MAHKEMESİ : Söğüt Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)TARİHİ : 20/09/2012NUMARASI : 2012/259 E-2012/180 K.Taraflar arasındaki “çek nedeniyle menfi tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Söğüt Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesi’nce asıl davanın kabulüne ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen 16.01.2012 gün ve 2007/122 E-2012/13 K. sayılı kararın incelenmesi davacı .. Ltd.Şti. ve birleşen davanın davalısı banka vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19.Hukuk Dairesi'nin 25.06.2012 gün ve 2012/3339 E-2012/10416 K.sayılı ilamı ile; (...Asıl dava, davalı tarafça takibe konu edilen çeklerin bedelsiz olduğundan bahisle menfi tespit davası olup; birleşen dava da aynı çeklerden dolayı bedelsizlik ve süresinden sonra ibraz nedeniyle müracaat hakkı düştüğünden bahisle menfi tespit davasıdır.Davalı A...Seramik San. ve Tic. A.Ş. duruşmalara katılmamış, cevap da vermemiştir.Diğer davalı banka vekili, müvekkilinin iyiniyetli meşru hamil olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; davalı A...Seramik şirketince keşide edilen cevabi ihtarname içeriğine göre, dava konusu çeklerin mal karşılığı verildiği, ancak malların davalı şirketçe teslim edilmediği, bu nedenle de çeklerin bedelsiz olduğu; bedelsizlik iddiasının şahsi def'i olup ancak alt münasebete taraf olan hamile karşı ileri sürülebileceği, üçüncü kişilere ve cirantalara karşı ileri sürülemeyeceği, dava konusu çekleri davalı bankanın temlik cirosu ile devraldığı ve meşru hamil olduğu, çeklerin bankaya tahsil veya teminat cirosu ile devredildiği veya davalı bankanın borçlunun zararına hareket ettiği hususlarının davacı tarafından ispat edilemediği, öte yandan 30.09.2007 keşide tarihli çekin süresinde ibraz edilmemesi nedeniyle hamilin müracaat haklarını yitirdiği gerekçeleriyle asıl davanın kabulü ile davacının dava konusu iki adet çek nedeniyle davalı A.. Seramik A.Ş'ne borçlu olmadığının tespitine; birleşen davanın kısmen kabülü ile davacının 30.09.2007 keşide tarihli 10.000 TL bedelli çekten dolayı davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin isteminin reddine, tarafların tazminat istemlerinin koşulları oluşmadığından reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalı banka vekili tarafından temyiz edilmiştir.1)Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2)Davalı banka, dava konusu çeklere ciro yoluyla hamil olmuştur. 30.09.2007 tarihli çek süresinde ibraz edilmediğinden hamilin kambiyo hukukundan doğan hakları yitirilmiş ise de; yerel mahkemenin gerekçesinde de belirtildiği üzere TTK.'nun 730.maddesi yollamasıyla aynı yasanın 644. maddesine göre, sebepsiz zenginleşme hükümlerine çerçevesinde hamilin keşideciye başvurma hakkı bulunmaktadır. Bu durumda keşideci, sebepsiz zenginleşmediğini usulüne uygun delillerle kanıtlamakla yükümlüdür. Mahkemece bu yönlerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. TEMYİZ EDEN : Birleşen davanın davalısı Türkiye Ekonomi Bankası (FORTİS BANK A.Ş.) vekili HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Asıl ve birleşen dava, çeklerin bedelsiz olduklarında bahisle menfi tespit istemine ilişkindir.Mahkemece, asıl davanın kabulüne; birleşen davanın ise, kısmen kabulüne dair verilen karar davacı K...Ltd.