Taraflar arasındaki "tapu iptali, tescil ve karşılık dava olan alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Mersin 1.Asliye Ticaret Mahkemesince davalılardan H.... A... hakkındaki davanın reddine, asıl davanın kısmen kabulüne ve karşı davanın reddine dair verilen 07.12.2007 gün ve 2006/118 E. ve 2007/364 K. sayılı kararın incelenmesinin davalı-karşı davacı A.... K.... A......Ticaret Limited Şirketi vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 04.06.2009 gün ve 2009/4242 E. 2009/7740 K. sayılı ilamı ile; ("……Davacı maliki olduğu 816 parselin satışı için davalı H.... A...'ya vekaletname verdiğini, vekilin taşınmazı diğer davalıya 18.02.2000 tarihinde düzenlenen protokolle gerçek değerinin altında 125.000 Dolar bedelle sattığını, 65.000 Doların peşin alındığını, kalan bakiye için çekler alındığını, ancak ödenmediğini, taşınmazın devrinde de sorunlar olduğunu, bakiye 43.000 Doların ödenmesinin taşınmazın devrindeki sorunların giderilmesi şartına bağlandığını, sorunlar giderildiği ve taşınmazın tamamen davalı hakimiyetinde olmasına rağmen bakiye bedelin ödenmediğini, alıcı şirket ile işbirliği içinde hareket ederek kendisini zarara uğratan vekilinin 11.08.2000 tarihinde azledildiğini bildirerek öncelikle taşınmazın tapusunun iptali ile adına tescilini, olmadığı takdirde taşınmazın gerçek bedeli ile satış bedeli arasındaki farktan doğan zararın ve protokole göre ödenmeyen 43.000 Dolar bakiye bedelin fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak 60.000 Dolar olarak tahsilini, buda kabul görmez ise 43.000 Doların 18.02.2000 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı taşınmazın mülkiyeti ile ilgili sorun olduğu halde kendisinden saklandığını, taşınmazın asıl hak sahiplerinin açtığı davada taşınmazı ve taşınmaz üstündeki yatırımlarını kaybetmemek için davacılarla anlaşarak 80.000 Dolar ödeyerek kendileri hakkındaki davanın atiye bırakılmasını sağladıklarını, taşınmazla ilgili sorunun davacı tarafından değil kendileri tarafından giderilmiş olması nedeniyle bakiye bedel ödemek zorunda olmadıklarını savunarak davanın reddini dilemiştir. Karşı davasında 22.03.2000 tarihli protokole göre ödediği 81.500 Doların ticari faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece davalı H……. A…… hakkındaki davanın reddine, Davalı şirket hakkındaki davanın kısmen kabulü ile 43.500 Doların dava tarihinden itibaren devlet bankalarının dolar cinsinden açılan 1 yıllık vadeli mevduata verilen en yüksek faizi ile ödeme tarihindeki TL karşılığının davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin ve karşı davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı karşı davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre karşı davacı ve davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazının reddi gerekir. 2-Davacının vekili H……. A……. tarafından 816 sayılı parselin 18.02.2000 günülü protokolle davalı şirkete 125.000 Dolar karşılığı satışının yapılarak 65.000 Dolar peşinat ödendiği, bakiye için çekler alındığı, tapunun 18.02.2000 tarihinde davacı vekili aracılığı ile davalı şirkete verildiği davalının bu parsel üzerine akaryakıt istasyonu kurarak faaliyete başladığı bilahare bakiye satış bedeli ve taşınmazın devri için 22.03.2000 günlü ek protokol yapıldığı hususları dosya kapsamından anlaşılmaktadır. EK protokol kapsamına göre taşınmazın devrinde sıkıntılar olması nedeniyle bakiye satış bedelinin ödenmesinin bu devir sorunlarının halline bağlandığı, halledilmemesi durumunda alıcının satıştan dönerek ödediği 81.500 Dolar bedeli geri isteme hakkı olduğu kararlaştırılmıştır. Taraflar arasında tapuda düzenlenen resmi satışla tapu devrinin gerçekleştiği ve bakiye satış bedelinin 43.500 Dolar