Davacılar, sorumlu olmadıkları gerekçesiyle 6183 sayılı Kanun kapsamında gönderilen ödeme emrinin iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.Mahkeme/ İlamda yazıldığı şekilde davacılar Murat ve Hüseyin yönünden ödeme emrinin iptaline, davacı Hasan yönünden ise, ödeme emri tutarının %80'inin iptaline karar vermiştir.Hükmün, davacı Hasan ve davalı Kurum avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz İsteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı avukatının temyiz itirazlarının REDDİNE;Davalı Kurum avukatının temyiz itirazlarına gelince;Ş...-Y... Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin, dava dışı G... Otelcilik Turizm ve Ticaret Anonim Şirketi'nden 14.04.2000 tarihinde devraldığı işyerinin ödenmeyen 1999 yılı 9, 10, 11, 12. aylar prim borçları nedeniyle davacılara; "Limited şirketlerde ortaklar borçtan sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumludur" uyarısı içeren, 6183 sayılı Kanun kapsamında 2000/173 takip sayılı Ödeme emri gönderildiği;Ş...Y... Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nde; Murat'ın,04.04.2000-05.03.2002 tarihleri arasında 16/20 oranında ortak; Hasan'ın,04.04.2000 tarihinden itibaren hem 4/20 oranında ortak ve hem de04.04.2000-23.05.2003 tarihleri arasında şirket müdürü; Hüseyin'in ise,11.04.2000-23.05.2003 tarihleri arasında şirket müdürü olduğu anlaşılmaktadır.Öncelikle belirtilmelidir ki, 506 sayılı Kanun'un 82. maddesindeki; "Sigortalıların çalıştırıldığı işyeri devredilir veya intikal ederse, eski işverenin kuruma olan sigorta primi ile gecikme zammı ve faiz borçlarından, aynı zamanda yeni işveren de müteselsilen sorumludur. Bu hükme aykırı sözleşmeler muteber değildir." düzenlemesi gereği olarak, davaya konu Kurum alacağından, yukarıda anılan dönemlerde davacıların ortak veya müdür oldukları Ş...-Y... Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin, eski İşveren G... Otelcilik Turizm ve Ticaret Anonim Şirketi ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğu belirgindir. Davaya konu Kurum alacağından davacıların sorumluluğunu doğuran yasal dayanakları da 2 bölümde açıklamak mümkündür.Limited şirket ortakları yönünden;6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 22.07.1998 gün ve 4369 sayılı Kanun'un 21. maddesiyle değişik 35. maddesi; "Limited şirket ortakları şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar." hükmünü taşımakta iken; 06.06.2008 günlü Resmi Gazete'de yayımlanarak bazı maddeleri dışında aynı gün yürürlüğe giren 5766 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'da ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 3. maddesiyle, 35. maddede yer alan, ''şirketten tahsil imkanı bulunmayan" ibaresi "şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan" şeklinde değiştirilmiş ve aynı maddeye;"Ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahıslar devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur.""Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur."Şeklinde iki fıkra eklenmiştir.Limited şirket müdürleri yönünden ise;506 sayılı Kanun'un 80. maddesinin 1. fıkrasına göre, "İşveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak prim tutarlarını ücretlerinden kesmeye ve kendisine ait prim tutarlarını da bu miktara ekleyerek en geç ertesi ayın sonuna kadar Kuruma ödemeye mecburdur." 13. fıkrasına göre, "Sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşların tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludurlar". Bu madde; üst düzey yönetici ve yetkililerin sorumluluğu İçin sigorta primleriyle sınırlı olan, ayrıca prim borcunun doğduğu dönemde tahakkuk ve tediye konularında yetkili olmayı, buna karşın haklı neden olmaksızın bu yükümlülükleri yerine getirmemeyi koşul olarak getirmiştir.Diğer taraftan, Kurumun süresi içerisinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayıiı Kanun hükümlerinin uygulanacağı 506 sayılı Kanun'un 80. maddesinin 5. fıkrasında belirtilmiştir. Bu yönde, 506 sayılı Kanun'un 80. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen dönem sonrasında görevli olan üst düzey yönetici ve yetkililerin sorumluluğunu düzenleyen 6183 sayılı Kanun'un 25.05.1995 tarih ve 4108 sayılı Kanun'un 11. maddesiyle değişik mükerrer 35. maddesi hükmüne göre; Kurumun, işveren tüzel kişilerden olan amme alacaklarının işveren tüzel kişilerin mal varlığından kısmen veya tamamen tahsil edilememesi ya da tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması halinde kanuni temsilciler Kuruma karşı mal varlıklarıyla sorumlu tutulmuşlardır. 5766 sayılı Kanun'un 4. maddesiyle anılan maddeye eklenen fıkra ile de; "Amme alacağının doğduğu ve Ödenmesi gerektiği zamanlarda kanuni temsilci veya teşekkülü idare edenlerin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden müteselsilen sorumlu tutulur." düzenlemesi getirilmiştir.Ayrıca, 5766 sayılı Kanun'un 1. maddesiyle 6183 sayılı Kanun'un 3. maddesine eklenen;Tahsil edilemeyen amme alacağı terimi: "Amme borçlusunun bu Kanun hükümlerine göre yapılan mal varlığı araştırması sonucunda haczi kabil herhangi bir mal varlığının bulunmaması, haczedilen mal varlığının satılarak paraya çevrilmesine rağmen satış bedelinin amme alacağını karşılamaması gibi nedenlerle tahsil edilemeyen amme alacaklarını,"Tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağı terimi: "Amme borçlusunun haczedilen mal varlığına bu Kanun hükümlerine göre biçilen değerlerin amme alacağını karşılayamayacağının veya hakkında iflas kararı verilen amme borçlusundan aranılan amme alacağının iflas masasından tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gibi nedenlerle tahsil dairelerince yürütülen takip muamelelerinin herhangi bir aşamasında amme borçlusundan tahsil edilemeyeceği ortaya çıkan amme alacaklarını,"İfade eder, olarak açıklanmıştır.5766 sayılı Kanun'un geçici 1. maddesi de; "bu Kanunla 6183 sayılı Kanun'da yapılan değişiklikler ve eklenen hükümlerin, hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibariyle tahsil edilmemiş bulunan amme alacakları hakkında da uygulanır." hükmünü taşımaktadır.Hal böyle olunca; Hukuk Genel Kurulu'nun 25.06.2008 tarih 2008/21-441 Esas, 2008/448 Karar sayılı kararında belirtildiği gibi, 5766 sayılı Kanunla 6183 sayılı Kanun'da yapılan değişiklikler görülmekte olan davaya uygulanarak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekmektedir.Kabule göre; limited şirkete ortak ve müdür olduktan tarihin öncesinde doğmuş olsa bile tahsil edilemeyen Kurum alacağından dolayı ortağın, 6183 sayılı Kanun'un 35., müdürlerin, mükerrer 35. maddelerinin yukarıda belirtilen İlk hallerinde düzenlenen şartlar içerisinde sorumlu oldukları; icra takibine konu borçlardan limited şirket ortaklarının sermaye hisseleri oranında sorumlu olduğu ödeme emrinde yazıldığı ve Hasan'ın aynı zamanda şirket müdürü de olduğu gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması, isabetsiz bulunmuştur.O halde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), 23.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.