Şti. ve davalı banka vekilinin temyizi üzerine, Özel Daire'ce yukarıya metni aynen alınan gerekçe ile bozulmuş, mahkemece “davanın mahiyeti gereği, taraflarca hazırlama ilkesine tabi olduğu, tarafların ileri sürmediği ve savunmadığı hususların re'sen ele alınmasının mümkün olmadığı, somut olayda, davalı yan savunmasında, sebepsiz zenginleşmeye dayanmadığı gibi, temyiz dilekçesinde dahi sebepsiz zenginleşme hususuna dayalı bir savunma yapmadığı” gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.Direnme kararını, davalı banka vekili temyize getirmiştir.Asıl davada verilen hüküm ile birleşen davada 31.10.2007 keşide tarihli çek yönüyle verilen hükme yönelik temyiz itirazları Özel Daire tarafından reddedildiğinden, uyuşmazlık dışıdır.Uyuşmazlık; birleşen davada, davalı bankanın ileri sürmediği (davacının sebepsiz zenginleşmediği) savunma nedenini yerel mahkemenin kendiliğinden dikkate alıp alamayacağı; burada varılacak sonuca göre, uyuşmazlığa konu 30.09.2007 tarihli ve 10.000 TL bedelli çek dolayısıyla mahkemece, kurulan hükmün yerinde olup, olmadığı noktasında toplanmaktadır.Öncelikle uyuşmazlığa ilişkin hukuki kavram ve kurumlar ile ilgili mevzuatın irdelenmesinde yarar vardır: Mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (eTTK)'nun kambiyo senetlerine ilişkin hükümleri poliçe esası üzerine kurulmuştur. Kanun, kambiyo senetlerinin ortak olan hükümlerine poliçe başlığı altında yer vermiş; bono ve çek hakkında ise, ortak hükümlere yollama yapmakla yetinmiştir (eTTK. 690, 730). Kambiyo senetlerinde sebepsiz zenginleşmeye ilişkin özel düzenleme poliçe hükümleri arasındaki eTTK. m.644'de yer almaktadır. Çek konusunda eTTK. 730/I-14 hükmü, çekte sebepsiz zenginleşmeye ilişkin olarak eTTK. m.644'e yollama yapmaktadır. Bu açıdan, eTTK. m.644'ün, niteliği göz önünde bulundurulmak koşulu ile, çeke de uygulanabilirliği konusunda bir tereddüt yoktur. Hâmilin, kabul eden muhataba ve diğer müracaat borçlularına karşı sahip olduğu talep haklarını kullanabilmesi için, kanunda öngörülen ve müracaat hakkını koruyucu nitelik taşıyan işlemleri belirli ve kısa süreler içinde yapmış olması gerekir. Poliçenin ibrazına ve protesto düzenlenmesine ilişkin olan bu sürelere riayet edilmemesi, hâmilin müracaat hakkından yoksun kalmasına yol açar. Bu gibi hallerde hâmil, herhangi bir nedenle kullanmadığı veya kullanamadığı taleplerinden yoksun kalarak zarara uğramış, buna mukabil borçluların malvarlığında ise, sebepsiz bir artış meydana gelmiş olur. Bu nedenle, sebepsiz zenginleşme talebi, kısa nitelikteki ibraz, protesto ve zamanasımı süreleri içinde hakkını kullanmamış veya elde edememiş olan hâmile, yine poliçe hukuku tarafından tanınmış özel bir imkân niteliğindedir.Eş söyleyişle; sebepsiz zenginleşme talebi hukuki nitelikçe, poliçeden doğan hakkın, bunun korunması ve/veya kullanılması için gereken işlemlerin yapılmaması nedeniyle düştüğü (eTTK. m.642) veya zamanaşımına uğradığı (eTTK. m.661) hallerde, senet borçlusu nezdinde oluşan sebepsiz zenginleşmeye yönelik olarak, poliçe alacağını elde edemeyen ve bu nedenle malvarlığında hakkaniyete aykırı bir değer kaybı oluşan hâmile, yine poliçe hukuku tarafından tanınmış olan yeni bir haktır. Sebepsiz zenginleşme talebinde bulunulabilmesi için, hâmilin müracaat hakkının düşmesi veya zamanaşımına uğramasından dolayı bir zararının ortaya çıkmış olması gerekir. Zararın mevcudiyeti, sebepsiz zenginleşme talebinin kabul şartıdır. Zararın varlığının kabulü için, hâmile ait ve tahsili mümkün olan bir alacak