Taraflar arasındaki “tazminat ” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 2.FSHH Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 27.09.2007 gün ve 2006/65 E.-2007/211 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 15.09.2009 gün ve 2007/14350 E.-2009/9427 K. sayılı ilamı ile; (...Davacı vekili, müvekkilinin 1993 yılında Ceyhan Deltası (Adana- Yumurtalık) üzerinde yapacağı bilimsel çalışması ile ilgili olarak TÜBİTAK ile irtibata geçtiğini, müvekkilinin projesinin TÜBİTAK Bilim Kurulu tarafından onaylandığını ve Tübitak ile müvekkili arasında 1.10.1994 ile 30.9.1994 tarihleri arasında yürürlüğü olan sözleşme imzalandığını, proje yürütücüsü olarak ta müvekkilinin kabul edildiğini, projenin 1995 yılının Ocak ayında tamamlanarak DEBAG-106 nolu proje kesin raporunun müvekkili ve Yılmaz imzası ile TÜBİTAK Başkanlığına teslim edildiğini, Bilim kurulu tarafından son paranın 1.11.1995 tarihinde ödendiğini, projede eser sahibinin müvekkili olduğunu, Yılmaz ’ın ise Harita Genel Komutanlığı bünyesinde çalışan bir Albay olduğunu, projenin haritalamaya dair faaliyetlerinden sorumlu olduğunu, çalışmanın yöneticisi, sorumlusu ve yazarının müvekkili olduğunu, müvekkilinin CEYHAN DELTASI (ADANA) KIYI KUMULLARI JEOMORFOLOJİSİ VE BİTKİ ÖRTÜSÜ adlı eserinin özgün kısımlarının davalı tarafından TÜBİTAK tarafından yayınlanan TÜRK BOTANİK DERGİSİ adlı derginin 491-506 sayfalarında yer alan FLORA OF THE NATURAL CONSERVATİON AREA IN ADANA-YUMURTALIK LAGOON (TURKEY) adlı İngilizce çalışmasında aynen tekrar ettiğini, hatta çalışmanın ilk kez kendisi tarafından yapıldığını bahsederek kendisine mal ettiğini, yazının kaynaklar bölümünde müvekkiline yer verilmediğini, yine müvekkili tarafından 76 tane bitkinin tesbit edildiği halde davalının kendi tesbit etmiş gibi yazdığını, ayrıca müvekkili tarafından bitki örtüsü için 8 bitki birliği ve 2 grupman tesbit edildiğini, davalının da bu birliği kendisinin bulduğunu belirttiğini, davalının iyiniyetli olmadığını, müvekkilinin FSEK.den doğan mali ve manevi haklarının ihlal edildiğini, müvekkilinin davalıya gönderdiği e-postaya davalının verdiği yanıtta da dava konu hususda müvekkilinin önce çalışıldığının kabul edildiğini ileri sürerek, 15.000 TL manevi tazminatın eserin yayınlandığı tarih olan Eylül 2004 tarihinden itibaren faizi ile davalıdan tahsiline, davalıya ait eserin yarattığı zararları sonuçların ortadan kaldırılması için TÜRK BOTANİK DERGİSİNİN toplatılmasına, derginin internette bulunan adresinden yazının çıkarılmasına, dava sonucunun dergi ve internet adresinde ve üç ulusal gazetede ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin Yumurtalık Lagün (Gölü) çevresindeki bitki örtüsü üzerinde araştırma yaptığını, davacı ise aynı alanın sadece kıyı şeridinde bulunan kumullar üzerindeki bitki örtüsü üzerine araştırmalar yaptığını, tarafların çalışma yaptığı alanların farklı olduğunu, müvekkilinin çalışma alanının daha geniş olduğunu ve 238 adet bitki türünün tesbit edildiğini, davacının alanda bulunan bitkileri tesbit ettiğini ancak, bitkilerin ilk defa tesbit edilmediğini, davacının çalışmasının yayınlanmadığından iltibasında sözkonusu olmayacağını, davacının çalışmasının bir proje raporu olduğunu, davacının çalışmasının Yavuz ile yapılan FSEK.9.maddesi anlamında müşterek bir çalışma olduğunu, tek başına dava açamayacağını, müvekkilinin çalışmasının tamamen ayrı bir çalışma olduğunu, davacının FSEK.den doğan hiçbir hakkının ihlal edilmediğini savunarak,davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, avunma, oplanan