Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1647 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 227 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Büyükçekmece 3. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 03/05/2012NUMARASI : 2011/388-2012/188Taraflar arasındaki “Tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Büyükçekmece 3.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 19.06.2008 gün ve 2004/1434 E., 2008/771 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 26.10.2010 gün ve 2010/10719 E., 2010/10930 K. sayılı ilamı ile:(...Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesi reddedilmiş; karar, davacı tarafından temyiz olunmuştur.Bir kamu kurumu tarafından bir tesisin yaptırılması sırasında Devlet malı olmayan yerlerden toprak veya kum alınması yahut böyle yerlere toprak, kum veya moloz yığılması nedeniyle uğranılan zararların ödetilmesi amacıyla açılan dava; başkasının malına kamu kurumunun dilediği gibi el atma hakkı bulunmadığı ve plan, proje veya sözleşmelere başkasının malına gereksinime göre el atılabilmesini gerektirecek düzenlemeler konulamayacağından haksız eylemden doğan tazminat davası sayılır ve adli yargı yerinde bakılması gereken bir tazminat davası olarak kabul edilir.Temyize konu edilen davada; davalı Belediye'nin yol yapım çalışması sırasında taşınmazına moloz ve toprak döktüğünü ileri süren davacı, bu yüzden uğradığı zararın ödetilmesini istediğine göre, özü yukarıda belirten 11.02.1959 gün ve 17/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının III. bendi gözetilmeyerek, yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir…) gerekçesiyle oyçokluğu ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. HUKUK GENEL KURULU KARARIHukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Davacı vekili, müvekkilinin ....ilçesi, .....mevkii, 20 ada, 15 parsel sayılı arsanın maliki olduğunu, davalı belediyece, yol çalışmaları sırasında davacının arsasına toprak yığıldığını, toprağın kaldırılması için gerekli olan 7.625.000.000.TL.nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacının parselinin çok meyilli olduğundan parsele müvekkili tarafından dolgu yapıldığını, bu sorunun yapılan yoldan değil, parselinin yapısından kaynaklandığını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, davacıya ait taşınmazın bulunduğu yerde yapılan yol ve kanalizasyon işinin davalı belediye tarafından 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesine göre imar uygulaması sonucu yapıldığını, davalının eyleminin idari karar sonucu yapılan idari bir eylem olduğunu, bu eylemden doğan zararların ödettirilmesi isteklerinin tam yargı davası olarak idari yargı yerinde çözülmesi gerektiğini, yargı yolu bakımından davacının davasının reddine karar verilmiştir.Davacı vekilinin temyizi üzerine hüküm, Özel Daire’ce, yukarıda başlık bölümünde yazılı gerekçeyle bozulmuştur. Yerel Mahkemece, önceki kararda direnilmiş; hükmü davacı vekili temyize getirmiştir. Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık; yargı yolu noktasında olup; davalı Belediye Başkanlığının eyleminin haksız fiil mi, yoksa hizmet kusuru mu teşkil ettiği; buna göre de davanın çözüm merciinin de idari yargı mı yoksa adli yargı mı olduğunun çözümü gerekmektedir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı" başlıklı 2. maddesinde idari dava türleri sayılmıştır. Bu hükme göre, idari davalar; idari işlemler hakkında açılan iptal davaları, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ve kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalardan ibarettir. Gerçekten, idari eylem ve işlemlerden dolayı zarar gören kişiler tarafından açılacak "tam yargı" davaları idari yargı yerinde görülür ve çözümlenir. İdari eylem, kamu idare ve kurumlarının kamu görevine ilişkin, idare hukuku kural ve gereklerine göre yaptığı olumlu veya olumsuz davranış ve fiillerden ibarettir. İdari işlem ise, idari kanunlara dayanılarak yapılan muamelelerdir. İdarenin eylem ve işlemleri, onun kamu hukuku alanındaki kamu gücüne (kamu otoritesini) kullanarak, idare hukuku kural ve gerekleri uyarınca yaptığı faaliyetlerin, hukuki ve maddi hayattaki görünümleridir. Kamu tüzel kişilerinin, kamu hizmetlerine ilişkin olmakla beraber özel hukuk kuralları altında, özel hukuk tüzel kişisi gibi yaptığı eylem ve işlemler ise özel hukuk alanına ilişkin olduğundan, bunlar idari eylem ve işlem olarak nitelendirilemezler. Kamu idare ve kurumlarının, kamu otoritesinin (egemenlik hakkının) bir temsilcisi olarak yaptığı faaliyetlerinde veya ondan doğan eylemlerinde hizmet unsuru söz konusu olduğu halde, özel hukuk tüzel kişisi olarak yürütülen faaliyetler sırasında meydana gelen zararlardan ötürü ilgili kamu tüzel kişisinin sorumluluğunun özel hukuk hükümleri ve ilkeleri uyarınca belirlenmesi gerekir.İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların çözüm ve görümü, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları ihlal edilenler tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine; idarece herhangi bir hakka haksız müdahalede bulunulduğu, plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak zararın tazmini davalarının, haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre çözümü ise adli yargı yerine ait olacaktır.Bir kamu hizmetinin yasa ile idareye görev olarak verilmiş olması, bir hakka yapılan müdahalenin önlenmesi, tazmini isteğiyle açılan her davanın idari yargı yerinde görülmesi için yeterli sayılamaz. 11.02.1959 tarih ve E.17, K.15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da açıklandığı gibi, yapılan işlerin plan veya projelere aykırı olması halinde ortada idari kararın tatbikine ilişkin bir fiil bulunmadığından, bu iddia ile açılmış bir dava ancak haksız fiilden doğan bir dava olarak ele alınacaktır.Bu nedenlerledir ki, haksız fiilden doğan zararların tazmini davalarının özel hukuk hükümlerine göre görülme ve çözüm mercii adli yargı yeridir.Ayrıca 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15/1-a maddesinde, adli yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddine karar verileceği hükme bağlanmıştır. Yani yasanın açıkça adli yargıyı görevli saydığı haller idari yargının görevi kapsamının dışında kalmakta olup, bu gibi durumlarda, dava konusu işlemin niteliğine bakılmaksızın davanın adli yargıda görülmesi gerekir.Nitekim, aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulu’nun 07.12.2005 gün ve 2005/4-650 E.-2005/711 K.; 04.04.2007 gün ve 2007/4-141 E.2007/188 K ; 02.02.2011 gün ve 2010/7-673 E. 2011/2 K.; 04.05.2011 gün ve 2011/3-227 E. 2011/285 K. sayılı ilamlarında da vurgulanmıştır. Somut olayda; davacı vekili, davalı belediye tarafından yol çalışması yapılırken, davacıya ait bitişik parsele toprak yığıldığı bu suretle plan ve proje dışında kalan davacıya ait parsele zarar verdiği iddiasında bulunmuş, toprağın kaldırılma bedelinin tahsilini istemiştir.Görüldüğü üzere, davalı belediyenin eyleminin, Borçlar Kanunu'nun 41.maddesinde ifadesini bulan haksız fiil niteliğinde olduğu belirgindir. Bu durumda, eldeki dava, haksız eylemden kaynaklanan tazminat isteğiyle açılıp; açıkça adli yargının görev alanında kalmakla, yukarıda da belirtildiği üzere, yasanın açıkça adli yargıyı görevli saydığı bu hal idari yargının görev kapsamı dışında kalacağından, bu davanın adli yargıda görülmesi gerekir.O halde, dava hukuki nitelikçe haksız fiilden kaynaklanan tazminat olup, bu niteliğine göre açıkça adli yargının görev alanında bulunmasına göre; yerel mahkemece davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiğinden bahisle yargı yolu bakımından görevsizliğe karar verilmiş olması doğru değildir. Bu nedenle; aynı hususlara değinen, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma ilamına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup; direnme kararı bozulmalıdır.SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa eklenen “ Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı kanun uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 06.12.2013 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi. Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar EMSAL ÜCRET ARAŞTIRMASI • SENDİKALAR MESLEK KURULUŞLARI 4857 sayılı İş Kanunu'ndan 32.maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödemedir.Kanun'un kabul ettiği sınırlar içinde tarafl Şirket hisselerinin haczi, yönetim yetkisi verir mi? MAHKEMESİ : İzmir 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 17/11/2011NUMARASI : 2011/999-2011/990Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 11.06.2012 tarih ve 2012/3091-19898 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işl Eser sözleşmesinin tek tarflı feshi - Çalışma yapılmaması- Süresinde bitirilmemesi Taraflar arasındaki “tespit ve aynen ifa, tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 01.07.2009 gün ve 2008/18 E. 2009/229 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 15. Huk Yargıtay Yargıtay Karar Arama Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ? Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Kanunu Yargıtay İş Bölümü Yargıtay Haberleri Karar Arama Yargıtay Kararları Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Yargıtay Ceza Dairesi Kararları BAM Kararları Danıştay Kararları Anayasa Mahkemesi Kararları Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları Karar Arama Nasıl Yapılır? Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir? Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır? BAM Karar Arama Nasıl Yapılır? Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır? Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?