hakkının düşmesi veya zamanaşımına uğraması sonucu borçlu nezdinde oluşan zenginleşmenin, bundan başka bir sebebinin bulunmaması, yani sebepsiz olması yeterlidir (Bozgeyik, Hayri: Kambiyo Senetlerinde Sebepsiz Zenginleşme, AÜEHFD, Cilt:VII, Sayı:1-2, Haziran-2003, Sahife:589 vd.). eTTK. m.644'e istinaden açılan davalarda ispat yükü, sebepsiz zenginleşmediğini veya senet bedelini cirantalardan birine veya hâmile ödediğini savunan keşideciye aittir. Diğer bir deyişle keşideci, ancak bu ispat yükümlülüğünü yerine getirdiği takdirde sorumluluktan kurtulabilir. Zira, hâmilden temel ilişkiyi ve bu temel ilişkiden ötürü keşidecinin bir borcunun bulunmadığını ispat etmesi beklenemez. Bu nedenle keşidecinin, sebepsiz zenginleşmesinin söz konusu olmadığını ispat etmesi gerekir. Ayrıca bu türden bir uyuşmazlıkta ileri tarihli çek keşide edilmesi de mümkün olup bu husus, eTTK'nun 644.maddesine dayalı olarak açılan davanın dinlenmesine engel teşkil etmez.Yukarıda yapılan açıklamaların ışığında somut olayın değerlendirilmesinde; davalı banka, uyuşmazlığa konu 30.09.2007 keşide tarihli ve 10.000 TL bedelli çeki, lehtardan temlik cirosuyla devralmış; anılan çekin süresi içerisinde ibraz edilmemesi nedeniyle davalı banka, kambiyo hukukuna dayalı müracaat haklarını yitirmiştir.Yukarıda vurgulandığı üzere, eTTK'nun 730.maddesi yollamasıyla aynı Kanun'nun 644.maddesine göre, sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde hamilin, keşideciye başvurma hakkı bulunduğuna göre, bu durumda keşideci, sebepsiz zenginleşmediğini usulüne uygun delillerle kanıtlamakla yükümlüdür. Sözkonusu ispat yükünün kime ait olduğunu belirleme görevi, davanın taraflarına değil, mahkemeye aittir.O halde, mahkemece, yukarıda açıklandığı üzere ispat yükünün davacı keşidecide olduğunun kabul edilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, ispat yükümlülüğünün tersine çevrilip, davalı hamile yüklenmesi suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olmuştur.Hal böyle olunca; yerel mahkemece, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.S O N U Ç : Birleşen davada davalı banka vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile; direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma ilamında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 Sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine, 086 sayılı HUMK'nun 440/III-1.maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13.11.2013 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
HAGB'ye itiraz üzerine hem şekil hem de esastan incelenir
Hakkı olmayan yere tecavüz suçundan sanık S.nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 154/1, 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 5 ay hapis ve 80,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına da
İŞ KAZASI • BAKİYE ÖMÜR • MADDİ TAZMİNAT İLK PEŞİN DEĞER • MANEVİ TAZMİNAT
KARAR1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı A. Elektropanc Elektromekanik San. Müh. Taah. Ve Tic.A.Ş.'nin tüm; davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,2- Dava, geçird
Alt İşveren-Üst işveren-Rücu ve birlikte sorumluluk ilkeleri-sorumluluk dönemi-çalışma süresi
Taraflar arasındaki “rücuan tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 15.12.2011 gün ve 2010/532E., 2011/483 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesini
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?