Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 383 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 1949 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İstanbul 6. Sulh Hukuk Mahkemesi TARİH :25.09.2012 NUMARASI :2012/295E/2012/547KTaraflar arasındaki davadan dolayı, bozma üzerine direnme yoluyla; İstanbul 6. Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 25.09.2012 gün ve 295 E., 547 K. sayılı kararın bozulmasını kapsayan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'ndan çıkan 14.06.2013 gün ve 2012/6-1692 E., 2013/845 K. sayılı ilamın, karar düzeltilmesi yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla; Hukuk Genel Kurulu'nca dilekçe, düzeltilmesi istenen ilam ve dosyadaki ilgili bütün kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre, 6217 sayılı Kanun'un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen "Geçici Madde 3" atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, aynı Kanun'un 442/3. ve 4421 sayılı Kanun'un 4/b-1 maddeleri gereğince takdiren (216) TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, Harçlar Kanunu uyarınca eksik kalan 1,95 TL harcın karar düzeltme isteyenden alınmasına, 19/03/2014 gününde oyçokluğu ile karar verildi. KARŞI OY01 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 316 (818 Sayılı Borçlar Kanununun 256) maddesinde kullanıma dayalı aykırılıklar nedeniyle sözleşmenin feshi hali olarak düzenlenen sözleşmeye aykırılık nedeniyle tahliye ve akdin feshi davalarında kiralananın aynına veya kiralayanın hukukuna zarar verme olgusu sözleşmeye aykırılık sayılmaktadır. Kiralananın doğrudan kullanımı ile ilgili olmayan sözleşme ile kararlaştırılan koşulların yerine getirilmemesi tahliye nedeni olamaz. Somut olayda olduğu gibi sözleşmenin 4.maddesi ile münhasıran Lee Cooper markalarını kapsayan bay-bayan hazır giyim ürünleri ve aksesuarlarının teşhir, pazarlama ve perakende satışının yapılması koşuluna rağmen bir başka markanın ürünlerinin satılması doğrudan kullanımla ilgili aykırılık sayılmaz.Maddi olayları bildirme taraflara, hukuki vasfı tayin ve olaya uygulanacak kanun maddesini belirleme hakime aittir. Dava dilekçesindeki niteleme ve sözleşme hükümleri birlikte değerlendirildiğinde bu dava karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde fesih hakkını düzenleyen Türk Borçlar Kanununun 123 (Borçlar Kanunu 106) maddesine dayalı sözleşme hükmünün yerine getirilmemesi nedeniyle genel anlamda bir fesih davasıdır. Dairemizce uyuşmazlık bu şekilde nitelendirilerek sonuca gidilmiştir.Sözleşmenin feshi ile sözleşmeye aykırılık nedeniyle tahliye ayrı ayrı konulardır. Fesih ve sözleşmeye aykırılığın birbiri ile karıştırılmaması gerekir. Sözleşmenin feshinin tek sonucu, geçmişi kapsar şekilde sözleşmenin yapıldığı tarihten başlayarak sona ermesi ve taraflar arasındaki borç ilişkisinin kesilmesidir. Türk Borçlar Kanunu kira sözleşmesinin sona erme sebeplerini fesih ile sona erme ve dava yolu ile sona erdirilmesini tahliye kararı ile genel hükümler (adi kira) ürün kirası (hasılat), konut ve çatılı işyerleri kiraları olmak üzere üç ayırımda sınırlı olarak belirlemiştir. Türk Borçlar Kanununun 354 m.(mülga GKHK m.8) hükmünde tahliye sebepleri sınırlandırılmıştır. Anılan maddenin düzenlemesi uyarınca tarafların sözleşmede bu kanunda belirtilmeyen başka bir nedenle tek yanlı olarak sözleşmenin feshine sebep olabilecek bir koşul kararlaştırılmaları halinde kiraya veren bu koşula dayanarak tahliye isteyemez. Uyuşmazlıkta Türk Borçlar Kanununun 316.maddesine göre tahliye koşulları oluşmadığından tahliyeye karar verilemeyeceğinden ancak genel hükümler uyarınca sözleşmenin feshine karar verilebilir. Sayın Çoğunluğun sözleşmenin feshine karar verilmesinden sonra kiracının kiralananda oturmasına izin verilmesinin yeni uyuşmazlıklara neden olacağı, bu nedenle tahliye kararı da verilmesi gerektiği görüşüne katılmıyorum. Aksi halde kanunumuzda yeri olmayan yeni bir tahliye nedeni yaratılmış olacaktır. Açıkladığım tüm bu nedenlerle karar düzeltme isteminin kabulü ile direnme kararının bozulması gerektiğini düşünüyorum. Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar İŞ KAZASI NEDENİYLE SGK TARAFINDAN AÇILAN RÜCU DAVASI ZAMANAŞIMI Davacı, iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine yapılan yardımlardan, ilk rücu davasından kalan kusur farkı ile kanun ve katsayı artışları nedeniyle oluşan Kurum zararının, 506 Sayılı Kanun’un 26. maddesi gereğince davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, hüküm Kat mülkiyetinde ve site mülkiyetinde yöneticinin temsil yetkisine giren işlerden dolayı icra takibi - Taraf sıfatı Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, örnek 10 ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun İcra Mahkemesi'ne yaptığı başvuruda borca itiraz ettiği, Mahkemece 21.09.2011 tarihinde verilen kararla, bono metninde “....bedeli ma Avukatın yapamayacağı işler- ortak çalışan avukatlar da işi yasal olarak reddetmek zorundadır. 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu'nun 38.maddesinde avukatın işi ret mecbureyetinde olduğu haller gösterilmiş, aynı maddenin (c) bendi; “Avukatın evvelce hakim, hakem, Cumhuriyet savcısı, bilirkişi veya memur olarak görev yapmış olmasını” işi reddetme sebebi olarak kabul etmiş, aynı maddenin son fıkrasın Yargıtay Yargıtay Karar Arama Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ? Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Kanunu Yargıtay İş Bölümü Yargıtay Haberleri Karar Arama Yargıtay Kararları Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Yargıtay Ceza Dairesi Kararları BAM Kararları Danıştay Kararları Anayasa Mahkemesi Kararları Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları Karar Arama Nasıl Yapılır? Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir? Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır? BAM Karar Arama Nasıl Yapılır? Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır? Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?