MAHKEMESİ : Kozan 1. Asliye Hukuk (İş) MahkemesiTARİHİ : 11/02/2013NUMARASI : 2012/541-2013/153Taraflar arasındaki “hizmet tespiti ve işçilik alacakları” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kozan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce (İş Mahkemesi Sıfatıyla) davanın kısmen kabulüne dair verilen 25.06.2012 gün ve 2011/209 E., 2012/344 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 22. Hukuk Dairesi'nin 08.11.2012 gün ve 2012/22312 E., 2012/24593 K. sayılı ilamı ile; “…Davacı vekili, müvekkilinin Hacıbeyli Belediyesinde işçi olarak işe başladığı, 29.03.2009 tarihinde adı geçen belediyenin köye dönüşmesi nedeniyle görev yapan tüm personelin İl Özel İdaresine devredildiği, bu devir neticesinde müvekkilinin haklarının ödenmediğini, Hacıbeyli Belediyesinde çalıştığı süre yönünden TİS farkı, genel tatil alacağı, bayram harçlığı, ikramiye ve ilave tediye alacağı, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, sosyal haklar alacağı, kıdem ve ihbar tazminatı, ücret alacağı ile il özel idaresindeki çalıştığı dönem için ücret farkı alacağının en yüksek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili; davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, devir işleminin 5747 sayılı Kanun'un geçici 2/4 maddesi gereğince gerçekleştiğini, dava konusu alacakların tahakkuk ettirilerek davacıya ödendiğini, davacının hak ve alacağı olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, dava konusu istekler kısmen hüküm altına alınmıştır.Hüküm süresinde davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosya kapsamından davacının Hacıbeyli Belediyesinde işçi olarak çalışırken, 29.03.2009 tarihinde adı geçen belediyenin köye dönüşmesi nedeniyle görev yapan tüm personelin davalı A.. İ..ne devredildiği, daha önce Belediye-İş Sendikasına üye olan davacının, davalı işveren nezdinde çalışırken 25.05.2009 tarihinde Yol-İş Sendikasına üye olduğu anlaşılmaktadır. Davalı devir işlemi uyarınca davacıya tüm alacaklarının ödendiğini savunmuş, davacı taraf ise alacaklarının ödenmediğini iddia etmiştir. Dosyaya bir kısım ödeme belgeleri ibraz edilmişse de, yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu söz konusu işyeri kayıtları ve ödeme belgeleri yeterince ve gereğince incelenmeden tanzim olunmuştur.Bu sebeple işveren delil listesinde işyeri kayıtlarına ve bilirkişi incelemesine de dayandığına göre bilirkişi aracılığı ile işyeri kayıtları incelenerek davacının çalıştığı belediyenin kapatılması üzerine davalı işyerinde çalışmaya başladığı dönem ve sunulan ödeme belgeleri de dikkate alınarak söz konusu dönemde davacıya ödeme yapılıp yapılmadığı, ayrıca davacının diğer taleplerinin de kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanarak konusunda uzman bilirkişi heyetinden alınacak denetime elverişli raporla belirlenmeli ve deliller yeniden değerlendirmeye tabi tutularak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir...” gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Dava, işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, işçi olarak çalıştığı belediyenin 29.03.2009 tarihinde köye dönüşmesi nedeniyle il özel idaresine devredildiklerini, belediyede çalıştıkları dönemde; TİS farkı, ücret alacağı, ikramiye ve ilave tediyeler, bayram ikramiyesi, fazla çalışma ücreti, ücretli izin alacağı, hafta tatili ve genel tatil ücretleri ve sosyal haklarını tam olarak alamadıkları gibi, il özel idaresinde; belediyede aldıkları ücretin çok altında bir ücretle çalıştırılmaları nedeniyle 30.03.2009 tarihinden itibaren eksik ödenen ücret nedeniyle fark maaşlarının ödenmesi gerektiğini belirterek, toplu iş sözleşmesi farkı, genel tatil alacağı, bayram harçlığı, ikramiyeler, fazla mesai ücreti, yıllık