Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 276 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 96 - Esas Yıl 2012





Taraflar arasındaki “manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 16.09.2008 gün ve 2008/109 E. 2008/277 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 17.12.2009 gün ve 2009/2591 E. 2009/14345 K. sayılı ilamı ile; (...Dava, basın yolu ile kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi ve kararın yayınlanması istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istem reddedilmiş; karar, davacı tarafından temyiz olunmuştur.Davacı, … gazetesinin 3 Mart 2005 günlü sayısında “Tartışılan dizi başkan götürdü” başlığıyla yayınlanan haberde yer alan “…yapılan inceleme sonucunda … tarafından dışarıya yaptırılan ‘…’ adlı dizide televizyon daire başkanı M.’nin kızının sanat yönetmenliğini yaptığının anlaşılması üzerine başkanın ve yardımcısı davacının görevinden alındığının…” biçimindeki gerçek dışı sözlerle kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu belirterek istekte bulunmuşturDavalılar ise, yayının gerçek olduğunu ileri sürerek istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır.Yerel mahkemece yayının görünür gerçeğe uygun olduğu gerekçesiyle istem reddedilmiştir.Davaya konu yayında …’da yayınlanan ‘…’ adlı dizinin sanat yönetmenliğini Televizyon Daire Başkanı M’nin kızının yaptığının anlaşılması üzerine yapılan soruşturma sonunda daire başkanı ile başkan yardımcısı davacının görevinden alındığı belirtilmiştir. Dosyada bulunan … Teftiş Kurulu raporundan söz konusu dizi nedeniyle bir soruşturma yapıldığı ve televizyon daire başkanı M. ile drama programları müdürü dava dışı B’nin görev yerlerinin değiştirilmesinin önerildiği, davacının soruşturma raporunda ismi geçmediği gibi görev yerinen değiştirilmesinin de önerilmediği anlaşılmıştır. Kaldı ki, davacı görev yerinin değiştirilmesini kendi istemiştir.Şu durumda, dava konusu yayın gerçek dışı olup davacı yararına uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmelidir. Manevi tazminata hükmedildiğinde davacı yönünden manevi yönden tatmin sağlanacağından ve yayının üzerinden uzun bir zaman da geçmiş olduğundan ayrıca kararın yayınına da gerek kalmayacaktır.Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, davacı yararına uygun bir tutarda manevi tazminat takdir edilmemiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir…)gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. TEMYİZ EDEN: Davacı vekili HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 04.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.