Taraflar arasındaki "İtirazın İptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 7.Sulh Hukuk Mahkemesince davanın "kısmen kabulüne" dair verilen 05.11.2008 gün ve 2007/1326 E- 2008/1231 K. sayılı kararın incelenmesi davalı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 20.05.2009 gün ve 2009/2707-4696 sayılı ilamı ile; (……Davacı vekili, müvekkilince faturalara konu malların davalıya satılarak teslim edilmiş ise de, bedellerinin ödenmediğini, aleyhine girişilen takibe davalının itirazı sonucu takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali, takibin devamı ve %40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davalı yanın takibe itiraz dilekçesinde ödeme savunmasında bulunmuş olmasına karşılık bu savunmasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın davalı yanca temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2006/11861 Esas, 2007/3899 Karar sayılı ilamıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Yerel mahkemece bozma kararına karşı direnme kararı verilmiş ise de, 2007/19-752 Esas, 2007/728 Karar nolu Hukuk Genel Kurulu kararıyla yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. Mahkemece bu bozma kararına uyularak yargılamaya devam edilmiş ve davalının ödeme savunmasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının asıl alacak tutarına yönelik itirazının iptaliyle takibin devamına, işlemiş faize dair istemin reddine, asıl alacak tutarı üzerinden %40 oranında 1.310.20 YTL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı yanca temyiz edilmiştir. Dava, İİK.'nun 67/2.maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır. Davanın temelini oluşturan icra takibi 5 adet faturaya dayanmaktadır. Davalı itiraz dilekçesinde ödeme savunmasında bulunmuş, ancak duruşmaya gelmediğinden davayı inkar etmiş sayıldığı gözetilerek isticvap edilip ödeme savunmasına ilişkin delillerini sunma olanağının kendisine tanınması gerekirken, bu yönlerin gözetilmemesi nedeniyle önceki hüküm Dairemizce bozulmuş, yerel mahkemenin direnme kararı da Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nca bozulduğundan mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda yazılı şekilde hüküm oluşturulmuştur. Ne var ki, bozma kararına uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Zira davanın konusunu takibe dayanak yapılan 5 adet fatura alacağı oluşturmaktadır. Davalının ödeme savunmasının ve bu savunmanın kanıtı olarak sunduğu belgelerin bu çerçevede değerlendirilip varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken mahkemece dava konusu olmayan cari hesap ilişkisinin tümü yönünden araştırma ve inceleme yapılarak alınan bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir...) Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. S O N U Ç : Davalının temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Dairenin bozma kararında açıklanan nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 09.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.