Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 235 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 139 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ : Balıkesir 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 06/04/2009NUMARASI : 2009/89-2009/107Taraflar arasındaki “genel kurul kararının iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Balıkesir 1.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın “reddine” dair verilen 24.1.2007 gün ve 2006/162-5 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13.11.2008 gün ve 2007/4438-12785 sayılı ilamı ile; (...Davacı vekili, müvekkilinin 11.02.2006 tarihli genel kurulda geç ödemelerden kaynaklanan faiz borcunu ödemediği gerekçesiyle kooperatiften ihraç edildiğini, oysa aidatların zamanında ödendiğini, yönetim kurulunun davacıya gönderdiği yazı ile 12.06.1999 tarihli genel kurulda “seneye yapılacak olan genel kuruldan sonra kooperatifin aidatlarının kaldırılacağından aidatların 25.000.000-TL olması uygun görülmüştür.”dendiğini, bu şekilde sonradan aidat ödemesi yapılamayacağı inancına sevk edilen davacıdan, sonradan yapılan genel kurul kararları ile aidat toplanmasının kararlaştırıldığını ve söz konusu kararlardan davacının haberdar edilmediğini temerrüde düşürülmeyen davacıdan faiz istenemeyeceğini, kooperatifin inşaatları bitirdiğini, ortaklara tahsis ve teslim ettiğini ve tasfiye kararı aldığını, bu nedenle aidat toplanmasına gerek olmadığını, belirlenen aidatların site yönetimi aidatı olduğu düşünüldüğünde ise ödememe veya geç ödemenin kooperatiften ihraç için bir neden olarak kabul edilemeyeceğini ileri sürerek, ihraca ilişkin genel kurul kararının iptalini istemiştir.Davalı vekili, 21.12.2002 tarihinde alınan genel kurulunda bir defaya mahsus olmak üzere 100.000.000-TL aidat alınmasına karar verildiğini, 20.02.1993 tarihli genel kurulda da gecikme halinde % 10 faiz uygulanmasının benimsendiğini, yapılan hesaplamalara gönderilen ihtarlara uymayan davacının ihracında usulsüzlük bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre, davacının parasal edimlerini 2 ay geciktirmesi üzerine yasa ve ana sözleşmeye uygun olarak kaside ve tebliğ edilen ihtarnamelere rağmen ödeme yapmadığı bu nedenle alınan ihraç kararının doğru olduğu gerekçesiyle dava reddedilmiştir.Kararı, davacı temyiz etmiştir.1-Dava ihraç kararının iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının ihracına dayanak ihtarların Tebligat Kanunu’nun 21 nci maddesine göre tebliğ edildiğine ilişkin noter şerhlerine dayanılarak ihracın yasa ve ana sözleşme ile iyi niyet kurallarına uygun olduğu belirtilerek dava reddedilmiş ise de, davacı yanın, ihtarların usulsüz olduğu yönündeki iddiası, ihtarların tebliğine ilişkin PTT’de bulunan tebligat parçaları istenmeden ve usulsüzlük tebliğ iddiası irdelenmeden hüküm oluşturulmuş bulunduğundan kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.2-Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.TEMYİZ EDEN : Davacı vekili HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının iadesine 27.04.2011 gününde, oybirliğiyle karar verildi.