olduğu hususları ihtilaflı değildir. Davalı taraf taşınmaz üzerindeki ihtilafı kendilerini gidermiş olması nedeniyle bakiye bedelle sorumlu olmadıklarını savunmuş, delil olarak gerçek hak sahipleri tarafından açılan dava dosyalarını delil olarak göstermişlerdir. Mersin 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/50-1998/778 esas ve karar sayılı 13.10.1998 tarihli 08.01.1999 tarihinde kesinleşen dava dosyasının incelenmesinde; Dava konusu taşınmazın gerçek hak sahipleri S....... ve M...... adına düzenlenen sahte vekalet ile İ..... G...... satışı nedeniyle S....... ve M......'nın tapu iptali ve tescil davası açtığı davacılar adına tesciline karar verildiği, ancak taşınmazın bu sırada üçüncü kişiye,ondan davacıya ondanda davalı şirkete satılmış olması nedeniyle kararın infaz edilemediğinden gerçek hak sahipleri S....... ve M......'nın İ……..G…….., M...... Kara, Y……. G…….. ve Davalı şirkete karşı açtıkları tapu iptal davasında 10.11.2000 tarihinde İ……. A…….. hakkındaki davanın tazminat davasına dönüştürüldüğü, diğer davalılar ve bu arada davalı şirket hakkındaki davanın atiye bırakıldığı görülmüştür. Davalı bu atiye bırakma kararı için davacılarla 04.11.2000 tarihli protokol yaptıklarını ve S....... ve M......'ya 80.000 Dolar bedel ödeyerek davadan vazgeçmelerinin sağlandığını savunmuş, buna ilişkin sulh ve davadan feragat protokolünü sunmuştur. Yine davacı satıcı ile alıcı şirket arasında düzenlenen 22.03.2000 günülü ek protokolde bakiye satış bedeli olan 43.000 Doların ödenmesi taşınmazın devrine ilişkin sorunun giderilmesi şartına bağlanmış, giderilmediği takdirde davalının satıştan dönerek şimdiye kadar ödediği 81.000 Doları geri isteme hakkı olduğu belirtilmiştir. Taşınmaz üzerindeki davaların davalı şirketin S....... ve M...... ile anlaşarak ve 80.000 Dolar bedel ödeyerek giderildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Taşınmaz üzerindeki ihtilaf davacı satıcı tarafından giderilmediği için ek protokole göre bakiye satış bedelinin istenmesi mümkün değildir. Davalı alıcı şirket bakiye satış bedelinden daha fazlasını ödeyerek taşınmaz üzerindeki ihtilafı kaldırmıştır. Ancak taşınmaz halen davalı mülkiyetinde olup davalının taşınmazı iade etmeyeceği belirtildiğinden sözleşmenin feshi ile şimdiye kadar ödediği 81.500 Doların iadesini talep edemez. Bu durumda bakiye bedele yönelik davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir……") gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. TEMYİZ EDEN : Davalı-karşı davacı A.... K.... A......Ticaret Limited Şirketi vekili HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. S O N U Ç : Davalı-karşı davacı A.... K.... A......Ticaret Limited Şirketi vekili vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 25.05.2011 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
Malların teslimi usulen kanıtlanmadan faturaların davacının kendi defterlerinde kayıtlı olması tek başına malın teslim edildiğinin kanıtı olarak kabul edilemez.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vek
RÜCU DAVASI ZAMANAŞIMI SÜRESİ
(.Davacı, dava dışı üçüncü kişinin mevzuat gereği kendisine indirimli tarife uygulanması gerekirken Başbakanlık Hazine Müsteşar-lığı’nın talimatı üzerine indirimli tarife uygulamasından vazgeçilmesi nedeniyle ödemiş olduğu fazla elektrik bedelinin geri alınması için açtığı dava sonucunda mahkemece v
İtirazın iptali davasında takipte talep edilen faiz için dava açılmamış olması -faiz üzerinden inkar tazminatına hükmedilemeyeceği
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili gelmedi. Davalı vekilleri Avukat O.K. ve M.K.geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı avu
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?