Taraflar arasındaki “Manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir Asliye 2. Hukuk Mahkemesi tarafından davanın reddine dair verilen 1.3.2010 gün ve 43-66 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 23.11.2010 gün ve 10863-11951 sayılı ilamı ile,(.... 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere göre davacının, davalılardan U. Basın Gazetecilik Matbaacılık ve Yayıncılık Sanayi AŞ’ne yönelik temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davacının diğer davalılara yönelik temyiz itirazına gelince; dava, basın yolu ile kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, pasif husumet yönünden istem reddedilmiş; karar, davacı tarafından temyiz olunmuştur.Davaya konu edilen 11.09.2004 ve 12.09.2004 günlü haberlerin yayımlandığı S. gazetesinin davalılardan U. Basın Gazetecilik Matbaacılık ve Yayıncılık Sanayi AŞ’ne ait iken 21.03.2006 günü Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na devredildiği ve daha sonra diğer davalı S. Medya Yayın AŞ’ne ihale ile satıldığı anlaşılmaktadır.5187 sayılı Basın Yasası'nın 13/son maddesinde; Zararı doğuran fiilin işlenmesinden sonra yayının her ne surette olursa olsun devredilmesi, başka bir yayınla birleştirilmesi veya sahibi olan gerçek veya tüzel kişinin herhangi bir surette değişmesi halinde, yayını devir alan, birleşen ve her ne surette olursa olsun yayın sahibi gibi hareket eden gerçek ve tüzel kişiler ve anonim şirketlerde yönetim kurulu başkanı, diğer şirketlerde üst yönetici, bu fiil nedeniyle hükmedilecek tazminattan birinci ve ikinci fıkrada sayılanlarla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.Yerel mahkemece açıklanan yasal düzenleme gözetilerek, dava konusu haberlerin yer aldığı S. gazetesini devralan davalı S. Medya Yayın AŞ ile Şirket'in yönetim kurulu başkanı olan diğer davalı Ali yönünden uyuşmazlığın esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, yazılı biçimde olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir...)gerekçesiyle (2) sayılı bentte gösterilen nedenle bozularak, dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. TEMYİZ EDEN: Davacı vekili HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken,önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 21.3.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.