izin alacağı, sosyal haklar, kıdem ve ihbar tazminatı, belediyede çalışma karşılığı ücret alacağı, il özel idaresindeki çalışmalar karşılığı ücret farkının tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı il özel idaresi vekili cevap dilekçesinde özetle; 2009 seçimleri öncesinde köye dönüşen belediye personelinin 30.03.2009 tarihi itibariyle A.. İ..ne devredildiğini, Büyükşehir Belediyeleri Sınırları İçerisinde İlçe Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 5747 sayılı Kanun’un Geçici 2. maddesi uyarınca, kamu kurum ve kuruluşlarına olan borçların, ilgili belediyece idareye bildirildiğini, ancak bu kanunda personele olan borçların devriyle ilgili hüküm bulunmadığından idarelerinin sorumluluğu olmadığını ve davanın husumetten reddi gerektiğini, ayrıca davacılara, TİS ile diğer işçilere uygulanan ücret, ücret zammı ve diğer sosyal hakların ödendiğini, eksik ücret ödemesi bulunmadığını, davacının, fazla çalışma, dini ve resmi bayramlarda çalışması olmadığı gibi, ücretli izin alacağı, hafta tatili ve genel tatil ücretleri ve sosyal hak alacağı bulunmadığını, ödemelerin bordrolarda yer verilerek yapıldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, bilirkişi raporu uyarınca ve maddi hatalar düzeltilmek suretiyle davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, taraf vekillerinin temyizleri üzerine Özel Daire tarafından yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuş, mahkemece; “ödeme hususunun belirlenmesine ilişkin hususları ispat etmek külfeti ve bu amaçla buna ilişkin kayıt ve belgeleri sunma yükümlülüğü üzerinde olan davalı tarafça, dava dilekçesinin tebliği ve bilirkişi raporundan sonra itiraz mahiyetinde bozma ilamında belirtilen belgelerin dosyaya sunulduğu, bilirkişi tarafından bu belgeler incelenerek rapor tanzim edildiği ve mahkemece de rapor denetlenerek ve belgelerle karşılaştırılarak TİS hükümleri çerçevesinde değerlendirme yapılarak karar verildiği” gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne ilişkin kararda direnilmiştir.Direnme hükmü, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Uyuşmazlık, işçilik alacaklarının ödenip ödenmediğinin tespiti yönünden mahkemece yapılan araştırmanın hüküm kurmaya yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.Somut uyuşmazlığın incelenmesinde, bilirkişi raporu esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de, bilirkişi raporunun mahkeme kararının gerekçesinde de belirtildiği gibi ciddi hesap hataları içerdiği ve 5747 sayılı Kanun Ek Madde 2’nin hesaplama sırasında dikkate alınmadığı, davalı işveren tarafından dosyaya ibraz edilen ödeme belgelerinden hangilerinin hangi alacaklar ile ilişkilendirildiğinin, denetime elverişli şekilde belirtilmediği anlaşılmaktadır. Bu bakımdan mahkemece, dosyanın konusunda uzman bilirkişiye tevdii ile, davacının alacak kalemleri tek tek belirlenerek, ödeme iddiasını ispat yükünün davalı işverende bulunması nedeniyle, sadece davalı işveren tarafından dosyaya ibraz edilen ödeme belgeleri dikkate alınarak, davacının her bir alacak kalemi ayrı ayrı ödeme belgeleri ile ilişkilendirilmek suretiyle, davalının ödeme iddiasının kanıtlanıp kanıtlanmadığını gösterir ve denetime elverişli şekilde düzenlenmiş rapor alınarak, dosyada mevcut tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle varılacak sonuca göre karar verilmelidir.O halde, Özel Daire bozma ilamında ve yukarıda belirtilen gerekçelerle, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen bozma ilamına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen ilave nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 8/3. fıkrası uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 05.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.