile karar verildi. Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar DAVANIN İHBARI • İHBAR OLUNANIN HAK VE YETKİLERİ • DAVADA TARAF SIFATI Taraflar arasındaki tazminat davasının yapıları yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen", hükmün süresi içinde davalı vekili ve ihbar olunan A. İnş. Taah. San. Tic. Ltd.Şti vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-KARAR İhalenin feshi talebinin reddine ilişkin kararlar kesinleşmeden icra takibine konu yapılamaz. Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup Usulsüz tebligat şikayeti nedeniyle düzeltilen tebliğ tarihine göre takip kesinleşmediği için haczin de geçerli olmayacağının söylenebilmesi MAHKEMESİ : Ordu İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 18/12/2013NUMARASI : 2013/100-2013/367Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 12/03/2014 tarih, 2014/4351-7113 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili do Yargıtay Yargıtay Karar Arama Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ? Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Kanunu Yargıtay İş Bölümü Yargıtay Haberleri Karar Arama Yargıtay Kararları Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Yargıtay Ceza Dairesi Kararları BAM Kararları Danıştay Kararları Anayasa Mahkemesi Kararları Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları Karar Arama Nasıl Yapılır? Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir? Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır? BAM Karar Arama Nasıl Yapılır? Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır? Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?