Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 329 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 328 - Esas Yıl 2007





Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kadıköy 6.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 4.3.2004 gün ve 2002/792 E. 2004/208 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 13.6.2006 gün ve 2005/6482 E. 2006/7154 K. sayılı ilamı ile; (...……Davacı Türkiye E……… Bankası A.Ş. Mensupları Emekli ve Yardım Sandığı Vakfı, davalı Türkiye E……… Bankası A.Ş.'nin Vakıf Senedi gereğince ödemekle yükümlü olduğu parayı ödememesi nedeniyle uğradığı zararın ödetilmesini istemiş; davalı ise, davacının üyelerine sağladığı sağlık hizmetlerinin finansmanında kullanılmak üzere Banka Yönetim Kurulu kararı gereğince bağış yaptığını, tasarruf tedbirine ilişkin genelge kapsamına giren kamu kurum ve kuruluşları bünyelerinde teşkil edilmiş olanlar dahil hiçbir vakıf, dernek veya kulübe bağış ve yardım yapılmasının yasaklanması nedeniyle 18.03.1998'den sonra Başbakanlıktan izin alarak ve Banka Yönetim Kurulu kararı gereğince 1998,1999 ve 2000 yılında bağış yapıldığını, Vakıf Senedi'nin 32/B-3.maddesinde geçen "yardım"ın "zorunluluk" anlamında olmadığını, sağlık yardımına ilişkin bağış yapmak zorunda olmadığını ileri sürerek istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuş; mahkemece, bilirkişinin bildirdiği görüş doğrultusunda davalının davacı lehine bağışlama vaadinde bulunduğundan söz edilemeyeceği, davalı tarafından yapılan yardımın davacının mal ve unsuruna dahil olmadığı, vakfeden olarak davalının böyle bir taahhüt altına girmediği, bağış ve yardımların gerçekleşeceği anlaşılan bir gelir olarak kabul edileceği ve bunun Vakıf Senedi'nin 32/B-3 maddesindeki unsurları içerdiği, davalının davacıya Vakıf Senedi hükümlerine göre yardım yapacağını ifade etmiş bir ödeme yükümlülüğü bulunmadığı benimsenerek istem reddedilmiş; karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Yasası'nın 101 ve izleyen maddelerindeki düzenlemelere göre vakıflar, gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakları belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleriyle oluşan tüzel kişiliğe sahip mal toplulukları olup bir malvarlığının bütünü veya gerçekleşmiş ya da gerçekleşeceği anlaşılan her türlü geliri veya ekonomik değeri olan haklar vakfedilebilir ve özgülenen malların mülkiyeti ile haklar, tüzel kişiliğin kazanılmasıyla vakfa geçer. Türk Ticaret Yasası'nın 468.maddesi gereğince de ana sözleşmede şirket çalışanları için yardım sandıkları ve diğer yardım teşkilatı kurulması ve varlığını sürdürmesi amacıyla para ayrılmasının kararlaştırılabileceği, yardım amacına özgülenen para ve diğer malların şirket mallarından ayrılarak bunlarla Medeni Kanun hükümleri gereğince bir vakıf kurulacağı, vakıf senedinde vakıf mallarının şirkete karşı bir alacaktan ibaret olacağının yazılabileceği; 469/3.maddesi gereğince de ana sözleşmede hüküm olmasa bile genel kurulun şirket çalışanları için yardım sandıkları ve diğer yardım teşkilatı kurulması ve varlığını sürdürmesi amacıyla veya diğer yardım amaçlarında kullanılmak üzere, net kardan ödenti ayırabileceği; bu ödentinin ana sözleşme ile belirlenen yardım paralan hakkındaki hükümlere tabi olduğu belirtilmiştir. Davacı Vakfın Türk Ticaret Yasası'nın 468 ve 469/3. maddeleri gereğince Medeni Yasa hükümlerine göre davalı Banka tarafından çalışanlarına yardım amacıyla kurulmuş bir vakıf olduğu anlaşılmaktadır. Bir vakfın varlığını sürdürebilmesi ve vakıf senedinde belirlenen amacını gerçekleştirebilmesi düzenli bir gelirinin bulunmasına bağlıdır. Bu gelir, vakfın kurucusu tarafından, kuruluş aşamasında belirlenip vakıf senedinde gösterilir. Vakıf Senedi'nin 32/b-3.maddesinde belirtilen "Sandığın diğer-sosyal yardımlar ile sağlık faslından yapacağı masraflarla, cenaze masrafları olarak ödediği meblağın toplamı kadar Bankaca yapılacak yardımlar" vakfın gelirleri arasında sayılmış ve Medeni Yasa'nın 101/2.maddesinde belirtildiği gibi ilerde gerçekleşeceği anlaşılan her türlü gelir olarak vakfedilmiştir. Davalı tarafından vakfedilmiş olduğu halde Vakıf Senedinde yardım olarak nitelenen dava konusu ödeme, verilip verilmemesi davalının isteğine bağlı yardım biçiminde bir ödeme olmayıp Vakıf Senedinden doğan ve davalı tarafından yerine getirilmesi gereken bir yükümlüktür. Bu olgunun tersinin kabul edilmesi vakfedenin amacına aykırı olur ve vakfın varlık nedeni ortadan kalkar. O halde davacının isteyebileceği miktar belirlenerek hüküm altına alınması gerekir. Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilmeyerek yerinde olmayan yazılı gerekçeyle istemin tümden reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. TEMYİZ EDEN : Davacı vekili Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle H.U.M.K.2494 sayılı Yasa ile değişik 438/II.fıkrası hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle davacı vakıf 506 sayılı Kanunun geçici 20.maddesine tabi olarak faaliyetini sürdürdüğüne göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 06.06.2007 gününde, oyçokluğu ile karar verildi. Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar İhalenin feshi talebinin reddine ilişkin kararlar kesinleşmeden icra takibine konu yapılamaz. Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup EKSİK HARCIN TAMAMLATILMASI - HARÇ - MÜDDEABİHİN DEĞERİ Güldan ve müşterekleri ile Fethiye ve müşterekleri, dahili davalı İlhami aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair (Seferihisar Asliye Hukuk Hakimliği)'nden verilen 18.06.1998 gün ve 166/171 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekilleri tarafın Ödeme emrinde alacaklının adresinin yanlış yazılması İtirazYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :İİK.nun 58/1.maddesine göre takip talebinde alacaklının ve varsa k Yargıtay Yargıtay Karar Arama Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ? Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Kanunu Yargıtay İş Bölümü Yargıtay Haberleri Karar Arama Yargıtay Kararları Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Yargıtay Ceza Dairesi Kararları BAM Kararları Danıştay Kararları Anayasa Mahkemesi Kararları Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları Karar Arama Nasıl Yapılır? Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir? Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır? BAM Karar Arama Nasıl Yapılır? Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır? Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?