Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 327 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 51 - Esas Yıl 2011
MAHKEMESİ : Ankara 6.Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 28.10.2010NUMARASI : 2010/431 E-2010/340 K.Taraflar arasındaki “kamulaştırmasız el atma” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 6.Asliye Hukuk Mahkemesince asıl ve birleşen davaların kabulüne dair verilen 19.02.2009 gün ve 2004/435 Esas, 2009/40 K. Sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 5.Hukuk Dairesinin 01.03.2010 gün ve 2010/567-2974 esas, karar sayılı ilamı ile; ("...Dava, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı idare vekilince temyiz edilmiştir. Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; dava konusu edilen taşınmazların 06.06.2003 tarihinde tapuya tescili sağlanan imar uygulaması ile ASKİ isale hattı kullanımına ayrıldığı ve üzerinden de fiilen Ankara şehrine içme suyu sağlayan Çamlıdere ve Kurtboğazı isale hatlarının geçtiği; bu nedenle de taşınmazların tamamına davalı idarece fiilen el atıldığı anlaşılmıştır. Ne var ki; dava konusu taşınmazlardaki davacıya ait hisselerin geldisi olan kadastral parsellerle ilgili olarak, Tapu Sicil Müdürlüğü ve Belediye İmar Müdürlüğü yazısı ile fen bilirkişi raporu arasında çelişki mevcuttur. Bu durumda; öncelikle dava konusu taşınmazlardaki davacıya ait hisselerin hangi kadastrol parsellerden geldiğine ilişkin yukarıda belirtilen yazı cevapları ile fen bilirkişi raporu arasındaki çelişki giderilip, sözkonusu hisselerin hangi kadastral parsellerden geldiğinin tereddüte yer vermeyecek şekilde tespit edilmesinden sonra, bu kadastro parsellerinde DSİ Genel Müdürlüğü tarafından Çamlıdere ve Kurtboğazı isale hatlarının inşası nedeniyle kamulaştırma yapılıp yapılmadığının sorulması ve kamulaştırma yapıldığının tesbiti halinde dava konusu edilen imar parsellerinin altlığını oluşturan kadastro parsellerinde daha önce DSİ Genel Müdürlüğü tarafından yapılan irtifak tesisine ilişkin kamulaştırma işlemlerinin, davacıya ait hisselerin tamamında değer kaybı yaratacağı gözetilerek, bu hususta bilirkişi kurulundan ek rapor alınıp, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu hususta bir araştırma yapılmaksızın eksik inceleme ile hüküm kurulması, doğru görülmemiştir): gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.TEMYİZ EDEN : Davalı vekili HUKUK GENEL KURULU KARARIHukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Asıl ve birleşen dava, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Hukuk Genel Kurulu’nda görüşmeler sırasında işin esasına geçilmeden önce; Yerel mahkemece direnme kararı verildikten ve temyiz süresi sona erdikten sonra davacı asil tarafından verilen 24.12.2010 tarihli dilekçede aynen; “hakkın özüne ilişkin dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik HUMK.nun 185.maddesi kapsamında davayı geri aldığımızı bildirir ve iş bu talebimizin davalı yana tebliği ile muvafakatlarının alınarak geri alma nedeni ile esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep ederiz” ifadelerine yer verilerek, talepte bulunulmuştur. Bu talep üzerine davalı vekili bu talebi feragat olarak değerlendirerek “davacının dosyaya feragat dilekçesi ibraz ettiğini ve kararın icrasının yapıldığı icra dosyasında da takipten feragat dilekçesi verdiğini, bu nedenle feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesini” talep etmiştir. Bu beyan karşısında heyetçe ,davacının davayı geri alma talebine davalı vekilinin muvafakatinin bulunduğu kabul edilerek; bu durumun yerel mahkemece değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmış; varılan bu sonuca göre uyuşmazlığa ilişkin diğer hususların değerlendirilmesi yoluna gidilmemiştir. O halde, direnme kararının, mahkemece davacının geri alma beyanı değerlendirilmek ve bu konuda bir karar verilmek üzere salt bu değişik nedenle, bozulması gerekir. S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda belirtilen değişik gerekçe ve nedenlerle HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz nedenlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 18.05.2011 gününde, oybirliğiyle karar verildi.