kanıtlar, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının eserinde davacının eserinden herhangi bir şekilde iktibas yahut intihalde bulunulmadığı, davacı tarafından yapılan çalışmanın davalı tarafından eserinde bahsedilmemesinin bilimsel olarak yeterli kaynağı tüketmediği biçiminde değerlendirilmesi gerektiği, usulsüz bir alıntının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve 5846 sayılı Kanuna göre keşif, icat, bilimsel muhteva gibi fikirlerin değil, bunların ifade biçiminin korunmakta olmasına, davacının meydana getirdiği rapordaki ifade biçiminin sonraki makalede hususiyeti de içerecek şekilde intihal edilmediğinin bilirkişi raporu ile belirlenmiş olmasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Ancak, davacı sözkonusu bölgede yaptığı incelemeler sonucu Mayıs 1994 tarihli “Ceyhan Nehri Deltası Kıyı Kumulları Jeomorfolojisi ve Bitki Örtüsü” isimli çalışma raporunu hazırlamıştır. Bu rapordan yaklaşık 8 yıl sonra davalı tarafından aynı konuda meydana getirilen “Adana- Yumurtalık Lagünü Tabiatı Koruma Alanı Florası” isimli makalenin giriş kısmında “daha önce bu bölgede floristikal incelemenin yapılmamış” olduğundan söz edilmiştir. Oysa, dosyaya sunulan e-mail örneklerinden, davalı davacıdan Mayıs 1994 tarihli rapor suretini talep ettiğine göre, bu bölgede anılan çalışmanın kendisinden daha önce yapıldığını bilmesi gerekir. Bu durumda herne kadar davacının manevi tazminat isteminin dayanağı olarak 5846 sayılı FSEK hükümleri gösterilmiş ise de, dava dilekçesindeki açıklama ve bilgilerden dava konusu yayında geçen yukarıdaki açıklama nedeniyle davacının derin elem ve üzüntü içerisinde olduğu da ileri sürüldüğünden; uyuşmazlığın bilimsel çalışma olması nedeniyle, MK. ve BK.da düzenlenen kişilik haklarının bir parçası olarak davacının bilimsel kişiliğine karşı da haksız eylem nedeniyle manevi tazminat davası olarak nitelendirilip nitelendirilmeyeceğinin HUMK.76.maddesi hükmü uyarınca mahkemece değerlendirilmesi gerekir. O halde mahkemece, davalının eyleminin, davacının kişilik haklarına saldırı oluşturup oluşturmayacağı tartışılmadan karar verilmesi doğru görülmemiş bu nedenle de kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Dava, tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece, davalı tarfından kaleme alınan makalede, davacı eserinden intihal bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine, Özel Daire'ce yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle bozulmuştur. Mahkemece, bozmaya uyma yönünde karar verilmeden davacının davayı takip etmediğinden bahisle, davanın HUMK'nun 409.maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına ilişkin verilen karar, temyiz üzerine Yüksek Özel Daire'ce, duruşma gününün davacı tarafa usulünce tebliğ edilmediği gerekçesiyle bozulması üzerine, yerel mahkemece ikinci bozma ilamına uyulmasına, ilk bozma ilamına karşı ise direnilmesine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Hukuk Genel Kurulu'nda işin esasının görüşülmesinden önce, Özel Daire bozma ilamında; “uyuşmazlığın bilimsel çalışma olması nedeniyle, MK ve BK’da düzenlenen kişilik haklarının bir parçası olarak davacının bilimsel kişiliğine karşı da haksız eylem nedeniyle manevi tazminat davası olarak nitelendirilip nitelendirilmeyeceğinin HUMK.76.maddesi hükmü uyarınca mahkemece değerlendirilmesi gerekir. O halde mahkemece, davalının eyleminin, davacının kişilik haklarına saldırı oluşturup oluşturmayacağı tartışılmadan karar verilmesi doğru görülmemiş bu nedenle de kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir" şeklindeki bozma üzerine, yerel mahkemenin, bu hususu tartışılarak, davacının, kişilik haklarına saldırı nedeniyle tazminat talebi bulunmadığından davanın reddine karar vermesinin Özel Daire denetiminden geçmeyen yeni bir hüküm niteliğinde olup olmadığı hususu ön sorun olarak tartışılmış, bu hususun yeni hüküm niteliğinde olmadığı Kurul’ca kabul edilerek işin esasının görüşülmesine geçilmiştir.Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davanın 5846 sayılı FSEK hükümleri yanında, ‘haksız eylem nedeniyle manevi tazminat’ davası olarak da nitelendirilmesinin mümkün olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre de, davalı eyleminin, davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.6100 sayılı HMK’nun 33 (1086 sayılı HUMK’nun 76.) maddesi gereğince hukuki tavsif (niteleme) ve uygulanacak kanun maddesinin tespiti, hâkime aittir.Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde yaptığı açıklamalarda; Türk Botanik Dergisinin 2004 yılındaki sayısında davalı tarafından yayımlanan makalede; müvekkiline ait eserde yer alan kısımların aynen yer alındığı ve bu sahanın bitkileri üzerinde ilk kez çalışıldığı ifade edilerek, müvekkilinin 9 yıl önce gerçekleştirdiği çalışma ve yayının yok farz edildiğini, kaynaklar bölümünde müvekkiline yer verilmediğini, müvekkilinin bu alanda ilk çalışmayı yapan akademik ünvanlı bir kişi olarak davalı makalesinin yayınlanması ile manevi olarak ciddi bir zarara uğradığını, derin elem ve azap içerisinde bulunduğunu, bu zararın telafisinin mümkün olmadığını, bu bölgede müvekkili tarafından daha önce çalışıldığının davalı tarafından bilindiğinin kendisine gönderdiği elektronik mektuptan anlaşılacağını bildirmiştir. Dava dilekçesinin yukarıda açıklanan bölümlerinden de anlaşılacağı üzere davacı taraf, kendi eserinden izinsiz olarak alıntılar yapılarak intihal yapıldığı iddiasının yanı sıra kendi çalışmasını yok farzeden açıklamalar nedeniyle elem duyduğunu da ifade etmiştir.Hukuki nitelendirmenin hakim tarafından yapılması gerektiğinden, dava dilekçesi bir bütün olarak değerlendirilip, davacının hukuki nitelemesiyle bağlı olmaksızın uygulanacak yasa hükmünün belirlenmesi gerekir. O halde, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.S O N U Ç : Davacının temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı Kanunun 440/1.maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 02.10.2013 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
Sigortasız Çalıştırılan İşçinin İşçilik Alacakları İçin Hizmet Tespit Davası Açmaya Zorlanamayacağı
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca
incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu
anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait kuaför salonunda 01/06/2009-
07/03/2011 tarihleri arasında ça
NÜFUS KAYDININ DÜZELTİLMESİ • ÖZEL VEKALETNAME KOŞULU
1- Davacı vekili, davacının nüfus kütüğünde yazılı 20.05.1970 olan doğum tarihinin 10.09.1969 olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece adı geçenin doğum tarihi 10.09.1969 olarak düzeltilmiştir. Uşak Devlet Hastanesi'nden alınan 22.07.2003 tarihli sağlık kurulu raporu düzeltilmek istenen doğum tarihi
ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna - istinaf süresi
MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİA) Davacı Talebinin Özeti:Davacı vekili, davalılara ait iki ayrı gayrimenkule ihtiyati tedbir konulmasına yönelik talebin reddine dair mahkemece verilen ara kararın hukuka ayrı olduğunu ileri sürerek, bahsi geçen ara kararın bozulmasını talep etmiştir.-B) Davalı Cevabının Öze
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?